Akdenizin en güzide yayın organından gelen köşe yazarlığı teklifi beni ne kadar onurlandırdı bilemesiniz…

74 yıllık yaşın, 53 yıllık mesleki tecrübenin ışığı altında konuları, toplumsal gereklilik, teknik ve bilimsel açılardan değerlendirerek hak ettiğimiz daha güzel günler için yapılması gerekenleri sizlerle paylaşacağım.

Bizler neden daha rahat, konforlu, sağlıklı bir yaşam süremiyoruz? Nerelerde yanış yapıyor..düşünce mantalitemizdeki hatalar yüzünden günlerimizi, yıllarımızı koşuşturmalarla heba ediyoruz… Güzelliklerin fakına varamadan yıllar geçip gidiyor…

Yarına olan güvensizliklerle aşırı bir hırs bütün benliğimizi sarmış…

Usta KEMAL TAHİR’in dediği gibi “EN BÜYÜK SİLAHIMIZ OLAN DÜŞÜNME GÜCÜMÜZÜN ASIL İŞİ, GERÇEĞİ BULMAK, ANLAMAK VE DEĞİŞTİRMEK” zamanı gelmedi mi?

Önce birkaç yazımda bir ay önce eşimle birlikte gidip 15 gün kalıp döndüğümüz Hollanda seyahati izlenimlerimi anlatacağım. Bu yazılarımda orada yaşayanların yaşam felsefeleri ile bizim yaklaşımlarımız arasındaki farklılıkları mukayese etmenizi isteyeceğim.

Dostlarım, oğlumuz 12 yıldır yurt dışında İspanya, Almanya derken aldığı davet üzerine 5 yıldır Hollanda’da çalışıyor. Bir bilim insanı olarak ülkemizin değerlendiremeyip yabancı ülkelerde çalışmak zorunda kalması çok üzücü bir durum tabi ki.. (daha sonraki yazılarımda bu konuyu detaylı olarak masaya yatırırız…)

Anlatacağım farklılıkların ülkeler arası coğrafi konumlardan kaynaklandığını düşünebilirsiniz, doğrudur, farklılıklar var ama olumsuz koşulları da var, olumsuzlukları nasıl yenmeyi başardıklarını da okumuş olacaksınız.

Anılara geçmeden şunu da hatırlatmak zorundayım. Hollanda’nın Devlet başkanı Kral’dır ve anayasal monarşi sistemi ile yönetilmektedir. Evet Kral var ama insan hakları, demokrasi anlayışı ve uygulaması dünyayı kıskandıracak düzeyde… Yani en kötü yönetim biçimi olan monarşi’den bile böyle bir toplumsal anlayış uygulamasının çıkması takdire şayandır. Evinden başbakanlık ofisine bisikletle gelen başbakanın görev yaptığı ülkenin kralının çalışma ofisinin fotoğrafını da göreceksiniz.

Bir özelliği ile dünyada tek ülke olması nedeni ile Hollandanın coğrafi yapısından bilgiler aktarmak istiyorum. Bu olumsuzluğu nasıl avantaja çevirdiklerini ileriki yazılarında daha detaylı bahsedeceğim.

Türkiye’nin 20 de biri (41.500 km2) büyüklüğü bir alana (yüzölçümüne) sahip Hollanda’nın nüfusu on yedi milyondur. Ülkenin yüzölçümünün on bir bin km2 si (% 26 sı) deniz seviyesinin altındadır ve nüfusun yarısı bu bölgelerde yaşamaktadır. Bu nedenle kar çekecek ve tutacak dağları olmadığından yılın 200 gününe yakını yağmurlu geçmektedir.

Dostlarım yazılarımın çok uzun olamamasına gayret edeceğim. Bu köşeyi o değerli yorumlarınızla katkıda bulunarak ortak akıl oluşturma köşesi yapmanızı diliyor, birkaç gün sonra buluşmak üzere güzelliklerin bizleri beklediği umut ve düşüncelerle sağlıklı günler diliyorum…