Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Erdal Kukul, erektil disfonksiyonun (iktidarsızlık) 40 ila 70 yaş arasındaki erkeklerin yarısından fazlasını etkileyebileceğini belirtti. Uzman yardımı ve uygun tedavi yöntemlerinin hayat kalitesini artırabileceğini vurguladı.
Erektil Disfonksiyon Nedir?
Memorial Antalya Hastanesi Üroloji Bölümü’nden Prof. Dr. Erdal Kukul, erkeklerde sertleşme problemleri, cinsel fonksiyon bozuklukları ve tedavi şekilleri hakkında bilgi verdi. Erektil disfonksiyon, ereksiyon olma ve bunu sürdürme konusunda yaşanan zorluklar olarak tanımlanır. Kukul, bu durumun 40 ila 70 yaş arasındaki erkeklerin yarısından fazlasını etkileyebileceğini belirtti.
Erektil Disfonksiyonun Etkileri
Cinsel isteğe rağmen sertleşme problemi nedeniyle ilişkiye girememe durumu, birçok erkeğin cinsel ve sosyal hayatını olumsuz etkileyebilir. Kukul, uzman yardımı alarak uygun tedavi yöntemlerinin uygulanmasının hayat kalitesini artırabileceğini vurguladı.
Erektil Disfonksiyonun Nedenleri
Erkeklerde cinsel uyarılma, beyni, hormonları, duyguları, sinirleri, kasları ve kan damarlarını içeren karmaşık bir süreçtir. Erektil disfonksiyon, bu sürecin herhangi bir aşamasında yaşanan bir sorundan kaynaklanabilir. Stres ve zihinsel sağlık sorunları da erektil disfonksiyona neden olabilir veya durumu daha da kötüleştirebilir.
Öneriler
Kukul, ereksiyon bozukluğunun nedenleri arasında psikolojik, ilaca bağlı, vasküler (damarsal) ve nörolojik sebepler olabileceğini belirtti. İktidarsızlığı önlemek için şunları önerdi: sistemik bir hastalığınız varsa tedavi olun, aşırı alkol tüketmeyin, uyuşturucu maddelerden uzak durun, sigarayı bırakın, düzenli egzersiz yapın, stresli durumlardan uzak durun, uykusuzluk yaşıyorsanız bir uzmana başvurun ve düzenli olarak bir üroloğa muayene olun.
Tedavi Yöntemleri
Cinsel disfonksiyon tedavisinde hastaların beklentilerinin dikkate alınması gerektiğini belirten Kukul, tedavi kararının hasta ve bazen partneriyle birlikte alınmasının tedavinin başarısını olumlu etkileyebileceğini belirtti. Tedavide, nedenler belirlendikten sonra ilk basamak genellikle ilaç tedavileridir. Ancak, cerrahi girişimin gerekli olduğu hasta grupları da bulunmaktadır. Bu hastalar için diğer tedavi seçenekleri başarısız sonuç verdiğinde veya bu tedavileri reddettiklerinde cerrahi girişim düşünülebilir.