Bu haftaya, Pazar günü aldığım üzücü haberle başladım. Antalya İl Özel İdaresi’nde 2 yıldır birlikte çalıştığımız, birçok konuda farklı düşünmemize rağmen hizmet noktasında ortak paydada buluştuğumuz, zaman zaman görüş alışverişinde bulunduğumuz bir arkadaşımızın elim bir olayda vefat etmesi beni derinden yaraladı…
Dün sabah idaremiz önünde kalabalık bir grupla İl Özel İdaresi Genel Sekreter Yardımcısı Orhan Bora Bahçecier’i son yolculuğuna uğurladık…
Daha dün twitter’da paylaşımlarını okuduğum, üzerinde çalışılan teleferik projesi için araştırmalarını merakla beklediğim Bahçecier’in tabutunu karşımda gördüğümde çok üzüldüm…
Hele ailesinin feryatları, minik kızının çığlıkları hala kulaklarımda. Hepsi perişandı. Biz arkadaşımızı kaybettik, onlar en değerli varlıklarını. Telafisi mümkün olmayan bir acı yaşıyorlar şuan. Allah kimseye yaşatmasın…
Valimiz Dr. Ahmet Altıparmak da çok üzgündü, belliydi. Konuşmasında da ‘Kardeşimi kaybettim’ dedi zaten. Muğla’da ve Antalya’da birlikte çalıştığı bir bürokrattan öteydi Bahçecier…
Güven kazanmış bir dost, dürüst, çalışkan bir bürokrattı…
Ama artık yok…
Evet, her canlı doğar, büyür ve ölür. Biliyoruz ki ölüm hepimiz için. Ancak kabul edilmiyor, öyle kolayca…
Ne diyelim mekanı cennet olsun…
Diğer yandan daha geçtiğimiz günlerde 3 polisimizi uğurladık. Şizofren birinin kurşunlarıyla şehit olan polislerimizin acısı bitmeden, bu kez de tinerci olduğu söylenen birinin bıçağıyla Bahçecier’i kaybettik…
Ne oluyor, bize? Ne oluyor, Antalya’ya?
Nedir bu silahlanma merakı? Nedir bu öfke, şiddet?
Nedir, gözümüzü karartan şey?
Bir insan hayatına kıymak bu kadar mı kolay?
Bunun üzerine de kafa yormak gerek…
Ve diğer acı kaybımız. Üniversite öğrencisi Fatma Nur’u da kaybettik. O da dün defnedildi. İstanbul’da öğrenci evinde bir sapığın kurbanı oldu…
Ne diyeyim ki!
Nur içinde, ışıklar içinde uyusun Fatma Nur…
Dilerim O caniye de en ağır cezalar verilsin…
Verilsin ki yeni kurbanlar verilmesin…
Toplumun bozulan ruh sağlığına yönelik geniş kapsamlı bir çalışma yapmak şart. Bu konuda proje üretmek ve uygulamak için beklenecek zaman da yok…
Her gün yeni acı yaşamak istemiyoruz…
Nur içinde uyu Bahçecier, mekanın cennet olsun Fatma Nur…