Nil vadisi gibi, topraklarından geçmişte aynı yıl içinde iki üç kere ürün alınan GAZİPAŞA şimdi betona teslim edilmiş bulunuyor. Çok katlı binaların tırmandırıldığı çarpık bir şehircilik örneği ile karşı karşıya, ağlayan hüzünlü, kansere düçar edilmiş zavallı Gazipaşa......
İlçenin bu günkü haline bakıp ta hüngür hüngür ağlamamak mümkün. Geçmişin portakal bahçeleri, yer fıstığı tarlaları, muz bahçeleri, domates- patlıcan biber- mısır tarlaları, hepsi de yerle yeksan olmuş, toplumu aç bırakan beton duvarlar.....
Sanırım bu da az gelmiş. Uzun zamandır davulu çalınan üç koyunu gebe ettikleri karanlık turizmin ayak sesleri.
Daima söylüyoruz, her zaman anlattık. Gazipaşa insanı, bizler turizm döngüsüne karşı değiliz.
Yeter ki akıl, mantık, bilim ve mühendislik normlarına una uygun turizm olsun.
Yeşil doku olgusunun rafa kaldırılarak grileşen bir kent örneğini yaşamak istemiyor Gazipaşa insanı. Denildiği gibi zaten ucube bir yapılaşmaya kurban edilmiş bir Gazipaşa 'da bir de lekeli turizm ve garip bir yapı silsilesi yer alırsa kıyılarımızda, yaralı ceylana silah sıkmış olursunuz. Geçtiğimiz hafta sonu Gazipaşa'da birçok kesimle bu konuda nabız yoklama anlamında görüşmeler yaptım. Diyebilirim ki ilçe halkı rehavette.
Aynı terane; "Çocuklarımız Konaklı'ya, Avsallar'a işe gitmek için iki saat uykusuz kalıyorlar.
Ayağımıza gelen kısmeti niye tepelim" deniliyor.
Bunu söyleyen insanlarımızın, esasen kendilerinin kış uykusundan uyanamadıklarının farkında bile olmadıkları kolayca anlaşılmaktadır.
“GAZİPAŞA HEPİMİZİN" Platformu’nda gönüllü görevli arkadaşlarımızın emeklerini adeta boşa çıkaran bu tür görüş ve düşünceler beni düşündürmüştür.
Aklımın erdiği kadar anlattım. Biraz alabora olmuşalar da (mecaz-ı Mürsel anlamında);
Bedenlerindeki alkollü serumun etkisinden hala kurtulmuş değiller.
31 Mart psikozuna mahsus birilerinden birtakım bilgiler geldi. Çok şaşırdım. Alınan
Bilgilerden hareket edildiğinde "cilalı taş devri " sürecinin devam ettirildiği kanaati hakim
Olmuştur.
Gazipaşa ile ilgili olarak hazırlanan imar planının derhal geri çekilmesi; ilçenin geleceği için
Bir ışık olacaktır.
"Beton ile karın doymaz" gerçeğini halkımız anlamalıdır.31 Mart 2024 sürecinde
Şehirlerimizde yeniden kol sıvayacak belediye başkanlarımız, kentlerimizle ilgili içinde
Bulunduğumuz çok önemli çevre ve modern şehircilik olaylarını asla unutmamaları gerekir.
İlçemizdeki mümbit topraklarımızın ve kıyılarımızdaki güzelliklerin daha fazla betona teslim
Edilmemesi için belediye başkanlarımızın teyakkuzda olmaları, tüm halkımızın arzusu ve
ısrara dayalı, vaz geçilmez isteğidir.