Hayat pahalılaştıkça, işsizlik arttıkça, dolar fırlayıp zamlar ardı ardına geldikçe, dolaylı, dolaysız vergiler bindirdikçe, toplumda karamsarlık, kötümserlik ve umutsuzluk da artıyor!
Aslında bu, araştırma sonucunda da ortaya çıkmış bir olgu! Global araştırma şirketi Ipsos’ un 28 ülkede 22 binin üzerinde kişiyle yaptığı son araştırmasında Türkiye; toplumsal kötümserlikte, karamsarlıkta, Peru, Şili, Güney Afrika ve Japonya ile zirveye oynuyor! Türk halkı, dünyanın giderek kötü bir yer olduğuna yüzde 85 gibi bir oranla inanıyormuş!
Gerçekten de öyle! Adeta hepimiz diken üstünde oturuyoruz! Her gün üstümüze sağanak yağmur gibi gelen zamlara alışamadık! Üstelik bunlar daha iyi günlerimizmiş! Aynı araştırmaya göre; Türk halkı kendini, ağır tehdit altında görüyormuş. Olası felaket ihtimallerinden, etnik kimliği farklı insanlarla çatışma çıkmasından ya da terör tehdidinden endişeleniyorlarmış! Aslında zor günlerden geçiyoruz. Bu zor günleri en az hasarla atlatmak, hepimizi bir nebze olsun rahatlatacak sanki!
Hatta öyle bir noktaya geldik ki; Ne acıdır, insanlar çocuklarından vazgeçiyor, “bakamıyorum” deyip çocuğunu devletin bakmasını istiyor! Artık upuzun ekmek kuyrukları görüyoruz. Bu soğukta ucuz ekmek kuyruğuna giren insanlar bile, yaşanan karamsarlığı ve zorluğu yeterince anlatmıyor mu cüzdanları, vicdanlarını bastıranlara! Biraz empati lütfen!
Unutmayalım; Ne demiş Yahya Kemal Beyatlı:
“Kör karamsarlıklar ulusu nasıl öldürürse, sağır iyimserlik de bir zayıflıktır.”
Yalnız bizde değil, bütün dünyada daha adil ve daha paylaşımcı bir düzene ihtiyaç var! Hepimizin bildiği bir gerçeği, Thompson Fuller çok güzel dillendirmiş:
“Zenginliğin zevkleri, yoksulların gözyaşlarıyla satın alınır!