Çok uzun zamandır saygıyı kaybettik bu ülkede! Düşünsenize; insan hayatına saygı yok, doğadaki canlılara saygı yok, yaşam hakkına, özgürlüklere, kadına, yaşlıya, çocuğa ve gence saygı yok! İyiliğe, dostluğa, fedakarlığa, adanmışlığa da saygı yok! Sadece vefasızlık var.
Yukarıdan aşağıya toplumun hemen hemen her kesiminde, birbirine saygı yok! İletişimde saygı yok! Tabii bazılarında, terbiye ve sevgi zaten yok! Bir toplumda saygı bir kez kaybedildi mi, artık o toplumdakilerin birbirine sevgisi de kalmıyor! Yakın ve uzak çevrenize baktığınızda, haberleri izlediğinizde, bunları çoğu kez görebiliyorsunuz!
“Kimse kimseyi sevmek zorunda değildir, ama hepimiz birbirimize saygı duymak zorundayız.” Diyor Jose Saramago.
Saygı, sevgi ve güven, insanları bir arada tutan, huzur veren değerlerdir. Çünkü; saygının olmadığı yerde “ hakaret “, sevginin olmadığı yerde “ nefret “ , güvenin olmadığı yerde “ ihanet vardır genellikle!
Bizi insan yapan, sevgi ve saygıdır. Gerçi kendine saygısı olmayanların, başkalarına saygı duyması beklenemez ama, yine de saygı, toplumun her bireyine öğretilmelidir! Günümüz insanının kendinden farklı düşünene, farklı olana saygı göstermemesi, sevgisiz ve duyarsız olması, bütün huzursuzlukların ve toplumsal kargaşanın da temelini oluşturuyor!
“Bir fikir ayrılığına rağmen, karşındakine saygı duyabiliyorsan, insan olmuşsun demektir.” Diyen Dostoyevski haklıdır.
Unutmayın lütfen, Erich Fromm çok güzel bir benzetme yapmış:
“Eğer sevgi bir çiçekse, saygı onu koruyan saksıdır. Çiçek solmaya başlamışsa, dikkat edin, saksı mutlaka çatlamıştır.”
Çünkü sevgi ve saygı, birbirini tamamlayan, besleyen duygulardır. Biri olmazsa, diğeri de olmaz!