Serbest stil, ortaya karışık bir yazı olacak...Bir bakıma Hakan Sonok'un not defteri niteliğindedir!

Suç makineleri turizm sektöründe ve Antalya'da nasıl şoför olarak çalışabiliyor? sorusu cevap bekliyor....

Antalya'da bir turizm firmasında şoför olarak çalışan Y.G. (33) kendisinden boşanmak isteyen eşi E.G.'yi (34) öldürdü...Y.G.'nin hırsızlık, kasten yaralama gibi birçok suçtan kaydı vardı...

Yine Antalya'da servis şoförü R.İ. (36) iddialara, tanıklara ve mahkeme tutanaklarına göre 14 yıldır eşine (M.İ.; 31) işkence ediyor, eşini dövüyor ve aldatıyordu...Metresini eşiyle yaşadığı eve üç aylığına getirmişti...Eşini ve iki çocuğunu ölümle tehdit ediyordu...Hatta eşini ateşli silahla öldürmeye çalıştı...R.İ işkence ettiği, dayak attığı, kredi kartını kullanarak borçlandırdığı metresine zorla senet ve boş kağıt imzalattı...Senedin 25 bin lira değerinde olduğu, imzalatılan kağıtta ise Melike A.'nın 30 bin dolar ve 300 gram altın borcu olduğu ifadelerinin yer aldığı görüldü.

Esnaf Antalya'nın Cumhuriyet Meydanı yakınındaki en ünlü, 30 küsur senelik sahafı,  müşterisi sordu: Bu civarda hijyen kurallarına uyan, çekinmeden yemek yiyebileceğim lokanta var mı? Cevap: Maalesef yok!


Yaşlı kadın diabet , yüksek kolesterol, yüksek tansiyon, damar tıkanıklığı, varis gibi kronik hastalıklara sahipti...Üstelik bacaklarını pek fazla kullanmıyor, yürümeye üşeniyor, merdiven çıkmayı sevmiyordu...Ancak Ali Çetinkaya Caddesi'ndeki pastahanelerde ısrarla sağlık sorunlarını ağırlaştıracak muhallebi arıyordu...Kendisi tanıdığım bir Antalyalıdır...

Tahran, Tokyo, San Francisco, Los Angeles gibi büyük deprem bekleyen İstanbul'da Ümit Özdağ'a göre 4.000.000 yabancı ülke uyruklu sığınmacı, Suriye, Rusya ve Ukrayna'da askerlikten kaçan kişi yaşıyor! Faslılar, Afganlar, İranlılar da büyük kalabalıklar oluşturuyor...İstanbul dünyanın en önde gelen kozmopolit metropollerinden biri...

Türkiye'de 8.500.000 engelli var...Çok yakın akraba evlilikleri çok yaygın...Yakın akrabalar ellerindeki para, mal, servet, maddi varlıklar yabancıya gitmesin diye çocuklarını birbiriyle evlendiriyor...Aşk evlilikleri kadar görücü usulü evlilikler de(anne babaların evlenmesine karar verdiği gelin ve damatlar) var...Çok yakın akraba evlilikleri engelli bireylere,ölümcül kas erimesi hastalığı SMA'ya yakalanmış bebeklere, çocuklara yol açıyor...

Protein yoksunu, karbonhidradla, tahılla beslenen on milyonlarca insanda zeka geriliği var...Bu konuda Ertem Eğilmez ve Aziz Nesin'in uyarıları, tavsiyeleri olmuştu...

ALS kas erimesi hastalığı da Türkiye'de yaygın...Kızamık da yeniden ülkemizde hortladı...

İnşaat malzemesi olarak asbest tercih ediliyor...Asbestle temas onkoloji / kanser koğuşlarını dolduruyor...Habere bakın: Hatay Samandağ’da yaşadıkları alanlara asbestli moloz dökülmesini protesto eden depremzedelere, jandarma müdahalesi etti...Birçok kişi gözaltına alınmış...

Her yıl dünya çapında 10 milyondan fazla insan kanser hastalığından ölüyor...Kızamık aşısı her yıl dünyada en az bir milyon insanın hayatını kurtarıyor...

Dilencilikle geçinen, evsiz, sokakta yaşayan, sokaklarda yatıp kalkan, uyuşturucu bağımlısı, sosyal sigorta primi ödenmeden çalışan milyonlarca insanımız var...

Uyuşturucu bağımlılarını tedavi etmeye çalışan merkezler bağımlıların yüzde birine kapılarını açabiliyor...Yatak kapasiteleri çok sınırlı...

Sokakta sigara ya da para isteyenler tarafından rahatsız edilmeden yürümek mümkün değil...

Mart 1994 yerel seçimi  sonrasında her köşe başında cami, mescit, kuran kursu açıldı...Resmi rakamla yaklaşık 90.000 cami var...Bence AKP istihdam yaratmak için hiç çaba harcamadı...

Erdoğan İstanbul büyükşehir belediye başkanlığına 1994'te % 25 oyla seçildi...O seçimde Erdoğan'a oy vermeyen sayısı % 75...  

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener: “Bugün, Türkiye’de 22 milyon insan sosyal yardım alıyor. Türkiye’de fakirlikle mücadele edilmiyor, fakirlik yönetiliyor.”

Aziz Nesin yoksulken çöpleri karıştırarak yiyecek maddesi aradığını söylemişti...Bugün yaklaşık 20+ milyon insan çöplerde gıda ürünü arıyor!

Antalya'da bir aile evinin bir odasını aylık 3000 TL'ye kira vermiş...Bence çok insafsızca, vicdansızca bir karar...Fırsatçılık çok yaygın...

Cumhur İttifakı Rusya, Suudi Arabistan, Katar, Azerbaycan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE Sedat Peker'in Cumhur İttifakı aleyhinde belge yayınlanmasını engelliyor) gibi yabancı ülkeler tarafından desteklenmektedir...

Rusya 20 milyar dolarlık doğalgaz alacağını erteleyerek Cumhur İttifakı'nı desteklemektedir...Rusya BOTAŞ'tan 20 milyar dolarlık doğal gaz alacağının ödemesini 2024'e erteleyerek AKP'ye avans vermiş oldu...

Türkiye'nin Ocak 2022'den Mart 2023 sonuna kadar ki 15 aylık dış ticaret açığı 145 milyar dolara yaklaştı...Yani 15 aylık ithalat giderimiz ihracat gelirimizden 145 milyar dolar fazla!

Dingo'nun Ahırı'ndan daha kötü yönetilen ülkeler de vardır!

Seçim öncesi anketleri "hükümet gidici, hükümet yolcu,hükümet gidiyor!" sinyalleri verince hükümet 14 milyon emekliyi ve 1999 EYT yasasının mağdurlarını hatırladı...

Türkiye'de sadece yabancı ülke vatandaşlarının kumar oynayabileceği kumarhaneler açılmalıdır...Çünkü Türkiye şu anda, 1958,1959, 1960'ta, 1926 ve 1927'de yaşadığı dövizsizlik komasına girmiş durumdadır...

1961 sonrası Almanya'dan gelen gurbetçi dövizi, kumarhane geliri, bedelli askerlik geliri, 1980 sonrasında şelaleye dönüşen turizm geliri olmasaydı Türkiye iflas etmişti...

1958,1959 ve 1960'ta Türkiye dövizsizlikten komaya girmişti...Ülkenin en önemli döviz ve turizm geliri Ayasofya Müzesi'ydi...

Yıldız Sarayı’nın bir bölümünün 1926’da kumarhane hâline getirilmesi ile 1927’de başta Topkapı Sarayı’ndakiler olmak üzere hazine eşyasının (Osmanlı mücevherlerinin satışa konulması) Fransa’da mezatla satışa çıkartılması girişimi de geçmişte yaşanmıştı...Bu iki karardan sonradan dönüldü, vazgeçildi...

Yılmaz Erdoğan’ın senaryo yazarlığını ve yönetmenliğini (yönetmen olarak beşinci sinema filmi) üstlendiği, 26 milyon Türk lirası bütçeli “Kelebeğin Rüyası” yaşayanların hiç bitmeyecek zannettiği İkinci Dünya Savaşı yıllarında, Zonguldak kömür madenlerinde zorunlu hizmete tabi tutulduktan sonra genç yaşta veremden ölen şairler Rüştü Onur (1920-42) ile Muzaffer Tayyip Uslu’nun (1922-46) yaşam öykülerine odaklanıyor. Rüştü Onur ile Muzaffer Tayyip Uslu’nun kesişen yaşam öyküleri gazeteci yazar Hikmet Bila’nın (1954-2011) 2007’de yazdığı ve beyazperdeye bir türlü aktarılamayan “Kömür Kara” adlı sinema filmi senaryosuna da konu olmuştu…Hikmet Bila, dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün oğlu Erdal İnönü’nün Zonguldak kömür madenlerini ziyaretine de senaryosunda yer vermişti.(”Kömür Kara” adlı senaryo Morpa Kültür Yayınları tarafından kitap olarak basılmıştır.)

Yılmaz Erdoğan’ın, “Aşk en güzel bahanesidir şiirin” dediği “Kelebeğin Rüyası”nda aşk, şiirin de hayatın da başrolünü üstleniyor. Film, şairlerin altın çağı olan yıllarda, İkinci Dünya Savaşı’nın gölgesinde adım adım gelişen bir aşkı anlatıyor.İlk adı “Şairler” olan film CHP tek parti (Cumhurbaşkanı İsmet İnönü) döneminde 60 bin erkeğin madenlerde zorla çalıştırılmasını da konu alıyor. Bu konuda Mükellefiyet Kanunları çıkarılmış ve çok kişinin canı yakılmıştı.

“Kelebeğin Rüyası”nda Rüştü Onur’u rolü için 16 kilo veren Mert Fırat (“İntikam”), Muzaffer Tayyip Uslu’yu rolü için 19 ya da 20 kilo veren Kıvanç Tatlıtuğ (“Kuzey Güney”, “Aşk-ı Memnu”, “Gümüş”), Rüştü Onur’un tifodan ölen eşi Mediha Sessiz Onur’u Farah Zeynep Abdullah (“Öyle Bir Geçer Zaman ki”) ve o dönemde Zonguldak’taki Mehmet Çelikel Lisesi’nde Edebiyat Öğretmeni olarak bulunan Behçet Necatigil’i Yılmaz Erdoğan canlandırdı.

Behçet Necatigil bu lisede genç şairler Rüştü Onur ve Muzaffer Tayyip Uslu’nun öğretmeni olmuştur.Onur ve Uslu İkinci Dünya Savaşı’nın kıtlık, yokluk ve karne yıllarında bir taraftan öldürücü hastalıkla, bir yandan ekonomik sorunlarla başa çıkmaya çalışır.

Alman ordularının sınırımıza dayandığı ve Haziran 1941’de 3 milyon askerle Sovyetler Birliği’ni işgale kalkıştığı, o yıllarda CHP “tek parti hükümeti” bütün fabrikalarda, sanayi, tesislerinde ve madenlerde iş gücü açığını çalışabilir durumdaki herkesi zorunlu hizmete tabi tutarak kapatmıştı.Bu kapsamda o dönemin Zonguldak’ında da 16 yaşından büyük bütün erkekler maden ocaklarında (kömür madenlerinde) zorunlu olarak çalıştırılmıştı.  

İkinci Dünya Savaşı Türkiye'sinde askere alınan 3.000.000 askeri doyurmak için köylünün, çiftçinin tarım ve hayvancılık ürünlerine el konulduğu da tarihsel bir gerçektir...Askere alınan herkese silah ve cephane verilemediği de bir başka gerçektir...

Antalya'da çöp kutularının büyük bölümü asayiş/ terör  önlemi olarak kaldırıldı...Bomba konulma ihtimali önlenmeye çalışılıyormuş...

65 yaş ve 65 yaş üzerine ulaşım  bedava olunca bu hizmetten yararlananlar Antalya'da ulaşım hizmetine ücret ödeyenlere yer bırakmamak amacıyla tramvayları, otobüsleri ve kendilerine ücretsiz olan diğer toplu taşım araçlarını hıncahınç, balık istifi  dolduruyorlar! Hatta başkalarına ulaşım hakkı ne yazık ki tanımıyorlar...Toplu taşım huzurevi kalabalığı taşıyor!

Nasreddin Hoca'nın "Mavi Boncuk Politikası" 21. yüzyıla da damgasını vuruverdi!

28 Kasım 2014'te Cumhurbaşkanı Erdoğan Papa Francesco'nun Türkiye'yi ziyaretinden sonra düzenlenen ortak basın toplantısında şöyle dedi: "Papa Francesco ile yaptığımız görüşmede farklı düşündüğümüz konu, hemen hemen hiç yok!"

Temmuz 2021'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, KKTC ziyareti öncesi yaptığı açıklamada “Türkiye’nin Taliban’ın inancıyla alakalı ters bir yanı yok. Daha iyi anlaşabileceğimize ihtimal veriyorum” demişti...

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kâbil Havalimanı’nın güvenliğinin Türkiye tarafından sağlanması konusunda açıklama yaparken “Bu arada Taliban’ın bazı rahatsızlıkları söz konusu. Taliban’la da bu süreci görüşmek suretiyle nasıl ki Amerika ile bazı görüşmeleri Taliban yaptıysa herhalde Taliban’ın Türkiye ile bu görüşmeleri çok daha rahat yapması lazım. Çünkü Türkiye onun inancıyla alakalı ters bir yanı yok. Ters bir yanı olmadığı için de onlarla bu konuları daha iyi görüşeceğimize anlaşabileceğimize ihtimal veriyorum” ifadelerini kullandı.

NOT: 

Bu yazı için Murat Bardakçı'nın "ReddiMiras" adlı kitabından (Turkuvaz Yayınevi) yararlanılmıştır...