Konyaaltı’nda bulunan 5M Migros Alışveriş Merkezi’nin 25 yıllık sözleşmesinin sona ermesinin ardından Antalya Büyükşehir Belediyesi, merkezin 10 yıl daha ihale edilmesi için belediye encümenine yetki verilmesi konusu gündemden çekilmişti. Bugün yapılacak olan devam Meclisi’nde gündeme gelmesi beklenen maddeye ilişkin ‘kamu vicdanını’ dinleyin açıklamaları yinelendi. Konyaaltı Belediyesi Arapsuyu Mahallesi’nde yer alan Migros AVM alanı, Bekir Kumbul döneminde ihale edilmişti. MİGROS TÜRK A.Ş.'ye verilen 25 yıllık işletme süresi 2024 yılı ile dolmuştu. Yap-işlet-devret modeli ile sit alanına yapılan Migros AVM alanının Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından tekrar ihale edilmesi gündeme geldi. Yarın görüşülecek madde ile ilgili kamu yararına göre bir karar verilmezse, Antalya Barosu, Antalya Tabip Odası, Olbia Grubu ve Kent Gönüllüleri Dayanışması, bu ihale sürecine karşı dava açacağını aktarmıştı.
'Kentin Geleceği Önemsenmeli'
Pazartesi günü Antalya Büyükşehir Belediye Meclisi’nde gündemden çıkartılarak devam meclisine bırakılan 5 M Migros AVM’nin ekonomik ömrünün tamamlanıp tamamlanmadığı ile ilgili tartışmalar sürerken, konuyla ilgili dava açılabileceği ifade edilmişti. Antalya Baro Başkanı Hüseyin Geçilmez, yaptığı açıklamada alanın kamunun geleceği olduğunu belirtti. Başkan Hüseyin Geçilmez, 'Kentin yararına, Antalya’nın doğasına tarihine uygun bir karar verilmesini bekliyoruz. Geçmişte bu olayla ilgili uygulanması gereken bir karar varmış ama uygulanmamış. Orası tarihi bir alan. Bu alan halkın geleceği. Orada yerleşmiş bir AVM var. Bu durumdan dolayı karar vermekte zorlanacaklar. Biz önceki karara uyulmasını, kentin geleceğini, tarihini, doğasını gözeterek karar verilmesini bekliyoruz' dedi.
Devam Meclisi'ne Bırakılmıştı
Konu ile ilgili resmi yazı talep eden MHP Grup Sözcüsü Selçuk Senirli, 'Migros’un yeri, burada iki konuya işaret etmek istiyorum. Bu konuda önümüzdeki meclise kadar resmi yazıyla aydınlanma bekliyoruz. Burası plan notunda ekonomik ömrünü tamamlayıncaya kadar, ekonomik ömrünün tamamlanıp tamamlanmadığını resmi yazıyla istiyoruz. Aynı parselin bir altında eski minicity alanı da bir firmaya aynı işi ve işlemi yapmak üzere ihale edilmişti. O ihaledeki şartlarda buranın yıkılıp yıkılmaması, buranın ihaleye erilip verilmemesi ile ilgili aydınlatıcı bir bilginin partilere verilmesini talep ediyoruz” diyerek maddenin geri çekilmesini talep etmişti. Konuyla ilgili bilgi veren bir Büyükşehir bürokratı ise, “Daha önce verilmiş olan ruhsatların mahkemece iptal edilmesi sonrasında 2006 yılında Büyükşehir Meclisi’nce yapının ekonomik ömrünün devam etmesine yönelik bir karar alınmıştı. Bu ekonomik ömrün tamamlanması ile ilgili uluslararası standartlarda normlar var. Bu tip binaların olduğu yapılarda ekonomik ömür 50 yıl olarak belirlenmiştir. Buranın iskan verildiği tarih 2001 olarak kabul edersek, envanterde yer alan bilgilerden mütalaa edebiliriz. Elimizdeki normlara göre mütalaa ediyoruz. Aşağı kısımdaki alanda ise koruma kurulu tarafından bir yazı belediyeye intikal etmiştir. Alanda arkeolojik bulgular söz konusudur. İleride projelendirilirken herhangi aksamalara yol açılmaması için inşaat ruhsatı verilme talebinden vazgeçilmiştir. Oradaki buluntular, antik kalıntılar tamamlandıktan sonra koruma kurulunun vereceği doğrultusunda işlemlere devam edebilecek miyiz ona bakacağız' diye konuşmuştu.
Danışıklı Yollarla İnşaat Sürdürüldü
Antalya Barosu, Antalya Tabip Odası, Olbia Grubu ve Kent Gönüllüleri Dayanışması daha önce yaptığı açıklamada, 'Söz konusu davaların davacıları olarak davamızın arkasında durmaya devam ediyoruz. Zira Dava sürecinde yürütmeyi durdurma kararlarına karşın Büyükşehir Belediyesi ve Muratpaşa Belediyesi ile MİGROS TURK A.Ş danışıklı yollarla inşaata devam etmiştir. Davalar sonuçlanıp kesinleştiğinde 5 M MİGROS tamamlanıp faaliyete başlaması sağlanmıştır. Burada esas etken Yerel Yöneticilerin görevlerini kötüye kullanmaları, itirazlara rağmen intifa hakkı tesis edilmiş olması, danışıklı yasa dışı yollara tevessül edilerek inşaata devam edilmesinin sağlanmış olmasıdır. Bu süreçte, ihale bedeli ve yapılan inşaat nedeniyle tazminat ödenmemesi için Belediye Meclisinden intifa hakkının sona ermesine kadar kullanıma izin verilmesi yönünde karar alınmıştır. Kentin ve kentlilerin ortak bir alanı olarak planlanan bu alan aynı zamanda tarihi arkeolojik kalıntıları ile birlikte 1. derece doğal sit alanı, yeraltı su kaynağını koruma alanı ile iç içedir. Kent parkı olarak kullanılmak üzere kamulaştırılan bir alandır. Bu alana ve kente ağır yükler getiren 5 M Migros için düzenlenen özel kavşaklar, neden olduğu alt yapı ve ulaşım yükü ve sonraki zamanlardaki kaçak yapılaşmalarıyla kente karşı işlenen suçların sembolü haline getirilen bu yapılaşmanın 10 yıl daha tahribatlarına devam etmesi ve ancak parası olanların kullanabileceği bir alan halinde muhafaza edilmek istenmesi kabul edilemez bir yaklaşımdır' ifadelerine yer vermişti.
Antalya Halkına Tahsis Edilmeli
Açıklamanın devamında ise şunlar söylenmişti:
'Bütün dünyada AVM ler kent dışında yapılaşmasına izin verilirken ve giderek AVM’ler işlevsiz hale gelirken kentin en gözde yerinde, koruma alanı sınırları içinde ve kentlilere ayrılmış bu alanda kente karşı suç işlemeye devam edilmek istenmesini kabul etmiyoruz. Bizler yargılama sürecinde taraf olan, kamusal çıkarlarımızı savunan meslek odaları ve kentliler olarak Antalya’nın tarihi ve doğal güzelliklerini barındıran bu alanın Antalya halkına tahsisi ve halk yararına korunarak düzenlenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu nedenle Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin bu alanı yeniden özel şirketlere AVM olarak kullanılmasına yönelik girişimlerinden vazgeçmesi çağrısında bulunuyoruz. Öncelikle süresi dolan intifa hakkı şerhinin tapu kaydından kaldırılması ve lehine intifa hakkı verilen muhatap şirketin kamu mülkünü derhal tahliye etmesine yönelik gerekli yasal işlemler başlatılmalıdır. Bu yöndeki yasal düzenlemelere, kesinleşen yargı kararlarına aykırı davranılması, kamusal çıkarlarımızı gözetmeyen yol ve yöntemlerle ve yine danışıklı bir yaklaşım içinde hareket edilmesi halinde bir kez daha hukuki ve cezai yönden konuyu yargıya taşıyacağımızı kamuoyunun takdirlerine duyururuz.'
