“İp” deyip geçmeyin sakın. Türkçe’miz zengin bir dildir ve sadece ip ile ilgili atasözleri ve deyimlerimizden, durum değerlendirmesi yapacak bir yazı bile çıkar. Nasıl mı? İşte böyle: “ İpini koparanın” ülkemize göçtüğü, “ipsiz sapsız” gezenlerin çoğaldığı, “ipiyle kuyuya inilmeyecek” adamların bazılarının, siyasete soyunduğu, “iplerinin kimin elinde olduğunu bilmediğimiz” tiplerin, her konuda ahkam kestiği bir ülkede, “ip cambazı” gibiyiz! Düşmemek için olağanüstü bir çaba ile, yaşamaya çalışıyoruz işte.
Kimsenin kimseyi “iplemediği”, “ipe sapa gelmedik laflar” edenlerin, adam yerine konduğu, sorunları çözmemek için, “ipe un serenlerin” çok olduğu bir yerde, her şeyin düzeleceği “zamanları iple çeker” olduk.
“İpten kazıktan kurtulmuş” tiplerin cezalandırılmasını beklerken, onların “ipini üstüne atanları” görmek, konuşurken, hakaret ederek, “ipin ucunu kaçıranların” yaptıklarına katlanmak, giderek sizin için de zorlaşmıyor mu?
Yoksulluktan, açlıktan, “iğne ipliğe” dönenlerin yanı sıra, “hayata pamuk ipliğiyle bağlı” olanların ve “ipliği pazara çıkan” düzenbazların, bir arada olduğu yerde; “inceldiği yerden kopsun” diyerek, “yaşama bağlayan ipleri” kendileri koparanların varlığı, insanı hüzünlendirirken, adamı “ipten alıp, ipe verenlerin” saldırganlığı, sizi de korkutmuyor mu?
İşini yürütmek için “kırk kapının ipini çekenlerle”, “iki cambazın bir ipte oynamadığı” ortamlarda, “ip kaçkınlarının”, “ipini kopardığı” yerde, huzur bulmak da zordur. Fakat yine de umutsuz olmamak gerek!
Şaka bir yana ama;
Ne demişler; gidenler için; “ Yolcudur Abbas, bağlasan durmaz!” Sadece “İpini sağlam kazığa bağlayanlar”, sonunda başarırlar. Fakat “ipi çürük”olanların işi zordur! Bir de “ipi uzun tutup, ayağına dolayanlar” da, sonunda düşer! Siz siz olun, “ ipliği pazara çıkanlardan” olmayın!