Bayramlarda ülkenin kurtarıcısı, dünyanın önünde saygıyla eğildiği Ata’nın anıtına çelenk sunmak yasak…

Bağımsızlığımızı kazanışımızı kutlayacağımız bayramlarda halkın ‘bayram’ yapması yasak…

Ulusal bayramlarda geçit töreni yasak…

Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nda Anıtkabir’e çelenk sunma yasak…

Kutlama töreninde Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’nin okunması, Gençliğin Atatürk’e Cevabı, Samsun’dan getirilen bayrağın kabulü, Türk ulusu ve Cumhurbaşkanı adına şeref çağrısı, Gençlik Marşı, Gençlik töreni yasak…

Her ne kadar Bakan Ertuğrul Günay, yasak değil dese de 5 Mayıs tarihli değişikliğe göre düşman işgalinden kurtuluşumuzun yıldönümünde atlı süvari birliği geçişi ve vilayete bayrak çekme yasak…

Ülkemizin milli birlik ve bütünlüğüne kast edenlerin gerçekleştirdiği terörü, şehit haberlerini vermek ‘yasak’…

Türk askerinin başına çuval geçirenlerin askerlerine aynı eylemi yapmak, protesto etmek yasak…

Parasız eğitim için sokağa çıkmak yasak…

Ama her şey yasak değil elbette. Çünkü ‘ileri demokrasi’ var…

Atatürk’e hakaret serbest…

Cumhuriyet ve kazanımlarını eleştirmek serbest…

Ulusal çıkarlarımızı bir kenara bırakıp uluslararası çıkarları gözetmek serbest…

Milli bayram kutlamalarının yasaklı olduğu statlarda, tarikat etkinlikleri serbest…

PKK’lı cenazesi geçerken bayrak indirme serbest…

Askeri aracın önüne PKK bayrağı asmak serbest…

Teröristle kucaklaşmak serbest…

Teröristin Meclis’e girmesi serbest…

Teröristin ayağına yargı mensubunu götürmek, çadır mahkeme kurmak serbest…

Teröristi davullu zurnalı karşılamak serbest…

Devlet içinde devlet kurma faaliyetleri serbest…

Rejim değişikliğini gündeme getirmek, Anayasanın değişmez maddelerini tartışmaya açmak serbest…

Bağımsız yargıya ‘talimat vermek’ serbest…

İzninizle burada kesiyorum, bu kadar yasak arasında bunca ‘serbestliği’ yazmayı yasaklıyorum, kendime…