Kim olduğumuz, nasıl biri olduğumuz, aslında tamamen bizim sorumluluğumuzdur. Kimi insan bu sorumluluğu bir türlü kabul etmek istemez. Yaptıkları her yanlışa, mutlaka bir gerekçe bulurlar.

“Ama”, “fakat”, “lakin” ile başlayan her cümle, kendilerini savunmak içindir. Üstelik bu da yetmezmiş gibi, yanlışlarının sorumluluğunu başkalarının üzerine atmak gibi bir huyları da vardır. Bazıları başkalarına söyledikleri savunma cümlelerine, kendilerini de inandırırlar! Bunlar vicdan muhasebesi de yapamazlar! Zaten vicdansız ve sorumsuzdurlar!

Sözüm bunlar gibilere değil aslında, sorumluluk ve vicdan sahibi insanlara…

Kim olmak istiyorsak, kimi rol model aldıysak, kendimizi ona göre eğitiriz. İnsani ve etik değerlerin okulu yoktur ama, o değerleri bize kazandıracak, hayat felsefeleri ve düşünürler vardır.

Bu hafta Mevlana haftası. Ve Mevlana, “iyi insan” olmanın yollarını öğreten öğütleriyle, yüzyıllar öncesinden günümüze ışık saçan bir bilgedir.

Mevlana’nın 7 öğüdü vardır insanlara:

“ Cömertlik ve yardım etme konusunda akarsu gibi ol.

Şefkat ve merhamette güneş gibi ol.

Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol.

Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol.

Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol.

Hoşgörülülükte deniz gibi ol.

Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.”

Onun sözleri ders gibidir. Derin anlamı olan sözlerdir, insanı düşündürür, ufkunu açar.

“ Dün akıllıydım, dünyayı değiştirmek istedim.

Bu gün ise bilgeyim, kendimi değiştirdim.”

“ Olmaz dediğin ne varsa, hepsi olur.

Düşmem dersin düşersin,

Şaşmam dersin şaşarsın.

Öldüm der durur, yine de yaşarsın.”

“ Gönül almayı bilmeyene, ömür emanet edilmez.”

“ Mum olmak kolay değildir, ışık saçmak için, önce yanmak gerekir.”

“ Ben kimim. Beni söylediklerimde arama. Ben söylemediklerimde gizliyim. Görmediğin koskoca derya gönlümdür. Gördüğün sahil ise dilim.”