Urum (Roma) kenti kurulduktan sonra İtalikler ne yapacaklarını şaşırdılar. Etrüskler tarafından kendilerine yapılan kenti nasıl yöneteceklerini bilmiyorlardı. Kentin ortak olmasını ve ortak yönetilmesini istediler. Öyle de oldu. Böylece yalnızca bir kentte de olsa Etrüsklerle İtalikler yönetimde ortak oldular.

Yıllar geçtikçe İtalikler de uygarlaşmaya başladı. Roma dışında başka kentlerde de yönetime ortak olmaya başladılar. Bu arada İtalikler üzerinde başkaca oyunlar oynanmaya başlandı. Şöyle ki: Grekler/Hellenler, ülkelerinin batısında ve hemen yanı başlarında kurulan yeni devletin Turıyalılar ve Sakalar/İskitler tarafından kurulduğunu elbette biliyorlardı. Yeni devlet onlar için düşman idi. Etrüsk Devleti öylesine güçlenmişti ki Grekler/Hellenler savaşı göze alamadıkları için başkaca hileli yollara başvuruyorlardı. İtalikleri kışkırtıyorlardı. Onlara; Etrüsklerin üstünlüğünü tanımamalarını, en azından yönetimde daha çok yetkili olmaları gerektiğini söylüyorlardı. Ayrıca Nüfuslarının Etrüsklerden çok oluğunu, dolayısıyla korkmayıp isyan etmeleri için yönlendirme yapıyorlardı. İtalikler Hellenlerin böylesi telkinlerinden çabuk etkileniyorlardı. Çünkü Etrüskler kendilerini gerçekten üstün ve elit tabaka olarak görüyorlardı. İtaliklerin içlerine pek karışmıyorlar onları da içlerine almıyorlardı. Hemen her kentte Etrüsklerin oturduğu ayrıcalıklı mahalleler vardı. O kadar ki imparatorluk döneminde bile Roma’nın tam ortasında ‘VICUS TUSCUS’ adında, sadece Etrüsklerin oturduğu ayrıcalıklı mahalle vardı. Benzeri durumlar zaten İtaliklerin aşağılık duygusuna kapılmasına sebep oluyordu. Üstelik bir de Hellen kışkırtması işin içine girince, önce hoşnutsuzluklar, tavır almalar oldu ve sonunda kalkışmalar başladı… Ve İ.Ö. 509 yılına gelindiğinde devlet yönetiminde köklü bir değişine gidildi. Bu zamana kadar yani tam 240 yılda Etrüsk Devleti; güney Avrupa’nın bu bölgesine muhteşem bir uygarlık getirdi, yerleştirdi…

Devletin yönetimindeki yenilik, günümüzdeki ‘cumhuriyet’ kavramını çağrıştırır nitelikteydi, hatta denilebilir ki zamanımızın ‘cumhuriyet’ yönetim şeklinin asıl temeli o zaman atılmış oldu. Danışma meclisi (kengeş), senato (aksaçlılar meclisi), devlet başkanının ‘imperium’luğu (Tengri’den KUT almış) gibi değerler tamamen Türk Töresinin uygulamaya sokulmasından başka bir şey değildir… Bu yeni yapılanmalar sonunda; devletin yeni yönetim biçimi ile İtalikler yönetimde tam bir ortak haline geldiler.

(Devamı ‘KUTSAL ROMA İMPARATORLUĞU’ – 4 de