Artık dünyanın ve hepimizin yeni kahramanları; “sağlıkçılar” oldu. “Dünya Sağlık Örgütü”, 2021’i “Uluslararası Sağlık Çalışanları Yılı” ilan etti. Çünkü, ölümcül virüs Covid_19’ la mücadelede ön saflarda canları pahasına savaşan sağlıkçılar ve onların aileleri için, zor bir yıldı bu yıl. Üstelik duruma bakılırsa, bu mücadele uzun yıllar süreceğe benziyor!
Sağlık
çalışanlarımız, toplumların sağlığı ve yaşamı için, giderek daha fazla bir
sorumluluk ve yük taşıyor! Onlar gerçek kahramanlarımız olarak bunca fedakarlığı
yaparken, bize düşen görev de onların önerileri doğrultusunda salgının
yayılmasını önleyecek önlemlere ve kurallara uymak, aynı zamanda da bu kahraman
insanların, maaşlarına da büyük özverilerini karşılamasa bile, en yüksek
ücretleri ödemektir. Dünya devletlerinin de bunu göz önünde bulundurması gerek.
Biliyorsunuz
7-13 Nisan, “Dünya Sağlık Haftası”dır. Dünya Sağlık Örgütü’nün yürürlüğe
girdiği tarih olan 7 Nisan, “Dünya Sağlık Günü”, bu tarihi takip eden hafta ise
“Dünya Sağlık Haftası” olarak kutlanmaktadır.
Dünya
Sağlık Örgütü’nün öncelikli hedefi; Herkes için evrensel sağlık güvencesidir.
Sağlık hizmetlerine herkesin erişebilmesi, insan hakkıdır.
Covid_19
virüs salgını, hepimize, dünyadaki herkes, sağlık hizmetlerinden eşit olarak
yararlanmazsa, salgınların önlenemeyeceğini öğretti! Sağlık asla ticari bir
meta olmamalıdır! Bu anlayışta ısrar etmek, salgınlarla insanlığın sonunu
getirebilir!
Bireylerin
ruh ve beden sağlığı, toplumların da sağlık ve mutluluğu demektir. Sağlığı
olanın umudu, umudu olanın her şeyi vardır.
“Gücün
ve mutluluğun temeli sağlıktır” diyen Benjamin Disraeli haksız mı? Yine; “İyi
bir sağlık, varlıklı olmaktan değerlidir” atasözünü düstur edinmiş İngilizler,
sağlığa paha biçilemeyeceğini, bundan daha güzel anlatabilirler miydi? Hepimiz
sağlıkçılarımızın, virüsle kahramanca savaşını destekliyor ve onlara,
yaptıkları her şey için teşekkür ediyoruz.