Süleyman Demirel, kendisini Başbakanlıktan düşüren ve 15. Genelkurmay Başkanı Faruk Gürler'i Cumhurbaşkanı yapma amaçlı 12 Mart 1971 Askeri Darbesi’nin ilk haberini darbeden birkaç ay önce İran Şahı Muhammed Rıza Pehlevi’den almıştı…Ancak yine de askeri müdahaleyi önlemeye siyasi gücü ve manevraları yeterli olamadı...
İran'ın 2500. kuruluş yıldönümü 14 Ekim 1971'de PersePolis'te kutlandı ve bu kutlamada Türkiye'yi Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay temsil etti...2500 şişe şarap, 92 tavus kuşu, ipek döşemeli, klimalı, her biri mermer banyolu 52 özel çadır kutlamalarda yer aldı...
Enflasyonu, Kraliyet ailesinin savurganlığını, israfını, lüks yaşamını ve köylerden büyük kentlere göçün yaratıtğı devasa işsizliği ve ülkenin petrol zenginliğinden hiçbir zaman payını alamayan on milyonlarca yoksulun perişanlığını, sefaletini ustaca kullanan anti laik mollalar şahı devirmek için bir ter*r ve iç savaş ortamı yarattı...
Mollaların da elleri çok kanlıdır!
İran Abadan Rexx sinemasında 19 Ağustos 1978'de en az 470 kişiyi yakan Humeynici (Ruhollah Khomeini) ter*ristlerin gayesi de istikrarsızlık kaos yaratmak ve Şah rejiminin yıkılmasını hızlandırmaktı...19 Ağustos 1978 Cumartesi gecesi İran Şahını devirmeye çalışan Ruhollah Khomeini'nin ter*rist elemanları Mollaların teşvik ettiği halk ayaklanmasını, İran iç savaşını hızlandırmak, Şah'ın ülkede asayişi artık sağlayamadığını kanıtlamak, dolayısıyla Şah rejimine karşı nefret ve öfke yaratmak amacıyla İran'da bir sinemayı yaktı... 470'den fazla İranlı yanarak öldü...Güney İran'ın petrol sevkiyat limanı Abadan kentindeki Rex sinemasında o gece Masoud Kimiai'nin yönettiği "The Reindeer - Ren Geyiği - Gavaznha" adlı film gösterilmekteydi...
İran Şahı saltanatı döneminde dünyanın en pahalı fahişelerini özel jetlerle bir ya da birkaç gecelik cinsel ilişkiler için ücretlerini ödeyerek ülkesine getirmekle meşguldü...
İran'a laik rejimi Mustafa Kemal Atatürk ihraç etmişti...Pehlevi ailesi İran kadınını özgürleştirmiş ve İranlı kadınlar 1 Şubat 1979'da Humeyni Paris'ten Tahran'a dönene kadar İranlı erkeklerle eşit haklara sahip olmuşlardı...
Humeyni Atatürk'ün laikliği İran'a ihraç etmesinden dolayı çok kızgındı, kin ve öfke doluydu; ömrü İran'daki laik düzeni yıkmak için yetmeyecek korkusu içinde kıvranıyordu...
Humeyni diktatörlüğünün suikast ekipleri kurarak Türkiye'de laik kanaat önderlerini tek tek avladığı çok yaygın bir iddiadır!
Son yıllarda, İran diktatörlüğünün önde giden liderleri mafya usulü yöntemlerle ölüyor ya da avlanıyor, öldürülmeye devam ediyor!
2020'de İran'lı general Kasım Süleymani ve İran'lı nükleer bilimci Muhsin Fahrizade İsrail tarafından öldürüldü... 2021'de İran'a ait Natanz nükleer tesisi İsrail'in bombardımanına uğradı...İsrail, 1 Nisan 2024'te İran'ın Suriye'nin başkenti Şam'daki konsolosluk binasını vurdu...Kudüs Gücü komutanlarından Tuğgeneral Muhammed Rıza Zahidi'nin de bulunduğu 7 İranlı öldürüldü... İran Devrim Muhafızları Ordusu'ndan 2'si general rütbesinde olmak üzere toplam 7 İranlı askeri danışman öldürülmüş oldu...
19 Mayıs 2024'te 1968 Amerikan yapımı Bell 212 model helikopterin düşmesiyle İran Cumhurbaşkanı Ebrahim Raisi ve İran Dışişleri Bakanı Hossein Amirabdollahian da öldü...Bu olay bir sabotaj mıydı, sabotajın ardında İran'ın can düşmanı İsrail mi vardı, yoksa sabotaj değildi de yoğun sisten dolayı helikopter dağa çarpmış mıydı? Şu anda bu soruların şu anda herhangi bir cevabı yok!
5 Kasım 2024 ABD başkanlık seçimlerinin tartışma konularından biri de İRAN
New York Times ve Siena College tarafından kayıtlı seçmenler arasında yapılan bir ankete göre Cumhuriyetçi Parti adayı Donald Trump'a seçmen desteğü % 48, Demokrat Parti adayı başkan yardımcısı Harris'e seçmen desteği % 46...
CBS NEWS ANKETİ:
Trump % 51
Harris % 48
Donald Trump destekçisi Fox News TV ise Donald Trump ve Kamala Harris arasında 17 Eylül 2024'te söz düellosu yayını yapmak istiyor...
George Clooney, Taylor Swift, Robert De Niro, Michelle Obama, Barack Obama, Nancy Pelosi, Bill Clinton ve Hillary Clinton'ın desteğini almayı başaran ABD başkan adayı Kamala Harris ise Joe Biden yönetiminin İsrail'in katliamlarına verdiği açık çekin 5 Kasım 2024'te kendisine seçim kaybettireceğinden çok korkuyor...
Donald Trump ABD'ne Meksika ABD sınırındaki Rio Grande nehrini aşarak giren yasadışı sığınmacıların bir kısmının "The Silence of the Lambs-Kuzuların Sessizliği" (1991) filminin insan eti yiyen barbar karakteri Hannibal Lecter'den beter caniler olduğunu söyleyerek, "Dünyanın her yerinden, hapishanelerden, karakolların nezarethanelerinden, gözaltı merkezlerinden, akıl hastanelerinden ve psikiyatri kliniklerinden çıkarak ABD'ne gelen bu kişiler çok tehlikeli" dedi...Trump seçmeni korkutarak, ürküterek oy kazanmak istiyor...
Trump, ABD'nde emniyet, adalet, asayiş sağlamak için 1908'de kurulan ve 1924-1972 arasında altın çağını yaşayan Federal Bureau of Investigation'ın 2024'te çok kötü bir sınav verdiğini de söyledi...
2017-2021 döneminde ABD Başkanı olarak görev yaparken Christopher Wray'ı FBI'ın yöneticisi olarak atayan Trump, istihbarat direktörü için "Belli ki ülkemize rekor düzeyde akın eden ter*ristler ve diğer suçlular hakkında hiçbir şey bilmiyor" diyerek şunları ekledi: "Bir zamanların şanlı FBI'ının Amerika'nın güvenini kaybetmesine şaşmamalı!"
İsrail başbakanı Netanyahu'yla frekans uyumlu sözler (Netanyahu ağzıyla konuştu) kullanan ve iki devletli çözüm fikrini (İsrail'e komşu bir Filstin devleti kurulmasını) savunmayan Trump İran ve vekillerinin (Hizbullah, Husiler) hem ABD hem İsrail büyük tehdit olduğunu söyledi...
ABD ve İsrail'in hedef tahtasındaki İran ise asla kolay lokma değil...Üstelik İran yakında atom bombaları üretmeye başladığında zaptedilmez bir güç olacak...
Netanyahu İran'ın kontrolündeki Hizbullah'ın rehin aldığı 6 milyon 700 bin nüfuslu Lübnan'da 1.500.000 Suriyelinin yaşamasına ve Lübnan devletinin kendi memurlarının maaşlarını ödeyemeyecek durumda olmasına çok güveniyor...
Netanyahu, ABD kongresindeki konuşmasında Ortadoğu'daki tüm kötülüklerin, fesatlıkların, kötü niyetli faaliyetlerin sponsorunun organizatörünün ardında İran'ın olduğunu söylemiş, ABD üniversitelerinde, caddelerinde, sokaklarında, meydanlarında İsrail aleyhine düzenlenen yürüyüşlerin, gösterilerin, eylemlerin planlayıcısının, tezgahlayıcısının da İran olduğunu açıklamıştı...
Washington Post gazetesinin Aralık 2023'teki haberine göre, Benjamin Netanyahu Joe Biden, Rishi Sunak ve Emmanuel Macron'dan Filistinlilerin Mısır topraklarına kovulması konusunda İsrail devletine ve ordusuna destek olmasını istedi...Joe Biden bu teklifi reddetti ve Netanyahu'ya "Filistinliler Gazze şeridinde yaşamaya devam etmelidir" dedi...
Kasım Süleymani suikasti...
Donald Trump'ın emriyle ve İsrail'in işbirliğiyle İran Devrim Muhafızları Ordusu'na bağlı Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani, 3 Ocak 2020'de öldürülmüş Trump, İran'ı tehdit ederek "Amerika'yı tehdit etmeyin, bu sizin sonunuz olur" demişti.
Güney Kıbrıs'ın, Güney Kıbrıs'taki İngiliz üslerinin ve Yunanistan'ın İsrail'in Orta Doğudaki askeri oprasyonlarına verdiği destek İran'ın kontrolündeki Lübnan’daki Hizbullah'ın ve Yemen’deki İran destekli Husilerin Yunanlılara "Sizi cezalandırız" mesajı yollamasına neden oldu... Güney Kıbrıs, Yunanistan ve İsrail zaman zaman ortak askeri tatbikat ve askeri işbirliği yapıyor...
ABD başkanı Joe Biden'ın senatör olduğu 1973'ten bugüne İsrail'in çıkarlarına hizmet ettiğini söyleyen Benjamin Netanyahu “(kendi kastediyor) Gururlu bir Yahudi siyonistten (Joe Biden'ı kastederek) gururlu bir İrlandalı-ABD’li siyoniste (Biden Katolik İrlandalı, Yahudi değil ancak "ben de gururlu bir siyonistim," diyor) 50 yıllık kamu hizmeti ve İsrail devletine 50 yıllık desteğiniz için size teşekkür etmek istiyorum. Bugün sizinle görüşmeyi ve önümüzde duran büyük konular, büyük problemler üzerinde gelecek aylarda da sizinle işbirliği içinde çalışmayı diliyorum " dedi...
İsrail başbakanı Netanyahu'nın ABD kongresinde yaptığı bir saatlik konuşmayı değerlendiren Demokrat Parti liderlerinden Nancy Pelosi şöyle dedi:
‘’Netanyahu'nun Temsilciler Meclisi'nde yaptığı sunum, Amerika Birleşik Devletleri Kongresi'ne hitap etme ayrıcalığına davet edilen ve onurlandırılan herhangi bir yabancı devlet adamının açık ara en kötü sunumuydu. İsrail'i seven çoğumuz bugün, 7 Ekim 2023 Hamas ter*r saldırısı ve insan kaçırma olaylarının ardından aileleri acı çeken İsrail vatandaşlarını dinleyerek vakit geçirdik. Bu aileler rehinelerin evlerine dönmesini sağlayacak bir ateşkes anlaşması istiyor ve biz Başbakan Netanyahu'nun zamanını bu hedefe ulaşmak için harcayacağını umuyoruz.’’
ABD Kongresi'nin Yahudi üyesi Sara Jacobs (1989), İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Kongrede yaptığı konuşma için şunları söyledi:
"Netanyahu'nun 39 binden fazla Filistinlinin ölümüne yol açtığı bildirilen acımasız askeri operasyonu beni dehşete düşürdü" ifadesini kullanan Jacobs, İsrail ordusunun Netanyahu'nun talimatıyla 10 aydır Gazze'yi yoğun bombardımana tuttuğunu, okullardan mülteci kamplarına, ambulanslardan hastahanelere bütün altyapının harap olduğunu belirtti...
Jacobs, "Gazze'yi yerle bir etmenin, neredeyse tüm sivil nüfusu yerinden etmenin ve Filistinli ailelerin neslini yok etmenin kesinlikle hiçbir haklı gerekçesi yoktur." diye konuştu...
Bölgeye, insani yardımın ulaştırılamadığını ve dağıtılamadığını hatırlatan Jacobs, bu durumun yakın zamanda 1 milyon Filistinlinin en yüksek seviyede açlıkla karşı karşıya kalmasına neden olacağını dile getirdi...
"Netanyahu erken seçime gidip hesap vermekten korktuğu için savaşı sürdürüyor"
Jacobs, Netanyahu'nun İsrail halkının desteğini büyük ölçüde kaybettiğini ancak "hesap vermekten korktuğu için savaşı sürdürdüğünü" söyledi... Netanyahu'nun ateşkes anlaşmasına varma konusunda isteksiz olduğunu ve "iki devletli bir çözüm" fikrine karşı çıkmaya devam ettiğini belirten Jacobs, "Gerçek şu ki bu savaş barış getirmeyecek ve Filistin sorununa bir çözüm getirmeyecek..."
Netanyahu'nun konuştuğu Kongre salonuna kendisinin gitmesinin Başbakanı ve hükümetinin tutumunu desteklediğine dair "sahte bir kanıt" olarak kullanılacağını belirten Jacobs, "Kongre'de tribünlere oynamak, İsrail ve Filistin halkının bölgedeki barış ve güvenliğine katkı sağlamaz, esirleri eve getirmez." şeklinde konuştu.
Jacobs, ayrıca Netanyahu'nun konuşmasının savaşı sonlandırmayacağını, bölgedeki ihtiyaç sahiplerine insani yardımları ulaştırmayacağını ve Filistinli çocuklara yitirdikleri çocukluklarını geri vermeyeceğini belirtti...
Gazze'de gönüllü çalışan Amerikalı sağlık görevlileri, ABD Başkanı Joe Biden'dan İsrail'e silah ambargosu uygulamasını istedi...Sağlık görevlileri, Joe Biden ve Kamala Harris'e de seslendi: Son birkaç ayda Gazze'deki çeşitli hastahanelerde gönüllü olarak çalışan 45 cerrah, acil servis doktoru ve hemşirenin imzWWasını taşıyan mektupta, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarının özellikle kadınlar ve çocuklar üzerinde yarattığı büyük insani yıkıma işaret edildi.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve diğer yardım kuruluşları bünyesinde Gazze'de görev yapan sağlık çalışanları, gerçek can kayıplarının sayısının 40 bin değil en az 92 bin olduğunu duyurdu...
İspanya Başbakanı Pedro Sanchez, Savunma Bakanı Margarita Robles, İçişleri Bakanı Fernando Grande-Marlaska ve Tarım Bakanı Luis Planas'ın telefonlarının casus yazılımı üreten İsrailli NSO Group firmasının Pegasus yazılımıyla defalarca dinlendiğinin ortaya çıkmasıysa çok büyük bir skandal...
Sanchez'in telefonunun Ekim 2020 - Aralık 2021 tarihleri arasında 5 kez dinlendiği ve cihazdan veri çalındığı tespit edilmişti. İspanya başbakanın ve bakanların telefonlarından hangi bilgilerin çalındığı gizli tutuyor..ABD'nin 2021'de kara listeye aldığı NSO Group ise Pegasus yazılımıyla ilgili casusluk iddialarını reddetmişti. Firma, yazılımın hükümetler tarafından ciddi suçlarla ve ter*rle mücadelede kullanıldığını iddia etti...
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan ABD'ye Netanyahu tepkisi: Çağımızın Hitlerini baş tacı ederken zerre utanmıyorlar, 150 bin Gazzeli'nin kasabını ağırlayıp 57 kez alkışladılar...
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail Başbakanı Netanyahu’nun ABD Kongresi'nde konuşmasına tepki göstererek, "Çağımızın hitlerini baş tacı ederken zerre miskal utanmıyorlar. 40 bin insanın katilini kahraman gibi ağırlanırken yüzleri kızarmıyor. Elinde 150 bin Gazzeli'nin kanı olan bir kasabı kongresinde ağırlayan, bu caniye kürsü veren, bununla yetinmeyip konuşmasını büyük bir şevkle 57 kez ayakta alkışlayan bir akıl ve vicdan tutulmasıyla karşı karşıyayız" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, programda yaptığı konuşmada, İsrail Başbakanı Netanyahu'nun ABD Kongresi'ne hitap etmesine değinerek, şunları söyledi:
Burada şu gerçeği öncelikle vurgulamak isterim. İkinci Dünya Savaşı'nın galiplerinin ekonomik, siyasi, askeri ve diplomatik çıkarlarını korumak amacıyla kurulan mevcut küresel sistem artık miadını doldurmaya başlamıştır. Sistemin sorunlara çözüm üreteme kabiliyetini yitirdiğinin işaretlerini uzun zamandır zaten görmekteyiz. Sadece yakın geçmişte yaşanan krizlere bakmak bile sistemin iflas bayrağını çoktan çektiğini göstermeye yeterlidir.
"İnsanları katledenleri Temsilciler Meclisi alkışlıyor"
Mesela Suriye'deki ihtilaf tam 13 yıldır sürüyor. Ukrayna'daki savaş iki buçuk yıldır aralıksız devam ediyor. Yemen henüz istikrara kavuşamadan maalesef Sudan karıştı. Gazze'de 16 bini masum çocuk 40 bin sivil hayattan koptu. Soykırımın önüne yaklaşık 10 aydır geçilemedi. İşte herhalde Amerika'nın Kongresi'nde soykırımcı bir katilin nasıl alkışlandığını tüm dünya izledi. Gördük… Kim alkışlanır? İnsanlığa hizmeti olan alkışlanır. 40 bine yakın çocuk, kadın, yaşlı, bu insanları katledenleri düşünün, Temsilciler Meclisi alkışlıyor. Öbür taraftan Temsilciler Meclisi'nin dışında da onlara karşı tam aksi bir tavır ortaya konuluyor.
"Bir akıl ve vicdan tutulmasıyla karşı karşıyayız"
Bu dünyanın nereye gittiğini gösteriyor. 7 Ekim'den beri insanlar sinema filmi izler gibi çocukların, kadınların, daha kuvözdeki bebeklerin öldürülmesini uzaktan seyrediyor. Bunların katili olan bir Netanyahu Amerika'da alkışlanıyor. Bu nasıl bir iştir? Bunu anlamak mümkün mü? Hani demokrasi? Hani özgürlük? Hani insan hakları? Hani İnsan Hakları Beyannamesi'ndeki o alt alta yazılmış maddeler? Hepsi bir tarafta orada bir alkış cümbüşüdür gidiyor.
Bırakın katliamı durdurmayı, elinde 150 bin Gazzelinin kanı olan bir kasabı Kongresi'nde ağırlayan, bu caniye kürsü veren, bununla yetinmeyip hezeyanlarla dolu konuşmasını büyük bir şevkle 57 kez ayakta alkışlayan bir akıl ve vicdan tutulmasıyla karşı karşıyayız.
Lafa gelince tüm dünyaya demokrasi ve insan hakları dersi verenler çağımızın Hitler'lerini baş tacı ederken zerre miskal utanmıyor. 40 bin insanın katilini kahraman gibi ağırlanırken yüzleri kızarmıyor. Adalet yok, hukuk yok, kural yok, merhamet, şefkat, vicdan yok. Barış için sorumluluk almak yok. İnsanlığın umudunu artıracak hiçbir çaba yok.
"Bir cinnet haline hep birlikte şahitlik ediyoruz"
Zalimin zulmünden dolayı adeta itibar gördüğü mazlumun hakkının yok sayıldığı bir cinnet haline hep birlikte şahitlik ediyoruz. Kıymetli dostlar, tüm bunlar bize şunu gösteriyor. Küresel sistemin kökten sarsıldığı bu kaostan ancak güçlü durabilen, ayakta kalabilen, var olanın üstüne koyabilen, kendi göbeğini kendi kesebilen ülkeler başarıyla çıkma şansına sahiptir.
"Şartlar ne olursa olsun hedeflerimizden asla ve asla kopmadık"
Türkiye olarak insanlığın gündeminde yer alan meselelere bu zaviyeden bakıyoruz. Onun için tam bağımsız Türkiye hedefi ile Türkiye yüzyılını inşa etmek için her alanda yoğun bir çabanın içindeyiz. Yatırım, üretim, istihdam, icat ve ihracat bütün bunlarla birlikte kalkınma yolculuğumuzu hız kesmeden sürdürüyoruz. Ne etrafımızda yaşanan çatışmalar ne de 6 Şubat depremlerinin 104 milyar doları bulan faturası bizi yolumuzdan alıkoymadı...
2 Aralık 2022 haberi:
Netanyahu: Erdoğan eskiden bana 6 saatte bir Hitler derdi, ilişkilerimiz iyiye gitti...İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ABD’li gazeteci Bari Weiss'e konuk olduğu podcast programında AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la ilişkileri üzerine açıklamalarda bulundu....Erdoğan'ın her yaptığını onaylamadığını ama ilişkilerinin düzelmesinden memnun olduğunu söyleyen İsrailli lider, "Erdoğan, bana 6 saatte bir Hitler derdi" dedi...İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la ilişkileri üzerine dikkat çeken açıklamalarda bulundu...
ABD’li gazeteci Bari Weiss'e konuk olduğu podcast programında konuşan Netanyahu, Weiss'ın "Erdoğan gibi kişilerle gruplandırılıyorsunuz. Sizi otoriter liderlerle gruplandıran belki de 100 makale okumuşumdur" sözleri üzerine şu ifadeleri kullandı:
"Bakın, yıllarca Erdoğan’ın en yakın arkadaşı Barack Obama'ydı. Çok yakın dostlardı. Sanırım bu da Erdoğan daha fazla gazeteciyi hapse attıktan ve basitçe Türkiye’yi standartların altında bir demokrasiye çevirdikten sonra değişti. Bizim ilişkilerimiz iyiye gitti, bana eskiden her 6 saatte bir Hitler derdi…" ifadelerini kullandı...Netanyahu, Weiss'ın "Şimdi Erdoğan size sadece her 12 saatte bir mi Hitler diyor?" sorusuna ise "Hayır, aslında geçen gün dostça bir konuşmamız oldu ve bu yüzden mutluyum. Bunun önemli olduğunu düşünüyorum. Erdoğan’ın her yaptığını onayladığımdan değil tabii ki, onaylamıyorum" diye yanıt verdi....Erdoğan, İsrail'le yeniden "normalleştirilen" ilişkiler konusunda kasım 2022 başında yaptığı açıklamada, "Karşılıklı temaslarla süreci devam ettirerek ilişkileri tüm alanlarda ilerletme ümidimizi koruyoruz. Değerlere saygı gösterildiği sürece kazan kazan diplomasisiyle inanıyorum ki sadece Türkiye ve İsrail değil, tüm bölge kazançlı çıkacaktır" demişti.
Öte yandan, "the Islamic State of Iraq and the Levant (ISIL); the Islamic State of Iraq and Syria (ISIS); Daesh" adlı ter*r örg*tünün Suriye, Irak ve Sahel'de yeniden dirildiği haberleri geliyor...
Sahel Batı Afrika'da doğuda Atlantik Okyanusunda Kızıl denize kadar uzanan 5000 km lik bir uzantı üzerinde Moritanya, Senegal, Mali, Nijer, Çad, Sudan, Burkino Faso ile Nijerya'yı içine alan bölgedir.
SAHEL : Senegal, Moritanya, Mali, Burkina Faso, Nijer, Nijerya, Çad, Sudan ve Eritredir..
Uluslararası koalisyonların ve ter*r örg*tlerinin yeni mücadele alanı: Sahel bölgesi Batı Afrika'dan Kızıldeniz'e kadar uzanan 3 milyon kilometrekarelik Sahel bölgesi, yaklaşık 10 yıldır çeşitli yabancı misyonlara karşın ter*r gruplarının saldırılarının hedefi oluyor...
Batı Afrika'da Atlantik Okyanusu'nun kıyısındaki Senegal ile başlayan Sahel kuşağı, Moritanya, Mali, Burkina Faso, Nijer, Çad ve Kızıldeniz'e komşu Sudan sınırlarında sona eriyor.