31 Mart 2019, Türk siyasi hayatında farklı bir seçim olarak
yerini aldı. 17 Yıllık iktidara ders veren bir yerel seçim oldu…
Akıllarda kalan manzaralar maalesef nahoştu…
Azar, fırça, hakaret, küfür, tehdit, devlet büyüklüğünü
yaralayan davranışlar, kamyonet kasasından atılan çay, dağıtılan ilginç
hediyeler, vatandaşa armağan edilen gübre, tanzim satışlar, son dakika gelen
bedava su, otobüs vs…
Evet hepsi bitti…
Yaralı demokrasimizin sandığının da yaralanmaması gerekirdi
ama yaralanmıştı bir kere. Ancak seçim güvenliği tartışmalarında hep ‘sandığa
saygı’ nakaratlarını kullanan iktidar bu kez kaybetti ve iş değişti…
Sandığa saygı lafları kalktı şaibe vs söylemi geldi…
Sonuç seçimden 17 gün sonra gelen mazbata, devir teslim…
Ama hala sular durulmuyor…
Seçim iptaline kadar iş götürülmek isteniyor…
Oysa herşeyin bir sonu olduğu gibi her iktidarın da bir sonu
var…
Gönül belediyeciliği derken gönülleri yıkıp geçen bir anlayışla
gidiliyor, ortada…
Keşke daha fazla yara almasa demokrasiye olan son umutlar…
Şu ortada İstanbul’daki nöbet Türkiye’ye yayıldı. Herkesin
gündemi mazbataydı. Bitti. Yaşanan sevinç de ortada…
Çıkarsız bir sevinç var. Çünkü bir nefes almak istedi halk…
Lütfen bozmayın…
Aksi halde fark daha da açılacak…
Öte yandan Türkiye genelinde alınan sonuç mühim. Millet
İttifak’ı başarılı. Adaylar önemli. Ama zaferin mimarı halk…
Artık kazanan belediye başkanları, zafer sarhoşluğuna
kapılmadan gidip halkına teşekkür etsin…
Sahaya inip gezsin, seçim öncesi çalışmaları gibi…
Sonra doğru kadrolarla doğru yatırımlara yelken açsın…