Milli olarak görmediklerimiz hariç, STK lar ve siyasetçilerin söylevlerine baktığımızda hepsi milli olduklarını ve milli olmak için nelerin uygulanması gerektiğini söylerler.
Bazılarına göre milli olmak, dindar olmakla oluyor. Bazılarına göre, Türkiyeli sayılmak milli olmaya yeterli bulunuyor.
Bir kısım milliyiz diyenler ise, Atatürk’ün bozkurtlu para ve pul bastırdığını, Türk Dil Kurumunu, Türk Tarih Kurumunu dile getirmeden millilik iddiasında bulunurlar. Bazı düşüncelere göre hem Müslüman hem de Türk olursan milli kabul edile biliyorsun. Tabi, bu iddia sahipleri Türkiye’de yaşayan Ermeni, Yahudi, Rum, Süryani ve Arapları galiba ülke çocukları olarak kabul etmeyip milli olamayacaklarını düşünüyor herhalde. Birçok düşük IQ lüler son yıllara kadar Balkanlardan göç edenleri Türk kabul etmeme cahilliğinde bulunurlardı. Tarih boyu Orta Asya’dan dalga dalga Anadolu’ya göç eden Türkmenlerin birtakım cahiller tarafından Alevi inanışlarından ötürü dışlanarak milli olmadıkları iddiasında olanları da gördük.
Milli olmanın Türklüğü savunmakla olacağını ileri süren Türk milliyetçileri (TURANCILAR), fikir babaları Hüseyin Nihal Atsız ve de Ziya Gökalp gibi Türkçü düşünce önderlerinin düşüncelerini benimseyerek, Atsız’ın “yüzde yüz Türk olduğun gün cihan senindir” mısrasını zihninde tutarlar.
Milli olabilmenin şart ve koşullarını sıralayalım dersek, tartışma programlarını takip etsek de, bu konuda yazılan yüzlerce kitapları okusak da, Anadolu’da Roma ve Bizans’tan önce devlet kurduğumuzu belirtsek de, kültür emperyalizmine kurban giderek sesimiz cılız kalıyor.
Aslında milli olmak kolay. Atatük’ü iyi anlamak milli olmaktır zaten. Türk milletine mensup olduğunu iftiharla kabul etmek, dünyada her alanda, milletinin yücelmesi ve söz sahibi olması için uğraş vermek has millîliktir. Millilikte duruşumuzdaki en önemli gelişme futbol kulüplerimizin Sudi Arabistan’daki şampiyonadan çekilmeleri oldu. Ne kadar gururlansak azdır. Suudi hayranlarının yüzünü gören varsa bu yazıma yorum yapabilir.
Rahmetli Alparslan Türkeş’in bir sözü var; “her kim ki Türk’e, Atatürk’e düşmandır, biliniz ki onlar Malazgirt’te, İstanbul’un fethinde, Çanakkale'de, İstiklal harbinde, mağlup ettiklerimizin Anadolu'da kalmış tohumlarıdır” demiş.
Bence milli hassasiyetlerin arttırılması için okullarda vatana, millete bağlılığı eğiten, Türk kültürünü ve tarihini işleyen dersler olmalı.
Biz, milli oldukça daha nice bin yıllar Türk’ün bayrakları dalgalanacaktır.
Hoşça kalın milli olmayı yeniden gözden geçirerek kalın.