İNSANLARI KİTLELER HALİNDE ÖLDÜRMEK İÇİN HER YIL DEV BÜTÇELER, TRİLYON DOLARLAR AYRILIRKEN, KÜRESEL ÇAPTA SAĞLIK HARCAMALARINDA HER FIRSATTA KISITLAMALAR, DARALTMALAR, KESİNTİLER YAPILIYOR!
1
Ünlü Alzheimer hastaları:
Süleyman Demirel'in eşi Nazmiye Demirel, Yazar Yalçın Küçük, Oyuncu Gene Hackman, İngiliz Başbakan Margaret Thatcher, ABD başkanı Ronald Reagan, Gazeteci yazar Pakize Suda, Şarkıcı Behiye Aksoy, Şarkı Sözü yazarı Fikret Şeneş, Sinema ve tiyatro oyuncusu Alev Sururi (aynı zamanda Parkinson hastasıydı), Sinema ve tiyatro oyuncusu, seslendirme sanatçısı Alev Koral, Gazeteci Necmi Tanyolaç, Ressam Willem de Kooning, Oyuncu Charlton Heston, İngiltere Başbakanı Winston Churchill, Oyuncu Charles Bronson, Şarkıcı Perry Como, Oyuncu Rita Hayworth, Film Yönetmeni Otto Preminger, Besteci Aaron Copland, Ressam James Brooks, İngiliz Başbakan Harold Wilson, Yazar ve filozof Iris Murdoch
2
Gene Hackman ve eşinin ölümü
3 milyon 800 bin dolar değerinde bir evde yaşayan iki Oscar ödüllü oyuncu Gene Hackman (1930-2025) yaklaşık 80 milyon dolarlık servete sahipti...
Hackman ileri derecede Alzheimer hastası, Kalp hastası ve kronik yüksek tansiyon hastası olmasına rağmen bir hasta bakıcıya,aşçıya,temizlikçiye ya da hizmetçiye sahip değilmiş...Alzheimer hastası eğer düzenli olarak alması gereken ilaçları kendisine bu ilaçları yutturan bir yakını ya da hasta bakıcısı yok ise kullanması zorunlu ilaçlarından hiçbirini almayacaktır...Gene Hackman olayında Hackman'ın eşi 11 Şubat'ta ölmüş ve Hackman evde 18 Şubat'a kadar bir hafta boyunca yalnızmış...Yani hiçbir ilacını tek başına alması mümkün değil...
Çok daha dar ve kısıtlı ekonomik imkanlara sahip olan ve bu hastalıklara yakalanan yaşlı insanların kendilerine hasta bakıcı, hizmetçi tuttuğu bilindiğinden 95 yaşındaki Hackman'ın ve 65 yaşındaki eşi Arakawa'nın evlerinde personel çalıştırmaması çok dikkat çekici, çok garip, çok tuhaf...
Soruşturma sonuçlarına göre 11 Şubat'ta önce Arakawa'nın, ardından da 18 Şubat'ta Hackman'ın hayatını kaybetmiş olması muhtemel.
Ölüm sebepleriyse karbon monoksit zehirlenmesi değilmiş...Çiftin köpeklerinden biri de ölü bulundu...
65 yaşındaki Betsy Arakawa ise enfekte kemirgenlerle temas sonucu bulaşan hantavirüs pulmoner sendromu (HPS; hantavirus pulmonary syndrome) nedeniyle hayatını kaybetti. Hantavirüs vakaları son derece nadirmiş.HPS'nin genellikle kemirgen dışkısı, idrarı veya tükürüğü ile temas sonucu bulaşıyor...
New Mexico’daki geyik faresi başta olmak üzere kemirgenlerin dışkısına maruz kalma yoluyla bulaşan bu virüs, grip benzeri semptomlara yol açtıktan sonra nefes darlığı, kalp ve akciğer yetmezliğine kadar ilerleyebiliyor.
Nebraska Üniversitesi Tıp Merkezi’nde bulaşıcı hastalıklar profesörü olan Dr. James Lawler, insanların virüsü kemirgen idrarı veya dışkısından soluduğunu söyledi. Akciğerlerdeki kılcal damarlar sızdırarak akciğerlerin sıvıyla dolmasına neden olduğundan hastalık kötüleşebilir. Kalp iltihaplanır ve hastalar nefes almakta zorlanabilir.
95 yaşındaki Gene Hackman (1930), mutfağa yakın bir odada bulundu.
65 yaşındaki piyanist Betsy Arakawa (1959), banyoda ölü halde bulundu.
Dedektifler, Arakawa'nın elleri ve ayaklarında "çürüme" belirtileri görüldüğünü ifade etti.
Hackman'ın vücudunda da benzer ölüm belirtileri olduğu bildirildi.
Çifte ait bir Alman Çoban köpeği, banyodaki bir dolapta ölü bulundu.
Çiftin cesetleri bulunduğunda, yetkililer evde bir sandığın içinde ölü bir köpek de buldular. Eyalet veterineri, Zinna adında bir Avustralya Kelpie karışımı olan köpeğin susuzluktan ya da açlıktan ölmüş olabileceğini söyledi. Köpek üzerinde otopsi yapılıyor.
Banyoda Arakawa'nın cesedine yakın bir yerde bir ilaç şişesi ve saçılmış haplar bulundu. Aramalar sırasında tespit edilen reçeteli ilaçların tiroid ve yüksek tansiyon tedavisine yönelik yaygın ilaçlar olduğu belirtildi.
Beş kez Oscar ödülüne aday gösterilen ve iki kez de Oscar ödülü kazanan Gene Hackman'ın bazı filmlerden aldığı ücretler:
The Quick and the Dead (1995) - $1,300,000
Superman (1978) - $2,000,000
Lucky Lady (1975) - $1,350,000
The French Connection (1971) - $100,000
3
Alzheimer hakkında
Alzheimer hastalarında en çok görülen belirti kısa süreli hafıza kaybıdır. Demansın en yaygın erken belirtileri arasında yeni bilgiyi unutmak yer almaktadır. Önemli konuları unutmak ve sürekli aynı bilgiyi sormak da ilk dönemlerde görülen belirtilerdir. Ayrıca Alzheimer’a sahip hastalar genelde günlük işleri planlamada ve tamamlamada zorluk yaşamaktadırlar. Alzheimer belirtileri yaşayan hastalar genelde basit veya alternatif farklı kelimeleri akıllarına getiremezler. Alzheimer hastaları kendi mahallesinde yolu bulamayabilir, nerede olduklarını ve oraya nasıl geldiklerini unutabilir ve eve nasıl gideceklerini bulamayabilirler. Alzheimer hastaları hava durumunun farkına varamayıp yanlış şekilde giyinebilirler. Alzheimer hastası olan biri eşyaları ilgisiz yerlerde bırakabilirler. Alzheimer hastası olan birinin ruh hâlinde hızlı değişimlerde meydana gelebilmektedir. Alzheimer hastaları okumada zorluk yaşayabilir, mesafeyi çıkaramayabilir, renk ya da tezatlığı belirleyemeyebilirler. Alzheimer belirtileri yaşayan bir kişi yaşadığı değişimlerden kaynaklı kendini ortamdan soyutlayabilmektedirler
4
Alzheimer Tetikleyen Sebepler Nelerdir?
Dünya sağlık örgütü verilerine göre; dünya çapında yaklaşık 30 milyon kişi Alzheimer teşhisi almış durumdadır. Yapılan araştırmalar, bazı ülkeler ve bölgelerde bu sorunun çok daha yaygın olmasına karşın kayıtlara girememesi nedeniyle rakamsal karşılığı olmadığını da gösteriyor.
Hastalığı tetikleyen sebepler, bölgesel özelliklere de bağlı olarak artabiliyor. Yaşam biçimi, beslenme ve alışkanlıklar gibi faktörler bu sağlık sorununu tetikleyebiliyor.
Beynimizdeki kan akışının azalması kilo ile bağlantılıdır. Bir insanın vücut kitle endeksi ne kadar yüksekse beynindeki kan akışı da o kadar yavaşlar.
Eğer insan sürekli hareketsiz durduğu bir yaşam içerisindeyse ve düzenli bir şekilde egzersiz yapmıyorsa beynindeki kan akışı yavaşlıyor ve bu da Alzheimer hastalığının oluşmasına zemin oluşturuyor. Tabii ki tetikleyen birçok nedenden sadece birisi budur. Bir diğer neden ise beslenme şeklimiz.
Karbonhidrat ve hayvansal yağ ağırlıklı besleniliyor, protein ve vitamin dengesine özen gösterilmiyor ve düzensiz besleniliyorsa bu da hastalığı tetikleyen bir durum olabilir. Bu nedenlerden dolayı beslenme ve fiziksel aktiviteye daha fazla dikkat etmeniz gerekir çünkü hareketsiz ve kilolu kişilerde hastalığın oluşma olasılığı çok daha fazladır.
Beslenme ve fiziksel aktivitenin yanında bu hastalığın oluşmasına zemin hazırlayan faktör yaş olduğunu belirtmeliyiz. Alzheimer net bir şekilde yaşlanma ile ilgili bir hastalık diyebiliyoruz. Her hastalıkta olduğu gibi streste bu hastalığı tetikleyen faktörlerden biris0diri.
Düzensiz olan hayat bu hastalığı etkileyen en önemli faktörlerden birisi sayılırken yoğun stres ve baskı altında çalışan kişiler hafıza bozukluğu yaşayabiliyor. İnsanların stres yönetimi konusunda kendisini geliştirmesi sağlığı açısından çok fazla önem kazanıyor bu durumda.
Uzun süreli uykusuzluk ve yorgunluğun ilk etkilediği yer hafızamız olduğundan dolayı bu hastalıkla mücadele edebilmek için yeterince ve sağlıklı uyumamız gerekmektedir.
5
Alzheimer’i Tetikleyen Sebepleri Azaltabilir miyiz?
Elbette tetikleyen sebepleri azaltmanın yollarını da bulabiliriz. Önce neyin tetiklediğini bulup sonra da bulduğumuz sorun üzerinden yapılacak düzenli bir plan ile bu sebebi ortadan kaldırabiliriz.
Mesela konu beslenme ise ona uygun bir beslenme şekli sunarak kişinin bu durumda sağlıklı bir şekilde kalmasını sağlamak, kilo ise bu durumda kendisine en iyi şekilde bakarak hem bu hastalığın hem de getirdiği diğer hastalıkları önleyebiliriz.
Hafızamız hiçbir zaman yaşlanan bir şey olmadı. Her ne kadar yaşlanırsak yaşlanalım hafızamız her zaman canlılığını ve yeniliğini korumaya devam eder fakat devam etmesi için hafızamıza bizimde yardım etmemiz gerekiyor en baştadır.
Beyinsel işlevlerinizi etkileyebilecek sağlıklı alışkanlıklar edinmeye başlamak için hiçbir zaman yaş bir engel olmamalıdır. Beynimizi zekice yapılandırıyor ve beynimiz açısından olan sağlıklı yaşam tarzını izliyoruz. Unutkanlık yaşanmaması için beynimizi sürekli aktif tutmamız gerekir.
Bu hastalığı beslenme etkilerden tabii ki sadece beslenme etkilemiyor. Beslenmenin yanı sıra alınan vitaminlerde çok fazla etkiliyor. Yeterli şekilde alınmayan vitaminler ve gerekli şekilde tüketilmeyen yiyeceklerin fazlaca etkilediğini göz ardı etmemeliyiz bu konuda.
6
Alzheimer’i Önlemek İçin Ne Yapılmalı?
Alzheimer’i önlemek için bu güne kadar birçok araştırma yapılmış birçok veri ortaya konulmuştur. Yaşam şekli, alışkanlıklar önlemek için oluşturulacak düzenin başında gelmektedir fakat bunun yanı sıra damar hastalıkları bu hastalıkta çok fazla önem kazanmaktadır.
Belli bir yaştan sonra özellikle görülen bu hastalık için vücut kitle endeksi ve beslenme şekli kontrol edilmelidir. Beden egzersizleri, özellikle düzenli yapılan beden egzersizleri çok verimli olmaktadır. Bunların yanı sıra bilişsel aktiviteler de çok fazla önem kazanmaktadır.
Sizde oluşan hastalıklar da bazen sizlerin bu hastalığa yakalanmasına sebep olacak türden olabilir. Akıl sağlığımızı korumak için önlemler almalı depresyon, stresten uzaklaşmalı ve zihnimizi boşaltarak kendimize sağlıklı bir alan oluşturmalıyız.
Başka oluşacak sağlık sorunlarına karşı kendimizi korumalıyız ve tabii ki eğitim de bu hastalığın önlenmesinde yardımcı olacak alanlardan birisi olarak çıkar.
7
ROBIN WILLIAMS ALZHEIMER HASTASI MIYDI?
Oyuncu Robin Williams Alzheimer hastası olarak etiketlenmişti...Ancak o Lewy Cisimcikli Demans hastasıydı...
Robin Williams, komedisi, oyunculuğu ve hayır işleri ile birçok insanın hayatına neşe kattı. Hiç şüphe yok ki, komedi dehası ve yürek ısıtan performanslarıyla sonsuza dek hatırlanacak.
Robin, trajik bir şekilde 2014 yılında 63 yaşındayken intihar etti. Olay eğlence dünyasını sarstı ve milyonlarca hayranın, dünyaya çok fazla mizah katan böylesine sevilen bir aktör ve insanın kaybı için yas tutmasına neden oldu. Birçok insanın bilmediği şey, Robin'in intiharının altında yatan nedenin depresyon olmadığıdır; bunun yerine, Lewy cisimcikli demans adı verilen az bilinen bir beyin hastalığı olduğudur .
Hayatının son yılında Robin şaşırtıcı bir davranış örüntüsü deneyimledi. Arkadaşları, ailesi ve film meslektaşları, kafa karışıklığı, unutkanlık, paranoya, halüsinasyonlar, kaygı, kişilik değişiklikleri ve hareket etmede zorluk gibi semptomlar göstermeye başladığında kendisi olmadığını anlayabiliyorlardı. Robin de bir şeylerin ters gittiğini anlayabiliyordu ancak başına ne geldiğini, neden olduğunu veya nasıl durdurulacağını bilmiyordu.
Robin ve eşi Susan Schneider Williams, çok sayıda tıp uzmanından yardım istediler ancak zamansız ölümünden önce doğru bir teşhis alamadılar. Ölümünden sonra yapılan bir otopsi, ABD'de tahmini 1,4 milyon kişiyi etkileyen daha az yaygın bir demans türü olan Lewy cisimcikli demansın ileri evrelerini ortaya çıkardı.
Robin'in ölümünün ardından Susan, LBD hakkında öğrenebildiği her şeyi ve bunun Robin'in semptomlarını nasıl açıklayabileceğini öğrendi. Kısa bir süre sonra, Robin'in otopsi bulgularını kamuoyuna açıklamak için cesurca öne çıktı. Susan o zamandan beri , başkalarının Robin ile yaşadıklarını yaşamasını önlemek umuduyla bu yıkıcı hastalık hakkında bilgi yayarak Lewy cisimcikli demans farkındalığı, araştırması ve eğitimi için bir savunucu haline geldi.
Robin Williams, Lewy cisimcikli demansla yaşadığı travmatik deneyimde yalnız değildi. Bu nörolojik hastalığı tam olarak anlamak, etkili bir şekilde tedavi etmek ve hatta önlemek hedefi aktif ve devam eden bir araştırma alanı olmaya devam ediyor. Bilim insanları, genetik, çevre ve diğer faktörler dahil olmak üzere hastalığın nasıl geliştiğini etkileyebilecek çeşitli yönleri araştırıyor. Ayrıca, tanı ve tedavi takibini çok daha kolay hale getirecek olan LBD için biyobelirteçleri belirleme hedefi de var.
8
Alzheimer hastalığı, başta unutkanlık olmak üzere çeşitli zihinsel ve davranışsal bozukluklara yol açan, günlük yaşam aktivitelerini etkileyen ilerleyici bir beyin hastalığıdır. Halk arasında “bunama” olarak bilinen “demans” hastalığının en yaygın nedenidir. Alzheimer hastalığı, yaşam süresinin uzamasıyla birlikte giderek artan sıklıkta görülen, hastalanan bireylerin ailelerini de psikolojik, sosyal ve ekonomik bakımdan etkileyen önemli bir sağlık sorunudur.
Dünya Sağlık Örgütü tahminlerine göre halen 55 milyonun üzerinde olan demanslı hasta sayısı 2030 yılında 75 milyona ve 2050 yılında 132 milyona ulaşacak olup yapılan incelemeler her üç saniyede yeni bir demans tanısı konulduğunu ve bunların %60-80’inin Alzheimer hastası olduğunu göstermektedir. TÜİK tarafından yayımlanan 2022 yılı Türkiye Sağlık Araştırması Raporu’na göre, ülkemizde 65 yaş üzerindeki bireylerde Alzheimer hastalığı görülme sıklığı %5,5’tir. Bu durum, dünyada olduğu gibi ülkemizde de Alzheimer ile etkin bir şekilde mücadele etmenin gerekliliğini ortaya koymaktadır.
Hastalığın seyri genel olarak üç evreye ayrılır.
Alzheimer'ın erken evresinde birey bağımsız olarak yaşamına devam eder. Çalışabilir, araba kullanabilir ve sosyal aktivitelerin bir parçası olabilir. Belirtiler bu aşamada belirgin olmayabilir, ancak aile ve yakın arkadaşlar durumu fark edebilir.
Erken evre belirtileri
Doğru kelimeyi veya ismi bulamamak.
Yeni tanıştığı kişinin ismini hatırlayamamak.
Sosyal veya iş ortamlarında görevleri yerine getirmede zorluk yaşamak.
Yeni okunan şeyleri unutmak.
Değerli bir nesneyi kaybetmek veya yanlış yere koymak.
Orta evre en uzun evredir ve uzun yıllar sürebilir. Alzheimer hastalığının orta evresinde demans belirtileri daha belirgindir. Bu evrede Alzheimer hastası, yardım alarak günlük yaşam aktivitelerine devam edebilir.
Orta evre belirtileri
Olayları veya kişisel geçmişi unutmak.
Özellikle sosyal veya zihinsel olarak zorlu durumlarda aşırı karamsar olmak.
Adres, telefon numarası, okuduğu okul vb. bilgileri hatırlayamamak.
Nerede olduğu veya hangi gün olduğu konusunda kafa karışıklığı yaşamak.
Mevsime veya duruma uygun kıyafet seçiminde yardıma ihtiyaç duymak.
Mesane ve bağırsaklarını kontrol etmekte zorluk çekmek.
Gündüz uyumak ve geceleri huzursuz olmak gibi uyku düzeninde değişiklikler yaşamak.
Gezinme ve kaybolma eğiliminde artış yaşamak.
Aşırı şüphecilik, sanrı bozukluğu, el sıkma veya doku parçalama gibi kompulsif hareketler ve tekrarlayan davranışlar da dahil olmak üzere kişilik ve davranış değişiklikleri göstermek.
Hastalığın ileri evresinde belirtiler şiddetlenir. Bireyler çevrelerine tepki verme, konuşmayı sürdürme ve en sonunda hareketi kontrol etme yeteneklerini kaybederler. Hala cümleler kurabilirler ancak iletişimde güçlük yaşarlar. Bellek ve bilişsel beceriler kötüleşmeye devam ettikçe önemli kişilik değişiklikleri meydana gelebilir ve bireyler, zamanla kapsamlı bakıma ihtiyaç duyarlar.
İleri evre belirtileri
Çevrelerine ilişkin farkındalığı kaybetmek.
Yürüme, oturma ve sonunda yutma dahil olmak üzere fiziksel yeteneklerde olumsuz değişiklikler yaşamak.
İletişim kurmakta zorluk yaşamak.
Günlük kişisel bakım konusunda 24 saat yardıma ihtiyaç duymak.
Teşhis, hastalık belirtilerinin gelişimi açısından neler olup bittiğine dair doktor tarafından iyi bir bilgi edinme süreciyle başlar. Gerektiğinde hafıza, dikkat, dil ve sözel akıcılık testleri, beyin görüntüleme vb. tetkikler teşhis için uygulanabilir.
Hastalığının başlıca risk faktörleri fiziksel hareketsizlik, sigara kullanımı, aşırı alkol tüketimi, hava kirliliği, seyrek sosyal temas, düşük eğitim seviyesi, obezite, hipertansiyon, diyabet, depresyon, işitme bozukluğu ve ileri yaştır. İleri yaş bir risk faktörü olsa da her yaşlı bireyde bu hastalık görülmez. Araştırmalar, söz konusu risk faktörleriyle zamanında ve etkin bir mücadelenin bugün için hastalık riskini azaltmada ve hastalıkla mücadelede ilk ve en etkili aşama olduğuna dair kanıtlar sunmaktadır. Hastalıktan korunmak, tedavi etmeye göre çok daha etkili ve yararlı bir yaklaşımdır.
Hastalıktan korunmak için;
Fiziksel olarak aktif kalmak,
Sağlıklı beslenmek,
Sigara içmemek ve alkol kullanmamak,
Keyif alınan şeyleri yapmaya devam etmek,
Zihni aktif tutmak,
Önemli şeyleri not almak,
Arkadaşlar ve aile fertleriyle vakit geçirmek,
Doktor kontrollerini düzenli yaptırmak önemlidir.
Belirtilen korunma yöntemleri çoğu zaman hayat kurtarıcı olabilmekte, kolay ve uygulanabilir yaşam tarzı değişlikleri ile hastalıklara yakalanma riski azaltılabilmektedir.
Alzheimer hastalığını tanımak ve bu hastalıktan korunmak amacıyla Bakanlığımızca yayımlanan “Demanslı Bireylerde Koruyucu Yaklaşımlar” kitabına Genel Müdürlüğümüz internet sitesinden erişilebilmektedir.
21 Eylül “Dünya Alzheimer Günü” vesilesiyle 65 yaş ve üzerindeki vatandaşlarımızı “Çok Yönlü Yaşlı Değerlendirmesi” yaptırmak üzere kayıtlı oldukları aile hekimlerini ziyaret etmeye davet ediyor, sağlıklı günler diliyoruz.
#AlzheimerleMücadeleninTamZamanı!
#UnutkanlığınıÖnemse!
#AlzheimeriTanıErkenDavran!