Turizme teşvik için çok bedel ödeyen bir kent Antalya. Kent ve ülke ekonomisinin bel kemiği, can simidi olan turizm için elbette hep birlikte çalışalım. Ama herşeyi feda ederek turizmi kaldırmak mümkün değil ki mesele burada yeni yatak açmak, tesis yapmak değil. Az yatakla çok para kazanan ülke örneklerinden hala ders çıkarmadık…
Doğası bozulmamış ve doğaya en az müdahaleyle turizm yapan ülkelerde turizm geliri ciddi oranlarda. Bizde ise gelen turist sayısı üzerinden rekora koşuyoruz. Oysa kişi başına turizm geliri sürekli düşüyor. Diplerdeyiz…
Ve kalkmış şimdi ‘Turizm Teşvik Yasası’nda değişiklik yaparak, halka ait alanların satışına zemin hazırlayarak şahlanmayı umuyoruz…
Geçtiğimiz gün Saadet Partisi, dün CHP açıkladı. Milli parklar, koruma alanları, SİT alanları tehlikede…
CHP Antalya İl Başkanı Nusret Bayar, AKP Antalya Milletvekili Atay Uslu’nun meclise sunduğu Turizmi Teşvik Kanunu’ndaki değişiklik teklifinde; halka ait kullanım alanlarının doğrudan doğruya pazarlanabilir hale gelmesine zemin hazırlandığını belirtti…
Bayar, “Sarayın değil, milletin vekili ol!” diyerek seslendi Milletvekili Uslu’ya…
Anlıyorum denize nazı Lara kumullarında Disneyland hayali olanlar var…
Biliyoruz Phaselis Antik Kenti’nde otel rüyaları canlandırılmak isteniyor…
640 Kilometrelik sahil şeridinin el değmedik daha çok noktası, koyu var…
Ama anlayamadığınız betona gelmiyor, turist…
Kendisi de turizmci olan Turizm Bakanı’na sorulduğunu bile düşünmüyorum. Her şeyi bilenlerin kararıyla sunulan bir teklif…
Türkiye için bir katliam, cinayet teklifi eğer söylendiği gibiyse…
Eminim ki bugün meslek odalarından, çevre örgütlerinden de ses yükselecek…
Doğaya dokunmanın ağır bedelleri olduğunu bu pandemi bile öğretememiş anlaşılan…
Evet, para ihtiyacı var…
Evet, kasalar boşaldı…
Ancak bunun yolu satmak, kamu alanlarını ranta açmak değil…
Bu hem doğaya hem memlekete hem turizme zarar…
Bu yanlıştan dönmek ve böyle bir hataya düşmemek lazım…
Yoksa satacak bir şey kalmayacak…
Bu konuda turizm örgütlerinden de anlamlı mesajlar gelmeli…
Basına her daim mesafeli olsalar da hatta yerel basını görmezden gelseler de bu kentin neferleri olan basın mensupları olarak sizin de hakkınızı savunmaya devam edeceğiz…
Lütfen siz de sizin adınıza verilen mücadeleye ses verin…
Orada mısınız?