1
ABD başkanı bakın neler yapmak istiyor?
1-Ukrayna'yı Rusya ve ABD aralarında paylaşsın!
Eylül 1939'da Hitler (Almanya) ve Stalin (Rusya) Polonya'yı paylaşmıştı!
2-NATO üyesi Danimarka 2 milyon 166 bin kilometrekare büyüklüğünde Grönland'ı ABD'ye versin!
3-Panama Kanalı ABD'ne verilsin!
4-Yaklaşık 10 milyon kilometrekare büyüklüğündeki NATO üyesi Kanada ABD eyaleti olsun!
5-Gazze'deki Filistinliler burayı terk etsin! Rusyadaki Yahudileri Gazze'ye yerleştirelim...Gazze kumarhaneleriyle yeni Monaco, Monte Carlo, Atlantic City ve Las Vegas olsun...
2
1961'de John Fitzgerald Kennedy ABD başkanı olarak göreve başladığında Sovyetler Birliği'nin elinde dünyadaki tüm canlıları iki kez, ABD'nin elinde dünyadaki tüm canlıları on kez yok edebilecek kadar nükleer silah birikmişti...The Day After (1983) filmini seyrederseniz nükleer savaş çıkarsa neler olacağını bizzat görebilirsiniz!
3
Bitcoin fiyatı 4 Aralık'ta 103,332.30 dolardı
Bitcoin'in 12 Mart 2025 fiyatı 82.078 dolara indi...(Washington saatiyle 13: 00)
ABD borsasında 1 trilyon 700 milyar dolarlık kayıp yaşandı...
17 Aralık 2024'te Tesla Hissesi 479 dolar 86 centti...10 Mart 2025'te Tesla hissesi 221 dolara indi...
12 Mart 2025 saat öğlen 12: 12 (Washington saatiyle)
Tesla hissesinin durumu 248,80 dolar!
Bu satırlar yazıldığında (Türkiye saatiyle 16 Mart sabah saat 07: 00) Tesla hissesi 249 dolar 98 cent değerindeydi...
Elon Musk "𝕏’i (eski adıyla Twitter'ı) Ukrayna’dan gelen siber saldırılar çökertti" diyor.
Elon Musk/ Net serveti : 319,6 milyar dolar (12 Mart 2025 Sabah Washington saatiyle 09:40)
Elon Musk yani First Kanka Aralık ayında 464 milyar dolara sahipti...
4
Trump Nobel barış ödülü kazanmayı her şeyden çok istiyor...
ABD lideri Donald Trump ve Rusya lideri Vladimir Putin Suudi Arabistan'da bir zirve toplantısı yaparak Ukrayna'da barışın nasıl sağlanabileceğini konuşacak...
Putin Ukrayna'nın topraklarının en az %20'sini ele geçirdi - 40.000 mil kareden fazla - ve ABD'nin iddiasına göre ABD eski başkanı Joe Biden Ukrayna'ya 175 milyar dolarlık askeri yardım yolladı...
Ukrayna lideri Zelensky "Elimize geçen ABD askeri yardımı 75 milyar dolar, ABD yalan söylüyor" diyor...
12 Mart 2025'te yapılan Ukrayna'nın Rusya'nın işgal ettiği toprakları geri isteme iddiası gerçekleri görmezden gelme anlamı taşıyor:
Çünkü Rusya Kırım, Donetsk, Luhansk, Herson ve Zaporizhia'yı kontrol ediyor...Bunları asla Ukrayna'ya geri vermeyecek!
Rusya'nın askeri bütçesi yıllık 132 milyar dolar! Yıllık gelirlerinin % 7'sini savaş için harcıyorlar...Ukrayna yıllık 44 milyar dolarlık savaş harcaması yapıyor... Ukrayna'nın can kaybı için 600.000 rakamı veriliyor...8 milyon Ukraynalı Türkiye dahil pek çok ülkeye sığındı...
Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, Fransa ve Almanya'nın Ukrayna'ya daha fazla silah göndermek için sadece zaman kazanmaya çalışmasının "çok utanç verici" olduğunu, bu iki dev ülkenin barış aramadığını söyledi.
ABD ve Rusya'nın çıkarlarının hiçbir zaman örtüşmeyeceğini belirten Lavrov, "Bu çıkarların hatta yüzde 50 oranında bile uyuşması mümkün değil. Ancak çıkarlarımız örtüştüğünde, sorumlu siyasetçiler olarak benzerlikleri geliştirerek pratiğe dönüştürmek için elimizden geleni yapmalıyız. Çıkarlar örtüşmediğinde veya çeliştiğinde ise sorumlu ülkeler, bunların çatışmaya dönüşmesini önlemek için elinden geleni yapmalı" diye konuştu.
Lavrov, ABD Başkanı Donald Trump'ın, Grönland planlarına ilişkin ise "Ukrayna'nın, Rusya'nın güvenliği açısından önemi, Grönland'ın, ABD'nin güvenliği açısından taşıdığı önemden kat kat daha büyük" dedi...
Trump’ın Rusya ve Çin'le "nükleer silahsızlanma" görüşmelerine başlamak istediğine dikkati çeken Lavrov, "Karşılıklı saygı, eşitlik ve önceden belirlenen çözümlerin dayatılması temelinde her türlü formatta görüşmelere açığız. Eğer Çinli dostlarımız bu konuya ilgi gösteriyorsa karar, onlarındır," dedi.
Lavrov, Rusya ile ABD arasında stratejik istikrara dair diyaloğun kurulmasının önemini vurguladı.
ABD’nin NATO’dan çekilmesi ihtimalini de değerlendiren Lavrov, "Amerikalıların, NATO’dan çıkacağını düşünmüyorum. En azından ABD Başkanı Donald Trump, bunun olabileceğine hiçbir zaman işaret etmedi," dedi...
Lavrov, Ukrayna’nın NATO’ya üye olması ihtimaline ilişkin ise "Ukrayna’nın NATO’ya dahil olması, anayasasına ve 1991 tarihli bağımsızlık bildirgesine aykırı," ifadesini kullandı.
Lavrov: "Minsk anlaşmaları uygulansaydı, Ukrayna 1991 sınırlarında kalırdı"
Avrupa’nın Ukrayna krizine yönelik yaklaşımını değerlendiren Lavrov, Almanya ile Fransa'nın, bu krizin çözümüne dair Minsk anlaşmalarını bozduğuna işaret ederek "Fransızların ve Almanların yaptıkları, utanç verici," dedi.
Lavrov, "Minsk anlaşmaları uygulansaydı Ukrayna, Kırım hariç 1991 sınırlarında kalırdı. Çünkü Kırım Minsk’teki müzakerelerde hiçbir zaman dile getirilmedi. Her seferinde yalan söylediklerinde kaybediyorlar. Bu süreç devam ediyor," diye konuştu.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un, daha önce "Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in 2022’de İstanbul’daki müzakerelerde Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelensky’e kendi şartlarını dayatmaya çalıştığı" yönünde açıklama yaptığını anımsatan Lavrov, Ukrayna’nın İstanbul’da sağlanan anlaşmayı parafladığına dikkati çekerek "Bu, Macron’un başka bir yalanıdır" dedi...
Avrupa Birliği'nin artık ekonomi özelliğini kaybettiğini söyleyen Lavrov, AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’i Adolf Hitler'e benzeterek "Führer Ursula." dedi.
Avrupa’da sanayisizleşme sürecinin yaşandığını belirten Lavrov, "Avrupalılar, ‘Rusya'ya karşı savaşta zafer kazanma’ gibi ideolojik hedefe ulaşılması uğruna her şeyi feda etmeye hazır. AB artık barışçıl ekonomik bir proje değil. Kendi ordularını kurmak istiyorlar," diye konuştu.
Lavrov, Avrupalı ülkelerin, Ukrayna’ya barış güçlerini konuşlandırması ihtimaline dair ise "NATO birliklerinin herhangi bir bayrak altında, herhangi bir sıfatla Ukrayna topraklarında bulunması bizim için tehdittir. Bunu hiçbir şekilde kabul etmiyoruz." ifadelerini kullandı.
Lavrov: "İran nükleer anlaşmasının yeniden canlandırılmasından yanayız"
ABD ile temaslarda Basra Körfezi ve İran nükleer anlaşması meselesini de ele aldıkları bilgisini paylaşan Lavrov, şunları kaydetti:
"Trump’ın ilk başkanlık döneminde Amerikalıların vazgeçtiği programın yeniden canlandırılmasından yanayız. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) tarafından onaylanan orijinal anlaşmanın öngördüğü formatın sürdürülmesinden yanayız. Amerikalıların, yeni anlaşmanın siyasi şartlarla birlikte olmasını istediklerine dair belirtiler var. Buna göre, İran'ın Irak, Lübnan, Suriye ve diğer yerlerdeki grupları desteklemediğine dair denetlemelerden geçecek. Bunun işe yaracağını sanmıyorum. Bu, bizi endişelendiriyor."
5
SUUDİ ARABİSTAN DONALD TRUMP'A 2025'TE RİYAD'DAKİ ZİYARETİNDE 14 ŞUBAT 1945'TE SUUDİ KRALININ ABD BAŞKANINA SÖYLEDİĞİ SÖZLERİ AYNEN TEKRAR EDECEK!
14 Şubat 1945 Sevgililer Günü'nde ABD lideri Roosevelt Suudi Arabistan Kralı Abdul Aziz Al Saud'la U.S.S. Quincy savaş gemisinde bir araya geldi...Roosevelt 1932,1936, 1940, 1944 seçimlerinde dört kez ABD başkanı seçildi ve 12 Nisan 1945'te vefat etti...Roosevelt'in ölüm haberi Hitler'in duyduğu en güzel haberdi; Hitler haberi aldığında mutluluktan dans etti...
Franklin Delano Roosevelt 14 Şubat 1945'te Suudi Arabistan kralına Avrupalı Yahudilerin Hitler'in başbakan olduğu 1933'ten itibaren çok zor durumda olduğunu ve Kral'dan bu konuda ne yapılabileceği hakkında tavsiye almak istediğini söyledi...Kral "Yahudileri Orta Doğuda istemiyoruz...Onlarla birlikte yaşamamız mümkün değil" dedi...
Kral Alman ordusu Wehrmacht'ın tehcire zorladığı, yuvalarını dağıttığı, evlerine, mülklerine,değerli eşyalarına, mallarına, her şeylerine el koyup kitle imha kamplarına yolladığı Avrupalı Yahudilerden hayatta kalanların 1933'ten önce yaşadıkları şehirlere ve evlere geri dönmelerini tavsiye etti...
Kral şöyle dedi: "Yahudiler Alman zulmünden önce yaşadıkları yerlerde yaşamaya devam etmeliler...Onları Orta Doğu'da istemiyoruz"
Kral ile ABD başkanı sadece Polonya'da 3 milyon Yahudinin Almanlarca öldürüldüğünü konuştular...
Kral Araplarla Yahudilerin ne Filistin'de ne de başka bir ülkede asla birlikte yaşayamayacaklarını söyledi...Majesteleri, Arapların varlığına yönelik artan tehdide ve Filistin'e devam eden Yahudi göçü ve Yahudiler tarafından Orta Doğu'da toprak satın alınmasından kaynaklanan krize dikkat çekti. Majesteleri ayrıca Arapların topraklarını Yahudilere vermektense ölmeyi tercih edeceklerini belirtti.
Başkan, Majestelerine Arapların aleyhine ve Yahudi toplulukları lehine hiçbir girişimde bulunmayacağına ve Arap halkına karşı düşmanca hiçbir hareket yapmayacağına dair güvence vermek istediğini söyledi.
Başkan Franklin Delano Roosevelt kendisinin de çiftçi kökenli olduğunu hatırlatarak Orta Doğuda bereketli tarım toprakları elde edilmesi, su kaynaklarının geliştirilmesi, su kaynaklarının maksimum derecede verimli şekilde kullanılması, ekim alanlarının arttırılması gerektiğini vurguladı. Arap toprakları da dahil olmak üzere birçok ülkede savaştan sonra geliştirileceğini umduğu sulama, bereketli tarım toprağı elde etme, ağaç dikme ve yüksek tarım verimliliğine özel ilgi duyduğunu ifade etti. Roosevelt Araplara karşı sempati, dostluk ve sevgi duyduğunu belirterek, verimli tarım arazilerinin çoğaltılmasıyla birlikte açlığın, yoksulluğun geriletileceğini, en alt seviyeye indirileceğini, çöllerin bereketli tarım arazilerine çevrilmesinin yollarının olduğunu, böylece çok daha fazla Arabın gıda kaynaklarına sahip olacağını söyledi... Majesteleriyse, tarımı bu kadar güçlü bir şekilde teşvik ettiği için ABD Başkanına teşekkür etti…
Suudi Kralı o gün ABD başkanına ne dedi:
"Yahudilerin Almanlara güvenmeme hakkı var. Ama Müttefiklerin Nazizmi yeneceklerinden ve onun tüm kurbanlarını koruyabileceklerinden eminim. Müttefikler Almanya'nın politikasını değiştirebileceklerinden emin değillerse, neden en başından bu maliyetli savaşa giriştiler?
'Nazilere ve Yahudilere zulmedene bedelini ödetin. Biz Araplar savaşlarda bunu yaparız ve savaşları böyle sonlandırırız.'
Yahudilere Almanya'nın en verimli topraklarını verin. Savaşa katılmayanlar, savaşanların suçlarının bedelini neden ödesinler?"
6
İSRAİL SURİYE'DEN ASLAN PAYINI KOPARMAYA KESİN KARARLI...NETANYAHU SURİYE'DEN DEV BİR PARÇAYI AYIRMAK İÇİN HER TÜRLÜ SAVAŞ HAZIRLIĞINI YAPTIRIYOR...YAZ 2025 ÇOK SAVAŞLI GEÇECEK!
Suriye'de 1920'lerde nüfusun % 30'u Hıristiyandı...
2010'da Suriye'de 1 milyon 500 bin ila 2 milyon 300 bin Hıristiyan vardı...Bugün ülkede 300 binden az Hıristiyan var...Diğerleri ülke dışına kaçtı...
Lübnan, Ürdün, Suriye ve İsrail'de yaklaşık 2 milyon 500 bin Dürzi var...Suriye'de 700 bin, İsrail'de 130 bin Dürzi var...Suriye nüfusundaki oranları % 3...İsrail Dürzi topluluklarını müttefiği olarak görüyor ve onları koruması altına almaya çok kararlı...
Alevilerin Suriye nüfusundaki oranı % 10 ila 13...Yaklaşık 2 ila 2 milyon 500 bin Alevi var Suriye'de...
İsrail Suriye'de Türk askeri üsleri istemiyor...Bunun için de ABD başkanını baskı altına almış durumda...
7
İSRAİL İSTEDİ TRUMP GÜNEY AFRİKA'NIN WASHİNGTON BÜYÜKELÇİSİNİ ABD'NDEN KOVDU
Trump Amerika, Asya, Afrika ve Avustralya'nın Avrupalılarca sömürüldüğü dönemi özlüyor...Kendisi de ABD başkanı olarak bakın neler yapmak istiyor?
1-Ukrayna'yı Rusya ve ABD aralarında paylaşsın!
1939'da Hitler ve Stalin Polonya'yı paylaşmıştı!
2-Danimarka Grönland'ı ABD'ye versin!
3-Panama Kanalı ABD'ne verilsin!
4-Kanada ABD eyaleti olsun!
5-Gazze'deki Filistinliler burayı terk etsin!
Trump şöyle diyor: 32 üyeli NATO'da ABD savaşa hazırlık harcamasının % 70'ini tek başına yapıyor...Türkiye dahil 31 ülkenin NATO savaşa hazırlık bütçesindeki payı % 30...ABD'nin yıllık savaşa hazırlık bütçesi yaklaşık 895 milyar dolar...
Uluslarası Ceza Mahkemesi'nin İsrail Başbakanı ve İsrail eski Savunma Bakanınının tutuklanma kararı almasında önderlik eden ülke Türkiye değil Güney Afrika ! İsrail Trump'tan Güney Afrika'nın Washington büyükelçisinin ABD'nden kovulmasını istedi ve Trump da bu isteği onayladı...
Güney Afrika'nın ABD Büyükelçisi, istenmeyen adam ilan edildi
ABD Dışişleri Bakanı Rubio sosyal medya hesabından yaptığı açıklama ile, Güney Afrika'nın ABD Büyükelçisi Ebrahim Rasool'u "istenmeyen kişi" ilan ettiğini duyurdu. Rubio açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
"Güney Afrika'nın ABD Büyükelçisi artık büyük ülkemizde hoş karşılanmıyor. Ebrahim Rasool, Amerika'dan ve Donald Trump'tan nefret eden ırkçı bir politikacıdır. Kendisiyle konuşacak bir şeyimiz olmadığı için perona non grata kararı verilmiştir."
NATO'yu anlamak istiyorsanız NATO Genel Sekreteri ve ABD başkanı Trump arasında geçen konuşmanın videosunu seyredin...
Trump, Kanada ve Grönland'ı (ikisi de NATO'nun bir parçası) ilhak etmekten bahsediyor ve NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, hiçbir itirazda bulunmadan orada oturmakla kalmıyor, Trump'a dalkavukluk etmek için elinden geleni yapıyor, onu durmadan övüyor...Trump, NATO'nun Grönland'ın ilhakına "dahil olması gerekebileceğini" ima ettiğinde, temel görevi üye devletlerin toprak bütünlüğünü savunmak olan Genel Sekreter, "NATO'yu buna dahil etmek istemediği" için bunu tartışmanın "dışında bırakmaya" çalışarak yanıt veriyor. NATO başkanının, bunu yapan ABD olduğunda bir üyenin toprak ilhakını göz ardı edilecek bir konu olarak ele alması, "ittifak" hakkında bilmeniz gereken tek şeydir. Hemen ardından Trump, "Grönland'da zaten birkaç üssümüz ve epeyce askerimiz var" diye övünüyor, ardından Savunma Bakanı Pete Hegseth'e "Belki de oraya daha fazla asker gittiğini göreceksiniz" diyerek bölgeyi zorla ele geçirmeye dair açık bir imada bulunuyor. Bu arada Trump'ın talebinin saçmalığı da ortaya çıkıyor...Grönland'daki ABD askeri üsleriyle ABD, Grönland'da ihtiyaç duyduğunu iddia ettiği stratejik dayanağa zaten sahip. Ve bu arada, askeri ilhak tehdidi yüksek sesle dile getirilirken bile, Rutte sessizce oturuyor. Kanada için de aynı şey geçerli: Trump, Kanada'yı ilhak edip bir eyalet haline getirmekten bahsederek "bunu yapmak zorundayız, üzgünüm" diyor, Kanada'yı potansiyel olarak "en büyük eyaletlerimizden biri" olarak adlandırıyor ve ülkenin ABD'nin bir parçası olarak görsel olarak ne kadar "inanılmaz" görüneceğini belirtiyor. Bu arada Rutte, hiçbir anda Kanada'nın egemenliğini savunmaya veya bunun NATO antlaşmasının hemen hemen her ilkesini nasıl ihlal ettiğini açıklamaya çalışmıyor. Sonuç olarak, bu alışveriş NATO içindeki gücün gerçekliğini ortaya çıkarıyor: karşılıklı savunma ile ilgili olması gereken ancak gerçekte en güçlü üyesinin emperyal hırsları için bir araç - veya en azından bir kolaylaştırıcı - olan bir ittifak. Bir süredir NATO'nun ittifak dışındaki ülkelere karşı davranışları incelendiğinde bu açıktı ancak şimdi üyeleri bile güvenlik için katıldıkları örgütün saldırganlıklarına yardımcı olabileceği rahatsız edici gerçeğiyle yüzleşmek zorundalar...