Türkiye İşçi Partisi (TİP) Sözcüsü ve İstanbul
Milletvekili Sera Kadıgil, gündeme getirilen başörtüsü düzenlemesiyle ilgili
açıklamaları “Kadınların gerçek problemlerine çözüm üretmek yerine sağcılarla
sağcılık, siyasal İslamcılarla siyasal İslamcılık yarıştırmak derdine
düşerseniz kazanan yine yeniden Saray Rejimi karanlığı olur! Çünkü emin olun
aslı dururken kimse sahtesine oy vermez. Siyasal İslam’la müzakere değil
mücadele edilir” diyerek eleştirdi. Kadıgil, Türkiye’de çok net bir laiklik
problemi olduğunu ifade ederek “Tam da bu yüzden başı açık kapalı fark
etmeksizin tüm kadınların hayatını cehenneme çevirenlerle kavgayı vereceğiniz
ilk ve vazgeçilemez en büyük cephe laikliktir! Kırmızı çizgisini buraya
çekmeyen her çizgide kaybetmeye mahkumdur!” dedi.
“SUNİ GÜNDEMLE BOĞUŞUYORUZ”
TBMM’de düzenlediği basın toplantısında konuşan
Kadıgil, “Siyasal İslamcı bir iktidar, cümlemizi sıkıştırdığı son mecra olan
sosyal medyayı da akıl dışı bir düzenlemeyle yok etmeye çalışıyor. Bakın
Meclis’teyiz. Bugün, yarın içeride sansür yasası görüşülecek. İradesi olmayan
parmaklar talimatla kalkıp inecek, bir retweet basanı bile hapse tıkmaya
çalışacaklar. Ama biz buna karşı savaşmamız gereken saatlerde yine kadın bedeni
üzerinden siyaset üretmeye çalışan yaşlı erkeklerin yarattığı son derece
gereksiz bir gündemle karşı karşıyayız. Memlekette hiç gündemde bile olmayan
bir sorun, bir anda, üstelik Medeni Kanun’un kabul yıldönümünde Türkiye’nin
asli gündemi haline getirilmiş durumda. Bu ülkedeki kadınların asli sorunu
laikliği ayaklar altına alanlar, bir de laikliğin ayaklar altına alınmasına ses
etmeyenler, edemeyenlerdir!” dedi.
“SARAY REJİMİ’NİN KADINLARLA SORUNU VAR”
Kadıgil,
“Yıllardır başı açık kapalı fark etmez, omuz omuza var olma mücadelesi veren
biz kadınların şu anda başörtüsü diye bir sorunu yok! Ama şunu çok iyi
biliyoruz ki kadın bedeni üzerinden siyaset yapmaya doyamayan Saray Rejimi’nin
kadınlarla sorunu var! Özgür kadınla, çalışan kadınla, eğlenen kahkaha atan
kadınla, şarkı söyleyen kadınla, üreten kadınla, düşünen kadınla, hayatını
siyasal İslamcıların uygun gördüğü değil kendi canının istediği gibi yaşayan
kadınla sorunu var!” dedi.
“GERÇEK SORUNLARA BAKIN”
Türkiye’de yaşayan kadınların şiddet, istismar, işsizlik, yoksulluk, güvencesizlik, ücret eşitsizliği ve laikliğin yok edilmesi nedeniyle pek çok sorun yaşadığının altını çizen Kadıgil sözlerine şu şekilde devam etti: “Her Allah’ın günü en yakınındaki erkeğin keyfine göre davranmadı diye şiddet gören, yasaları uygulamayan, uygulamak istemeyen siyasal İslamcı iktidar yüzünden 30 koruma kararına rağmen hunharca katledilen kadınlar var! TİP Basın Bürosu tecavüze uğrayıp öldürülen ardından da onun da o saatte orda ne işi varmış diye utanmadan sorgulanan kadınlar var. Çocuğunu bırakacak kreş, yaşlısına engellisine bakacak merkez olmadığı için, okumasına, çalışmasına pek kutsal ailesi tarafından ‘izin’ verilmediği için kaderi evdeki erkeğin iki dudağı arasına mahkûm edilen kadınlar var! İş bulamayan, bulsa da ilk fırsatta atılan, tacizden mobbingden nefes alamayan, hiçbir güvencesi olmadan çalıştırılan kadınlar var! Aynı işi yapmasına rağmen daha az ücret alan kadınlar var! En doğal hakları için iş yerlerinde mücadele ederken patronların başı açık mı kapalı mı diye bakmadan işten attığı kadınlar var! Şort giydi diye otobüste tacize şiddete uğrayan kadınlar var! Ya bu ülkede kadın avukatların etek boyunu ölçülmesini isteyen hakimler var! Sahnede dahi istediğini giydiği için hedef haline getirilen yargılanan hapse atılan kadınlar var! Çocuğunu fön makinasıyla ısıtmaya çalışıp canına kıyan kadınlar var! Bebeğine bez, mama, süt alamayan kadınlar var! Kullanmak zorunda olduğu pedi alamadığı için çarşaflarla gazete kağıtlarını kullanan kadınlar var! Bu ülkede 83 yaşında, canı lahana isteyen ama alamayan pazarcılık yapan kadınlar var! Bu ülkede başı açık diye mülakatlarda elenen kadınlar var! Bu ülkede cinsel yönelimi nedeniyle hunharca katledilen LGBTİ+’ler var! Bu ülkede kulağına küpe taktığı için dövülen gençler var! Devlet yurtları olmadığı için tarikat ve cemaat yurtlarında kaderine terk edilmiş milyonlarca genç, kitlendiği “kız” yurdunda yanarak can veren kız çocukları var! Bu ülkede kreş olmadığı için hiçbir denetim olmayan sübyan mekteplerine giden milyonlarca çocuk var! Ensar’ın yurtlarında yanarak can veren kız çocukları var! Tarikat yurdunda intihar eden Enes Kara gerçeği var.” Haber Merkezi