RAPORU HAZIRLAYAN: Kimya Mühendisi Murat YILDIRIM-Çevre Sağ. Tekn.

AMAÇ VE HEDEF: Sürdürülebilir sağlıklı bir kentsel yaşam için belirlenmiş kriterlere uyum sağlanarak kent ortaklarıyla ilgili nüfus dengesinin kurulmasını amaçlamaktadır.

RAPORUN AÇIKLANMASI: Öncelikle ifade edilmelidir ki, 09.08.2022 tarihinde Akdeniz Gerçek Gazetemizin Genel Yayın Yönetmeni Sayın Songül Başkaya’nın internetteki yayını çok duygulandırıcı ve çok anlamlıydı.

Yayının özeti; ASAT'ın ek bütçesiyle kredilerle ilgiliydi. Çok duygulandım. Sayın Başkaya’nın değerli çalışmalarına bir katkım olabilir mi şeklindeki düşünceden hareket ederek açıklamalarına naçizane birkaç noktada katkıda bulunmayı kendime görev saydım. 

Şöyle ki; sağlıklı bir kentten ve sağlıklı bir toplumdan bahsedebilmek için o kentte insan yaşamının dokuz aks üzerine oturtulması gerekir. Antalya için özetlediğimizde:

1) Ekonomik,

2) Ekolojik,

3) Sosyolojik,

4) Çevre ve sağlık,

5) psikolojik,

6) Demografik.

7) Kültür,

8) Güvenlik

9) Göçün engellenmesi ve nüfusun dengelenmesi.

1950 ve 1960 yıllarında (edinilen bilgilere göre) 40.000 civarında olan kent nüfusu, 1980’li yıllarda ilan edilen turizm faaliyetleri nedeniyle hızla artmış, önüne geçilemeyen bir göç salgınına maruz kalan kentimizin nüfusu günümüzde milyonlarla ifade edilir hale gelmiştir.

Diğer taraftan son yıllarda Suriye- Afganistan, Afrika ve dünyanın her tarafından akın eden göç dalgalarına ilaveten yurdumuzun her bölgesinden aynı şekilde kentimize yönelik göçler, kentimizde sosyal hayatı sık boğaz eder hale gelmiştir.

Şayet akılcı bir yönetim politikasıyla bilimsel manada yapılması gereken ve alınması gereken tedbirlerin alınmaması durumunda en geç önümüzdeki 10-20 yıl içinde bu şehirde ve çevresinde insan yaşamı üzerindeki dengeleme ortadan kalkacak ve bu noktadaki sürdürülebilirlikte yerini, telafisi mümkün olmayan çarpık kentleşmeye ve çarpık bir nüfus yapısına bırakmış olacaktır.

İnsanların başını döndüren, başta çevre sorunları olmak üzere, bireylerin sağlıklı ve yeterli suya-gıdaya ulaşamaması, baş döndüren trafik, hava ve gürültü kirliliği, enerji ve barınma, eğitim ve kültür, tamamen özelleştirilen kıyılarımızdan insanların yararlanamaması, kentin yeşil dokusuyla ilgili tahribatların artması, bertaraf için ciddi sıkıntı çekilen katı atık sorununun ötelenememesi gibi çok yönlü kentsel sorunları nedeniyle yaşanmaz hale gelecek bir kent hayal edildiğinde bu günden itibaren her kademede olmak üzere bu kenti yönetenlerimizin kurumsal manada derhal teyakkuza geçerek Aklın, irfanın ve bilimin ışığında gerekenleri yapmaları kaçınılmaz bir görevdir.

Ayrıca, günümüzde kentimizin alt ve üst yapısı dikkate alındığında halen bu günkü nüfusun domestik atıklarını (kanalizasyon atıklarını) taşıyabilen belli çapta ve belli kapasitede boru sitemi + bu günkü nüfusun atıklarının arıtılma kapasitesi sonsuz değildir, sınırlıdır.

Günümüzde 2000000-2500 000 nüfusun atıklarını taşıyabilen ve arıtabilen bertaraf sistemi; nüfus 5000.000-10.000.000 olduğunda, ASAT Genel Müdürlüğü ek bütçeler planlayarak bu yükün altından nasıl kalkacağının hesabı, iyi yapılmalıdır.

Bugün için 200’lük kanalizasyon borularıyla taşınan kanalizasyon kirli ve atıklar ilerleyen zamanda kapasite artışıyla patlamalara çatlamalara maruz kalacak horu sistemlerinin yetersiz kalması sonucunda bu şehrin ve kıyı sularımızın amonyak, metan ve biyo kimyasal maddeleri, HS (hidrojen sülfür) kokuşmaları nasıl engellenecek.

Kent boyutunda sil baştan kanalizasyon sistemini değiştirmeye (boruların çaplarını genişletmeye) kalksanız bile o paralar nereden, hangi kaynaktan temin edilebilecek, Aynı şekilde kent ve çevresindeki aynı sayıdaki nüfus için bu günkü su potansiyelini arttırmak istediğinizde mevcut su kaynaklarının durumu ve mevcut isale hattında kapasite artırımı ne derece mümkün olabilecektir... 

Kentimizde diğer taraftan, yukarıda yazılı olan dokuz ayrı konu üzerinde karşı karşıya kalınacak çaresizlik nedeniyle insanlar ne kadar mutlu olabileceğinin hesabı yapılmalıdır. İnsanlar yeterli ve sağlıklı beslenemiyorsa, enerji ve barınma sorunu, ekonomik sorunlar yaşıyorsa, biri birini tetikleyen kentsel ve toplumsal sorunlar nedeniyle sağlıksız bir sosyolojik süreç başlamışsa, toplumsal psikoloji üzerindeki etkileşim nedeniyle bu kentte bir çok insanın suç makinesi haline gelebileceği hatırlanmalıdır. Takiben toplumun fiziki güvenliği üzerinde bir zafiyet oluşabilir. Toplumsal normlara göre kentimizin meydanları çarpık kentleşme sürecinde işgal edilmiş, muhtemel depremlerde kaçıp kurtulacağı alanları yoktur.

ÖZEL ANTALYA KANUNU ÇIKARILMALIDIR

Son 25 yıldan bu yana değişik ortamlarda ve farklı arenalarda durmadan "ÖZEL ANTALYA KANUNUNUN" çıkarılması için hadiseyi sıkça dillendirmemize rağmen bu  konudaki görüş ve önerilerimiz, kentimizle ilgili olarak yaptığımız envanter çalışmaları dikkate alınmadı.

ULU ÖNDER MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ün de veciz söylemiyle beyan olunduğu gibi, Antalya dünya ve ülke coğrafyamızda çok özel bir kenttir.

Yukarıdaki kritik birikimler nedeniyle kentimiz için özel bir kanununun varlığına ihtiyaç vardır.

Ancak böyle bir kanun sayesinde gelecek süreçte hızlı şekilde doğacak nüfus artışları engellenebilir. Yaşanabilir bir kent hüviyeti muhafaza edilebilir.

Kentimiz için çok alanlı mastır plan çalışmaları, ARGE proğramları eşliğinde kısa, orta ve uzun dönemli planlamalar sayesinde bu kentte sağlıklı nefes alma fırsatı kaçırılmamış olabilir.

Bütünüyle bu nedenlerden dolayı Sayın BAŞKAYA'nın ekranda dile getirmiş oldukları ve önemle işaret ettiği her iki ana konunun kalıcı çözümü için yukarıda ifade etmeye çalıştığım hususların; yönetenlerce dikkate alınmasıyla mümkün olabileceği kanaati içindeyim.

SONUÇ OLARAK: Antalya'nn ve Antalya'da yaşayan toplumun sosyolojik manada geleceği; palyatif tedbirler alınarak sürdürülebilirlik içinde, toplumsal mutluluğun yakalanması mümkün değildir.

Yukarıda da değinildiği gibi, "ÖZEL ANTALYA KANUNUNUN "çıkarılmasını çok önemsemekteyiz. Bu sayede kente dönük iç ve dış göçler, sığınmacılar, mülteci sorunları çözüme ulaşacağından kentimizde gıda ve su güvenliği, enerji ve barınma sorunları, çevre ve sağlık hizmetleri, trafik, eğitim ve kültür, güvenlik ve bilimin kamusal hizmetler üzerinde gereken dengeleme hareketleri temin edileceğinden tümüyle kamu yararı da gözetilmiş olacak, Fiziki al ve üst yapılar makul planlamalarla toplumun yaşamına hizmet eder hale getirilmiş olacaktır.

Habitad kurallarına uygun hale getirilmiş olan bir kentte hava ve çevresel kirlilikler nedeniyle vukua gelebilecek bulaşıcı sarı hastalıklar, kronik vakalar ve kötü çevre şartlarından kaynaklanan kanser etkileri de ötelenmiş olacaktır.