İşsizlik ve yoksulluk artıyor. Halkın geliri
azalıyor. İnsanlarımızın yüzde 20’si açlık sınırında yaşarken, işçi, memur ve
emekli maaşlarına çok düşük miktarlarda zam yapılması can sıkıyor! Pahalılık ve
hergün gelen zamlar nedeniyle halk boğazından kesiyor! Kısacası ekonomik
sıkıntılar, işsizlik ve yoksulluk ülkemizdeki yaşam kalitesini de giderek
düşürüyor! Çevrenize bir bakın, şöyle yüzü gülen, huzurlu ve mutlu kaç kişi
var?
Gıda maddelerine, elektriğe, suya ve benzine
gelen zamlar, zincirleme diğer zamları da getirdiğinden, herkes şaşkın, çaresiz
ve ezik bir biçimde yaşam mücadelesi veriyor! İşsizlik ve yoksulluğun
olağanüstü boyutlara ulaştığı günümüzde, kamuda ve bazı kesimlerde yapılan
hesapsız kitapsız harcamalar ve israf fazlasıyla göze batıyor! “ Biri yer, biri
bakar, kıyamet bundan kopar!” özdeyişi gibi bir durum yaşamak, toplum için hiç
sağlıklı değil tabii. İnsanların gelir dağılımındaki bu adaletsizlik ve uçurum
gibi farklılıklar, toplumsal barışı da tehlikeye atıyor! Ülke zenginliklerinde
daha adil bir yaklaşım, toplumsal barışın ve huzurun da teminatı olacaktır
aslında.
İşsizlik, yoksulluk ve çaresizlik etik
değerlerde de aşınmaya ve çöküntüye yol açıyor! Suç oranları artarken, bazı
kentlerde de asayiş sorunları yaşanıyor! Toplumun temel direği olan aileler
dağılıyor! İşsizlik umutsuzluğu arttırıyor!
Özellikle genç işsizliği ve eğitimli gençlerin
işsizliği, ülkemizin geleceği açısından da insana umutsuzluk ve hüzün veriyor!
Çünkü ülkemizde büyük bir beyin göçü var! Bizim gençlerimiz umudu ve geleceği
başka ülkelerde arıyorlar! Bu gerçekten de üzücü! Çünkü geleceğimizi emanet
edeceğimiz eğitimli ve kalifiye gençler, başka ülkelere gidiyorlar! Oysa onlara
burada bir gelecek yaratmalıydık! Bu ülkenin zenginliklerini onlar için
korumalı ve onlara güzel bir miras bırakmalıydık! Bunu şimdilik başaramadık
ama, istersek başarabiliriz, ben buna inanıyorum. Ekonominin düzelebilmesi
için, herkesin ve her kesimin tasarruflu olması, adil olması ve hiç vakit geçirmeden
hemen çözümler üretmesi ayrıca ülkemizi Avrupaya geçiş noktası gibi gören, çok
sayıdaki kaçak göçmene de çare bulması gerekli! Yoksa hepimiz için ve ülkemiz
için, çok geç olacak!