Kimileri için yazmak, yaşama bir anlam katmaktır. Kimileri içinse bir çeşit tutkudur. Kimisi için yazmak bir kavgadır, kimisi içinse bir eğitme aracı.

 

Yazmak; bazen yalnızca sorular sorarak, düşünmeye zorlamaktır, bazen de çağının bir tanığı olarak gördüklerini, duyduklarını, dünyayı ve olanı biteni kendi bakış açısından anlatmaktır.

 

Kimileri içinde yaşadığı düzeni beğenmez ve bu düzeni değiştirmek için yazar, kimileri de insanı değiştirmek için. Aslında bu ikisi de aynı amaca hizmet eder. Bir şeyleri değiştirebilme umudu olur yazmak!

 

Özel olarak, kadınlar için, çocuklar için, yazarlar kimileri, kimileri de sırf kendi çıkarları, kendi gelecekleri için yazar! Halk için, vatan için, yurdunu kurtarmak için yazanlar olduğu gibi, suçluluk duygusuyla yazanlar ve suçlamak için yazanlar da vardır!

 

Düşüncelerle, sözcüklerle, cümlelerle, biçimlerle şekillenir yazılar. Kimileri bugünler için yazar, kimileri yarınlar için.

 

Kiminin bir derdi vardır, onu söylemek için yazar, kiminin bir düşüncesi vardır, onu dışa vurmak için yazar, kimi duygularını paylaşmak için, kimi bildirisini iletmek için, kimi de niçin yazdığını bilmeden yazar.

 

Yazmak bazıları için alışkanlıktır, bazıları için görev, bazıları içinse gereksinimdir.

 

Ama her durumda yazmak, iyidir. Boşaltım sağlar, rahatlatır, mutlu eder. Hatta en mutsuz şeyleri bile yazdığınızda, içinizde kalan şeyin, biraz umut, biraz da mutluluk olduğunu görürsünüz.

 

Yazmak çünkü, insan için bir sağaltın ve rahatlamadır.

 

Yazarsanız unutmazsınız, yazarsanız hem tarihe hem de kendi küçük, kişisel tarihinize not düşmüş olursunuz.

 

O yüzden yazın derim size. Hiç olmazsa günlük tutun. Bu terapiyi seveceksiniz.

 

Daha iyi düşünmenin, ufku açmanın tek yolu; yazmak ve okumaktan geçer.