(ÇEVRE ŞEHİRCİLİK VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ BAKANLIĞI- SAĞLIK BAKANLIĞI-TARIM ORMAN BAKANLIĞI-İÇ İŞLERİ BAKANLIĞI OLARAK BAKANLIKLARIMIZ AŞAĞIDAKİ ÜLKE SORUNLARI NEDENİYLE BİR ARADA EŞ GÜDÜM SAĞLAYARAK ÜLKEMİZİ MALUM SORUNLARDAN KURTARMALIDIRLAR.)- BİR KERE DAHA: AÇIKLAYALIM : 1) Öncelikle yalnızca Akdeniz ve Ege bölgeleri bile baz alındığında olayın vahameti ortaya çıkmış olacaktır.

On binlerce dönüm tarım topraklarımız üzerinde bilinçsizce yapılan kimyasal yolla gübreleme ve toksik ilaçlamalarla (zehirli tarım ilaçlarıyla) yapılan ilaçlamalar, ülke topraklarımızı adeta bir kimyasal reaktör haline getirmektedir.

Bölgemizde ,hem merkez ve merkeze yakın tarım alanlarında hem de Antalya'dan Serik, Manavgat, Alanya, Gazipaşa, Kaladran, Anamur ve Mersin illerimiz dahil, il ve ilçelerimize ait köylerdeki her türlü tarım alanlarında meyve ve sebze bahçelerinde, ekin (buğday-arpa ve hububat ) tarlalarında yüzlerce ton kimyasal gübre ve tarım ilacı kullanılmaktadır.

2 ) Tarım alanlarında kullanılan tonlarca kimyasalın muhafaza kapları boşaltıldıktan sonra zehirli boş ilaç kapları-boşaltılmış ambalajları hiçbir kontrol ve denetime tabi olmadan akar sulara, derelere, yol kenarlarına, ormanlara, aklınıza gelebilen her yere arazilere ve genel çevrelere bırakılarak çevre-topraklarımız, yer altı ve yer üstü su kaynaklarımız fütursuzca kirletilerek doğamız , çevremiz yaşanılamayacak hale getirilmektedir. Durum bununla da sınırlı olmayıp, doğamızda uçan, yürüyen-sürünen ve yüzen tüm tabiat varlıkları da olumsuz etkilenmekte, ekolojik yaşam, ekosistem ,telafi edilemeyecek hasarlarla karşı karşıya gelmektedir. Ormanlara ve yol kenarlarına bırakılan plastik, yanıcı pet şişe ve zehir bulaşıklı ilaç kapları sınırsız yangın hadiselerine de sebep olmaktadır

3 ) Bölgelerimizde milyonları bulan kanser vakalarının en büyük sebepleri arsında mille olarak bu ve benzeri hususlardaki duyarsızlığımızın acı ve ağır bir sonucudur. Tüm bunlar, ülkemizdeki koruyucu hekimlik hizmetlerinin tamamen askıya alınmasından kaynaklanmaktadır. Ülkemizde gerekli olan, tutarla bir çevre politikasının olmamasından, ülkemiz ekonomik ve ekolojik bakımdan olduğu kadar toplumsal bir açmaz içinde bocalar hale gelmiştir. Bu nedenlerden dolayı yukarıda adı geçen bakanlıklarımız kendi aralarında, sorumluluk sınırları içinde ciddi, kalıcı ve geniş tabanlı bir koordinasyon ağı oluşturarak, çalışmaları tüm ülke düzeyine de yayarak , il ve ilçe teşkilatlarına ağır sorumluluklar vererek sıkı takip politikasıyla bu vahim sorunun önüne geçilmesi mümkün olabilecektir. Hukuksal dayanak olarak Ana yasamızın 43-44- 56. Maddeleri, 2872-1593, ilgili yönetmelik hükümleri içinde çözüme gidilmelidir.