Çanakkale'de, Sakarya'da, Sarıkamış'ta,Geliçya'da ,velhasıl misaki millinin oluşumunda ülkemizin yedi iklim dört bucağında; 15 yaşında çocukların da dahil olduğu yüz binlerce şehidimizden bize ve bundan sonraki nesillere emanet olarak, devraldığımız bu topraklarda her gün olup biten olaylar nedeniyle utanıyoruz, üzülüyoruz, kahroluyoruz, hınçlıyız ,öfkeliyiz, şaşkın ve perişanız.

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları başta olmak üzere; yüce Türk Milleti’nin bağrından koparak tüm şehitlerimizin emaneti olan yurdumuz, Anadolu'muz, şehirlerimiz mafyanın, uyuşturucu baronlarının, çetelerin, dünyanın dört bucağından ipini koparıp gelen, mahiyeti meçhul, neidükleri belli olmayan, yaşam kaynaklarımıza ve payımıza ortak olan milyonlarca yabancının cirit attıkları bir talan ülkesi olamaz. Katma değer yaratmayan, yurdumuzun her köşesinde serbestçe, her boyutta kaçak iş yerleri açıp işletmeler kuran ülkemiz ekonomimize katkı koymayan vergi kaçakçısı olup olmadıkları olup olmadıklarını bilmediğimiz, tam aksine şu ve ya bu şekilde kaynaklarımızı sömüren demografik yapımızı bozmaya yönelik çoğalmalara neden olan, toplumsal psikolojimizi bozan, sosyolojik sürecimizi temelden etkileyen, toplumumuzun geleceğine dair kaygı ve endişelere sebebiyet veren bu illegal yapılanma bilhassa şehitlerimizin aziz ruhuna bir darbe, emanetine de hıyanet şebekesi olarak güncelimizin en önemli bir milli meselemiz olarak varlıklarını devam ettirmektedirler.

Eskiden ülkemizde böyle bir sorun yoktu. Türk milleti olarak misafirperverliğimizi makul ve masum şartlarda her zaman için insani değerler ölçeğinde görevimizi daima yapmışızdır. Ancak ölçü kaçmış, şapla şeker biri birine karışmış, ülkemizin her köşesinde zuhur ettirilen, çoğunu bilmediğimiz müessif olaylar vukua getirilmektedir. (Güncel haber kaynaklarından) Dinimize irfanımıza İslam ülkesi olarak Kur'anı Kerim Azimüşşan büyük kitabımızın emirlerinden, gerçek din kurallarından haberdarız. Bu kurallar karşısındaki saygımız çok farklıdır. Ancak dini irfanı ve inancı sulandırarak bulandırarak hadiseyi başka suni mecralara çekerek toplumda kaos yaratan kaynaklar dikkate alınıp gereği yapılmalıdır. Ne denmişti; bu memleket zaviyelerin tekkelerin, İslami kuralların dışındaki tarikatların ve müritleri yeri olamaz demişlerdi.

Biz Yüce Türk Milletinin masum kamuoyu olarak: Gün be gün yurdumuzun dört bucağından yansıyan haberlerden azami rahatsız hale geldik. Çeteler, mafyalar, uyuşturucu şebekeleri, maganda eylemleri, şehirlerin göbeğinde adeta uzun menzilli silahlara kadar varan ateşli silahlı çatışmalar, işgal faaliyetleri, öldürmeler, yaralamalar, baskınlar, soygunlar, ardı arası kesilmeyen hırsızlık olayları, yol kesmeler, mekan basmalar, hastanelerde doktorlara, personellere yapılan saldırılar, saymakla bitmeyen hukuksuzluklar, nefret ve isyana neden olan illegal eylemler.

Tümüyle bunlar asla kabul edilemez. Bu ülkenin istikrara, toplumsal barışa, her alanda sürdürülebilir kalkınma faaliyetlerinin gösterilmesine, Eğitim, kültür, korunaklı çevre, ekonomi, modern kentleşme, kırsalın kalkındırılması, tarımsal alanda kalkınma vb. konularda

ARGE' çalışmalarıyla desteklenecek bir Türkiye modeline ihtiyacımız var. Kavgasız, barışçı, silahsız, sopasız, halkının sarmaş dolaş, herkesin mutlu olduğu bir Türkiye istiyoruz. Biz geçmişte böyle bir süreci çok yaşadık. Devletçe milletçe hep beraber oturup, ortak akıl oluşturarak çok daha güzel günlerin yaşanabileceği Yeni bir Türkiye modelini tekrar yaratabiliriz. Vakit henüz çok geç sayılmaz.