Önceden Sayın Cumhurbaşkanı’na da yazmıştım kasıtla orman yakanlara idam cezası verilsin, ikinci derecede suçlulara müebbet verilsin. Demiştim. Canımıza tak demiş olmalı ki, geçtiğimiz günlerde bazı siyasiler tarafından konu konuşulmaya başlandı.

 

2021 yılındaki vahim yangın olaylarından ders almamış gibiyiz.

 

Bu konuda anlatacağım o kadar çok şey var ki, sayıp dökmeye kalksam sayfalar yetmez denilebilir.

 

 Diyebilirim ki, bu basit çemberi kıramazsak başta Akdeniz ve Ege bölgesi dahil olmak üzere ülkemizde orman varlığı kalmayacak gibi görünüyor.

 

Ülkemizi mahveden yangınların tamamı mı masum olaylardan kaynaklı?

 

Bu işin neresinde ne kadar insan unsuru var?

 

Çok merak ediyoruz.

 

Ormanda yaşayan on binlerce canlı cayır cayır yanıyor, ciğerlerimiz yanıyor, memleket yanıyor nereye gidiyoruz...

 

Ey ormanların kaderinden sorumlu kurum ve kuruluşlarımız, Allah aşkına STK olarak bize de lütfen bir kulak verin de sizlerle el ele verip bu rezaletin bertarafında ülkemize bir katkıda bulunalım.

 

Öylesine yaralıyım, öylesine perişanım ki, ormanların geleceği ile ilgili ne zaman kapınızı çaldıysam kamu adına ülke yararına gerekli karşılığı bulduğumu söyleyemem.

 

Bu yönden ciddi anlamda psikolojik sıkıntı içindeyiz.

 

İnsan hayatında en berbat hadiselerden birisi de devlet ve millet adına, ülke adına çırpınan vatandaşların kamu tarafından dikkate alınmamasıdır.

 

Memleketin alev alev yandığı bir zaman içinde dertlerim çığ gibi büyüyor ve doya doya içimi dökmek istiyorum.

 

Bu ülkeye 58 yıldan bu yana bu ülkeye hizmet veren bir vatandaş olarak demek isterim ki, asgari müşterekte buluşmanın dışında bir yol göremiyorum.

 

Şayet mevcut yangın reçeteleri işe yarasaydı bunca orman yanmazdı.

 

Demek ki yeni reçetelere ihtiyaç var. Hangi konuda olursa olsun, bir ülkede devletin kurumları STK’larıyla dirsek temasına geçerek, sivil gücün, aklından, fikrinden bilgisinden, deneyimlerinden ve enerjisinden yararlanmadığı sürece ayaklardan birisi topal kalmış demektir.

 

 Bu beyanlardan; kurumların hiçbir şey bilmediği anlamı çıkarılmamalıdır. Yüce Meclis’e, Yüce Devlet’e sesleniyoruz. Bu konular üzerinde bir akıl yoralım. Göreceksiniz her şey daha başarılı olacaktır. Hiçbir kimse vatandaşı dinlemekle küçülmez.

 

Vatandaşı onurlandırmış olur ve çözüm kolaylaşır.