Türkiye'nin son yıllarda aldığı yağış miktarı her geçen yıl daha da düşüyor. Peki, yağmur ve kar bu kadar az yağıyorken bizi ne bekliyor? Görülen köy, kılavuz istemiyor ve Türkiye'yi 2027-2030 yıllarında su kıtlığı tehlikesi bekliyor.

Peki, kendimizi bu durumdan kurtarabilir miyiz? Bence bu mümkün. İnsanlar, kaynaklarını iyi bir şekilde kullanır ve değerlendirirse su tüketimimiz ciddi anlamda düşecektir.

Yanan, kül olan ormanlarımız tekrardan ağaçlandırılmalı ve ormanlara "beton" bina yapmamalıyız. Beton sağlam olsa da hem suyun toprağa karışmasını engelliyor hem de yapımı sırasında çok ciddi miktarda su kullanılıyor.

Küle dönen ormanlar tekrardan ağaçlandırılır, yeni orman alanları inşa edilir ve su dikkatli bir şekilde kullanılırsa, bence Türkiye tekrar eski güzel mevsimlerine kavuşacaktır.

Pek çoğumuz bayramlarda, tatillerde köyümüze dönüyor, kırsal alanlara giderek piknik yapıyoruz. Peki, kırsal alanlara gittiğimizde bölgeyi "temiz, tertemiz" bıraksak, ağaç dikebileceğimiz alanları yeni fidanlarla yeşilendirsek ve can sularını versek, sizce de güzel olmaz mıydı?

Bence harika olurdu ve uzun bir zamandır da bunun hayalini kuruyorum. Kendi adınızın olduğu ve geleceğe bırakabileceğiniz en muhteşem miras: Orman.

Hayvanların, insanların ortak kullanabileceği ve fayda sağlayabileceği bir şey yapmak ve bunu bu dünyadan göçtükten sonra bile isminizin yaşayacağı bir yer.

Aldığımız her nefesi üreten ağaçları unutmamalı, yaşatmalı ve korumalıyız. Suyu, elektriği, kısacası bu dünyada bizim kullanımımıza açık olan hiçbir şeyi israf etmemeli ve bilinçli bir şekilde kullanmalıyız.

Musluğu açtıktan sonra "Aman aksın, ne olacak?" dedikten birkaç yıl sonra önemsemediğiniz o bir kaç bardak suya muhtaç kalabilirsiniz.

Bazı şeylerin değerini kaybetmeden anlamamız ve bu dünyaya bizden sonraki yaşayacak olan kişilere güzel miraslar bırakmamız dileğiyle...