Altılı Masa adına açıklanan Anayasa’da değişiklik önerilerine ilişkin yöneltilen eleştirilerden biri de, bu önerilerin seçmenin gündeminde olmadığı, karşılığı bulunmadığı, heyecan üretmediği şeklindeydi. Bu görüşte olanlar “Aştan, işten, ekmekten bahsetsinler, hukuk, özgürlük toplumun ilgisini çekmiyor” diyorlardı.
Öncelikle şunu belirtelim, “özgürlük ve adalet” bir paranın bir yüzü ise “aş ve iş”. Diğer yüzü. Birbirlerini tamamlayan unsurlar. Birlikte bir değer, bir anlam ifade ederler. Özgürlük ve adalet alanında çekilen sıkıntıların, sorunların benzerleri aş ve iş alanında da yaşanıyor.
Evlerde tencere kaynıyor ama ne güçlüklerle, zorluklarla kaynadığını bilen bilir. Hayat pahalılığı almış yürümüş. İktidar, uzun süredir vatandaşlardan sabretmelerini istiyor ve sorunların üstesinden gelineceğini vaat ediyor. Sabredecekler sabretmeye de nereye kadar.
İktidarın, “Faiz sebep, enflasyon sonuç” diyerek başlattığı yeni ekonomi modeli enflasyonu azdırdı. Her şey zamlandı, maliyetler katlandı. Geçinmekte güçlük çeken vatandaş, cebindeki parayı gıda, elektrik, su ve ısınma gibi temel giderlere ayırmaya başladı. Ev kiraları katlanarak artıyor. Kiracılar yüksek kiraları nasıl ödeyeceklerini bilemez durumda. “Allah kalplerine az da olsa vicdan koysun bu ev sahiplerine” diye dua ediyorlar. Yokluk ile varlık bir arada yaşanıyor. Gelir dağılımında büyük adaletsizlik var.
Zengin daha zengin, yoksul daha yoksul oldu. Orta direkten eser yok. Bunun doğal karşılandığı bir dönemden geçiyoruz. Gittikçe derinleşen yoksulluk adaletsizliğe yol açıyor. Ülkemizde eşitsizlik bu kadar derin ve yakıcı olmamıştı.
Ekonomik yoksulluk başka sorunları da tetikliyor. Ekonomik zorluklar, çocukların eğitimden uzak kalmaları riskini artırıyor. Çocuklar yetersiz besleniyor. Şiddet eğilimleri yaygınlaşıyor. Kadına yönelik şiddetten, giderek artan uyuşturucu kullanım alışkanlığına kadar gündemimizi meşgul eden çeşitli sorunun nedenlerinden biri de ekonomik sorunlar, yoksulluk değil mi? Öte yandan, yüzlerce üniversite açtık.
Her şehirde bir üniversite açmakla öğündük. Bazıları yeterli akademik kadrolardan yoksun. Bu üniversitelerden mezun olan gençlerin çoğunun durumu içler acısı. Kimi henüz iş bulamamış, işsizler ordusuna katılmış, kimi de asgari ücretle, yeteneklerinin altında sevmedikleri işlerde çalışıyorlar. Tümü umutsuz. Pek çok işletme deayakta durmakta güçlük çekiyor bu ekonomik durgunlukta. Sorunlar listesini daha da uzatmak mümkün. İnsanlarımızın siyasilerden beklentileri, hamaset, popülist söylemler değil, dertlerine deva olacak çözüm önerileri.
2023 Cumhuriyetimizin 100. yıl dönümü. İnsanlarımız ikinci yüzyıla yeni umutlar, beklentiler, heyecan ve sevinçle girmek arzusunda. Gelecek yıl ayrıca Cumhurbaşkanlığı ve TBMM seçimleri yapılacak. Siyasi partiler bu seçimlere dolu dizgin hazırlanıyorlar. Cumhur İttifakı, Millet İttifakı, diğer ittifaklar, partiler halka sunacakları programların hazırlığı içinde. Bu çerçevede CHP gecen hafta “İkinci Yüzyıla Çağrı Vizyon Belgesi”ni açıkladı.
Belgenin açıklandığı toplantıya ilgi yoğundu. Sürekli “iktidar” sloganı atan genç partililer coşkulu bir şekilde CHP’nin iktidar özlemini dile getiriyorlardı. Toplantıda, Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP’nin ekonomi kurmayları Vizyon Belgesi’nin esaslarını anlattılar. Ayrıca, alanlarında tanınmış, uluslararası saygınlığa sahip bilim adamları, kendi alanlarında etkili konuşmalar yaptılar. Tüm konuşmalarda, ekonominin durumu masaya yatırıldı, röntgeni çekildi. Çeşitli açılardan gözler önüne serilen sorunların aşılmasını sağlayacak reçeteler açıklandı. İnsanlarımızın dertlerine deva olacak çözüm önerileri sıralandı.
Güven ortamı ile yatırımların çekilmesi, halktan çalınanların halka iade edilmesi, Türkiye’nin hızla ekonomik krizden çıkarılması, halkın zenginleştirilmesi, kalıcı refaha ulaşılması sıralanan başlıca hedefler arasındaydı. Yoksulluğu kökten bitirecek, zenginliğin adil olarak paylaşılacağı güçlü sosyal devlet öncelikli bir hedef olarak belirlendi.
CHP’nin ekonomi, teknoloji ve sanayi başta olmak üzere temel projeleri anlatıldı. Kılıçdaroğlu, “Endüstriyel dönüşüm”, “İşgücü dönüşümü”, ”Enerji”, ”Gıda bolluğu ve bereketi” ve “Hızlı istihdam artışı” hedeflerini gerçekleştirecek beş kolonlu projelerini açıkladı. Siyasi hamasete girilmeden ülkenin geleceğinin nasıl kurulacağı, bilimsel rasyonel çerçevesiyle izah edildi. Demokrasiye inanan herkesin rahatlıkla katkıda bulunabileceği entelektüel bir çerçeve çizildi. Ekonomik krizin aşılabileceğine yönelik umutlar attı. Pozitif bir rüzgar yaratıldı. Bu olumlu atmosferde, “Tek adam yönetimine karşı”, “Ortak akılla yönetim” kavramı vurgulandı. AKP ‘deki tek adam yönetimine işaret edildi. “Her şey tek adamın varlığına bağlanıyor, onun talimatıyla yapılıyor” denildi. CHP de ise “beyin takımı”, “ekip” gibi kavramların öne çıktığına dikkatler çekildi.
72 kişi oldukları açıklanan bir ekibin siyaset üstü çalışmalarda bulunacağı belirtildi. Kılıçdaroğlu, “Tek adam rejiminin sonuçlarını yaşayan Türkiye İkinci Yüzyılı kaçıramaz” dedi ve bir sistem değişikliğe gidilmesinin gerekliliğini savundu. “Artık oyu sadece bir adaya, tek bir adama, bir zümreye değil, yeni bir siyaset kültürüne ve yeni bir siyaset üstü anlayışına oy isteyeceksiniz” şeklinde uyarıda bulundu. Mustafa Kemal Atatürk’ün büyük hayaline sahip çıkmayı ve onun vizyonunu tam olarak hayata geçirmeyi hedef olarak gösterdi.
CHP bu açılımıyla, Avrupa Birliği stratejik hedefini de net bir şekilde ortaya koydu. Parti Sözcüsü Faik Öztrak’ın yeni vizyonun temel özelliklerini açıklarken vurguladığı “Türkiye’yi refaha kavuşturmak için iki önemli çıpamız var: Güçlü Türkiye, Güçlü Avrupa’dır. Türkiye’nin geleceği, demokratik kurallı dünyadadır. AB üyelik müzakerelerini canlandıracağız. 23. Yargı ve Temel Haklar faslının gerekliliklerini tamamlayacağız. Bu fasıldaki siyasi blokajın kaldırılmasını isteyeceğiz” şeklindeki sözleri CHP’nin AB stratejik hedefine bağlılığı olarak yorumlandı. Aynı iradenin Altılı Masa’nın diğer üyelerinde de mevcut olduğu söylenebilir. Avrupa Birliği üyeliği, yarım asrı aşan bir süredir, Cumhuriyetimizin kurucu felsefesini ve Atatürk’ün geleceğe bakışını doğrulayan bir hedef ve Türkiye Cumhuriyeti için yeni bir basamaktır.
Altılı Masa’ya konuşmasında özel bölüm ayıran Kılıçdaroğlu Masayı oluşturan diğer partilerin liderlerinden övgüyle söz etti ve güç birliğinin önemini vurguladı. Vizyon belgesinin içeriğine ilişkin masa üyeleri ile istişarelerde bulunulduğu anlaşılıyor. Belge, diğer partilerin çalışmalarıyla bütünleşince Altılı Masa, iyi bir ortak ekonomi programıyla halkın karşısına çıkacak gibi görünüyor.
Anayasa’daki değişiklik önerileri gibi, entelektüel derinliği ve bilimsel ağırlığı dikkat çeken ekonomik vaatlerin de halka basit ve anlaşılır biçimde aktarılması hedefe varılması açısından gerekli .
Zaman, insanlarımızın aş ve iş sorunlarına birlikte çözüm bulma zamanı. Zaman birlikte bulunan çözümleri insanlara anlatma, dertlerine deva olma zamanı.