The Nazi and the Psychiatrist / Nuremberg
Hitler'in kankası ve suç ortağı, Hitler'in izin, kol kanat ve destek vermesiyle öldürülen 6 milyon Yahudinin, 3 milyon Polonyalının en değerli taşlarını, sanat koleksiyonlarını yağmalayarak 1935-1945 arasında dünyanın en zengin adamı haline gelen, Birinci dünya savaşının Alman pilotu ve Nazi hava kuvvetleri komutanı Hermann Göring, İkinci Dünya Savaşı'nın sonunda Amerikan-İngiliz-Fransız koalisyonunca yakalandığında takvim 6 Mayıs 1945'i gösteriyordu...
Göring, 16 valiz ve kırmızı bir şapka kutusuyla birlikte, savaşın harap ettiği Lüksemburg'da Amerika tarafından işletilen bir gözaltı merkezine getirildi. Valizler her türden değerli eşya içeriyordu: madalyalar, değerli taşlar, iki puro kesici, ipek iç çamaşırı, bir sıcak su şişesi ve bol miktarda para...Bir kahve kutusunun içine gizlenmiş bir dizi pirinç şişe, berrak bir sıvı ve beyaz bir çökelti içeren cam kapsülleri barındırıyordu: intihar etmek için potasyum siyanür.
Nazi liderler Hitler, Joseph Goebbels,Heinrich Himmler intihar etmişti...Bir başka en kıdemli Nazi Martin Bormann'ın da intihar ettiğine ya da Sovyet ateşiyle öldüğüne ilişkin spekülasyonlar-iddialar bulunuyor...Nazi lider Reinhard Heydrich Prag'da suikastle öldürülmüştü...Nazi lider Fritz Todt bir uçak kazasında ölmüştü...
Gözaltı merkezinde Göring'e, yakalanan Nazi rejiminin seçkinleri, kodamanları eşlik etti: Amiral Dönitz; silahlı kuvvetler komutanı Wilhelm Keitel ve yardımcısı Alfred Jodl; zihinsel olarak dengesiz Robert Ley; intihara meyilli Polonya valisi Hans Frank; Julius Streicher dahil toplam elli iki kıdemli Nazi vardı ve bunların arasında baskın kişi Göring'di...
ABD ordusu, tutsakların Nürnberg'de yargılanmaya hazırlanması için, gözaltında tutuldukları süre boyunca onların zihinsel sağlıklarını araştırması ve denetlemesi için hırslı bir ordu psikiyatristi olan Yüzbaşı Douglas M. Kelley'yi gönderdi. Kelley kendisine hayatının profesyonel fırsatının sunulduğunu fark etti: Bu dünyanın en tehlikeli canileri arasında onları psikolojik olarak insanlığın geri kalanından farklı gösterecek ayırt edici özellikleri keşfetmek.
The Nazi and the Psychiatrist / Nuremberg adlı filmde "Gladiator"le Oscar ödülü kazanan Russell Crowe 2 buçuk porsiyon (obez) "insan" Herman Göring rolüyle karşımıza çıkacak...
Volker Schlöndorff tarafından yönetilen
The Ogre (Der Unhold) adlı filmde (1996) Volker Spengler (1939-2020) Göring rolünü üstlenmişti...
Volker Schlöndorff tarafından yönetilen Die Blechtrommel Teneke Trampet- The Tin Drum (1979) Nazi Almanyası tarihini en iyi canlandıran filmlerden biriydi...
'„Kein feindlicher Bomber kann das Ruhrgebiet erreichen', versicherte er ihnen. „Wenn man das Ruhrgebiet erreicht, heiße ich nicht Göring. Du kannst mich Meyer nennen-No enemy bomber can reach the Ruhr. If one reaches the Ruhr, my name is not Hermann Göring. You may call me Hermann Meyer.'
Hermann Göring'in 'Tek bir İngiliz uçağı bile Ruhr’a ulaşırsa bana Hermann Göring değil, Hermann Meyer deyiniz' sözünün hicvedildiği bir İngiliz Avro-Lancaster bombardıman uçağı – Kraliyet Hava Kuvvetleri Müzesi'nde, Londra’da sergileniyor…
Eylül 1940’ta Alman hava kuvvetleri İngiltere’yi bombalamaya başladı…Almanya uçak sayısı olarak İngilizlerden kat kat üstün durumdaydı…İngiliz pilotlar ve İngiltere’ye ulaşan ülkeleri Alman işgaline uğramış ülkelerin pilotları Alman havacıları bezdirmeyi başardı…
Ya da şöyle söyleyelim Napolyon hayranı olan ve Napolyon’un başaramadığı Rusya istilasını aklına koyan Hitler asıl hedefi (Sovyetler Birliği ) için Doğu’ya döndü!
İspanya’nın, Napolyon Fransa’sının işgal girişimlerini de durduran İngilizler Alman işgali olasılığını ortadan kaldırmıştı...
İtalyan diktatör Mussolini Almanların İngiltere’yi olası işgalinde 1.000.000 ölü vereceğini tahmin etmişti…
1941 yazında Almanlar İngiltere işgalinden tamamen vazgeçip Sovyetler Birliği’ne saldırdı…
'Never in the field of human conflict was so much owed by so many to so few-İnsanlar arasındaki çatışmalarda hiçbir zaman, bu kadar çok kişi bu kadar az kişiye bu kadar çok şey borçlu olmamıştır'
Winston Churchill
Seyrediniz : Hope and Glory (1987) , Battle of Britain (1969)
'İngiltere Savaşı' filmi:
Londra’nın bombardıman sonrasında yanması ve Berlin’e ilk İngiliz saldırısı bölümleri, kısa bir Dunkirk sahnesi filmin en iyi sahneleri…
Hitler sayesinde dünyanın en zengin insanları arasına katılan Herman Göring şöyle demişti:
'Halk savaş istemez ve çünkü rahatı bozulsun istemez...Halk her zaman liderlerin kulu, kölesi olabilir. Bunu sağlamak için bir siyasetçinin tek yapması gereken onları korkutmaktır, halka büyük bir tehlikeden, riskten, tehditten bahsederek onları fena halde korkutun...Size muhtaç olurlar, size yavru kedi gibi sığınırlar,size bağlanırlar, sizin fanatik taraftarınız olurlar'
Müttefik bombardıman uçaklarının Almanya sanayisinin kalbi Ruhr'u bombalaması Almanların diğer birçok alaycı göndermenin yanı sıra hava saldırısı sirenlerine 'Meyer'in trompetleri' demeye başlaması için yeterli nedendi.
'Hermann Göring”Nürnberg Davası’dan(1945)
Yargıç: 'Alman halkını tüm bu savaş suçlarını işlemeye nasıl ikna ettiniz?'
Göring şöyle cevap verir:
'Kolaydı ve Nazizmle ilgisi yoktu…İnsanları köleliştirmek için yapmanız gereken tek şey onlara korku salmaktır…İnsanları korkutmanın bir yolunu bulduysanız onlara her şeyi yapabilir,her şeyi yaptırabilirsiniz.'
Pera Palas Otelinde Nazi bombası patlamıştı...
Paris’i 1940’da işgal eden Naziler en lüks otelleri paylaşmışlardı... Lutetia Oteli ve Ritz Oteli Alman işgal güçlerinin merkezleri olmuştu...Alman Hava Kuvvetleri’ni yöneten Herman Goering Ritz Oteli’nden çıkmaz olmuştu...Bu oteller, hem operasyonların yönetildiği merkezlerdi; hem de Nazilerin hiçbir sınır tanımıyan alemlerinin ve eğlencelerinin mekanlarıydı...Naziler Türkiye için de çok ayrıntılı bir işgal planı hazırlamıştı... 1941’de Türkiye’yi işgal etselerdi Pera Palas Oteli en üst düzey komutanların karargahı ve ağırlanma merkezi olacaktı…
İngiltere’nin Bulgaristan Büyükelçisi Sir George William Rendel (1889 – 6 May 1979) Nazi Almanyasıyla aynı cephede savaşma kararı alan Bulgaristan’ı / Sofya’yı terk ederken Naziler onun bavullarına bomba yerleştirmiş ve bomba Mart 1941’de Pera Palas Oteli’nde patlamıştı...Olayda 4 kişi öldü ve 30 kişi yaralandı...Yaralılar arasında Büyükelçi’nin kızı da vardı...Pera Palas’ın çok sayıda ünlü müşterisi oldu…Bunlar arasında, İngiltere Kral 8. Edward, İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth, Avusturya-Macaristan İmparatoru Franz Joseph, İran Şahı Muhammed Rıza Pehlevi, Yugoslavya Devlet Başkanı Tito, oyuncu Zsa Zsa Gabor, 1899’da sahnede, 1900 yılında sinema perdesinde “Kadın Hamlet” olan Sarah Bernhardt, yazar Pierre Loti, ABD Başkanı’nın eşi Jacqueline Kennedy, besteci Mikis Theodorakis, iki de ünlü casus Mata Hari ile Cicero da bulunuyor… Aşağıdaki kişilerden dördü bu otelde kalmamıştır…
'In the Garden of Beasts: Love, Terror, and an American Family in Hitler's Berlin- Canavarların Bahçesinde'
Erik Larson’ın yazdığı ve Türkiye’de HemenKitap Yayınevi tarafından okurlara sunulan 'In the Garden of Beasts: Love, Terror, and an American Family in Hitler's Berlin- Canavarların Bahçesinde' (2011) adlı yarı belgesel yarı roman olan kitapta ise 1930'larda Almanyanın gırtlağına kadar ABD'ne borçlu olduğu uzun uzun anlatılır...
Bu kitap gerçekten yaşamış karakterlere sahiptir; 30 Ağustos 1933-29 Aralık 1937 tarihleri arasındaki ABD’nin Berlin Büyükelçisi William Edward Dood (1869-1940) ile kızı Martha baş karakterler…Hitler, Alman Hava Kuvvetleri Komutanı Herman Göring, Başbakan Yardımcısı Franz von Papen kitabın diğer karakterleri…
Roman tümüyle Ian Kershaw gibi Hitler dönemi tarihçilerinin / uzmanlarının o dönemle ilgili yazdıklarına dayanıyor…'Canavarların Bahçesinde' Adolf Hitler’in hem Cumhurbaşkanlığı ve hem Başbakanlık yetkilerini üzerinde topladığı, yanı sıra Alman Ordusu’nun tüm kontrolünü eline aldığı, en ufak bir muhalefet girişimini yargısız infazla ortadan kaldırdığı, çalkantılı ve kanlı günleri konu alıyor…
Roman tarihçilerin ve olayları yaşayanların günlüklerini ile anılarını takip ederek, milyonlarca silahlı adamıyla ('eşkıyasıyla', 'zorbasıyla' ) Hitler’i iktidara taşıyan Ernst Röhm’ün 1 Temmuz 1934’te öldürülmesiyle başlayan ve 2 Ağustos 1934’te Cumhurbaşkanı Mareşal Hindenburg’un ölümüyle Hitler’in 'Tek Adam', 'Diktatör', 'Führer' olmasına odaklanıyor…
Nazilerin iktidarı tamamen ele geçirmesini konu alan en iyi romanlardan biri olan 'Canavarların Bahçesinde' o dönemin liderleri Hitler ve Herman Göring’in sınır tanımayan kibrini, hırsını ve abartıya, gösterişe, lüks yaşama düşkünlüğünü kusursuz bir şekilde canlandırıyor…
1 Haziran-17 Kasım 1932’de Almanya Başbakanlığı, 30 Kasım 1933 ile 7 Ağustos 1934 arasında Başbakan Adolf Hitler’in yardımcılığı görevini üstlenen, 1939-1944 arasında Türkiye’deki Alman Büyükelçisi olan Franz von Papen (1879-1969) 1951’de İstanbul’daki Santa Maria Draperis kilisesini ziyaret ederken
'Ruslar Akdeniz’e inemedilerse ve Türkiye’yi işgal edemediyseler bunu bana borçlusunuz, ' demişti…Katolik olan Franz von Papen, Türkiye’de Büyükelçilik yaparken, kimi kaynaklarda 1934-1944 arasında, kimi kaynaklarda 1935-1945 arasında Türkiye’de (Harbiye’deki Kutsal Ruh Kilisesi’nde) Vatikan’ın temsilcisi olan ve 28 Ekim 1958 ile 3 Haziran 1963 arasında Papalık görevini üstlenen Angelo Giuseppe Roncalli’yle de sarsılmaz bir dostluk kurmuştu…
Franz von Papen’e 24 Şubat 1942 Salı günü Ankara’da Sovyetler Birliği ajanları bombalı suikast düzenlemiş ve von Papen hafif yarayla suikasti atlatmıştı…
Franz von Papen 1. Dünya Savaşı'nda Amerika Birleşik Devletleri'nde sabotaj faaliyetleri yürüttü ; Amerika Birleşik Devletleri'nden kovulan Alman diplomatlarından biridir...
Adolf Hitler'e destek olan ve onun suç ortaklığını yapan kanaat önderlerinden / seçkinlerden bazıları:
Hugo Boss
Carl Claussen (Nivea)
Winifred Wagner
Wilhelm Furtwängler
Albert Speer
Leni Riefenstahl
Carl Orff
Ferdinand Porsche
Wernher von Braun
Magda Schneider (Romy Schneider'ın annesi)
Gustav Krupp
Alfried Krupp
Franz von Papen
Ernst Hanfstaengl
Helene Elise Adelheid NiemeyerHitler'in ekmeğine yağ sürenler:
Henry Ford
Charles Lindbergh
Joseph Kennedy
Edward VIII
Wallis Simpson
Sir Nevile Meyrick Henderson
Neville Chamberlain
Édouard Daladier
Sir Samuel Hoare, 2nd Baronet
Walt Disney (Leni Riefenstahl hayranıydı