Soğuk bir Ankara havasında sonsuzluğa uğurlayalı Deniz Baykal’ı 2 yıl olmuş bile. Türkiye’nin yetiştirdiği sayılı siyaset ve devlet insanı arasında olan Baykal, maalesef yaşarken yeterince değer buldu mu bilemiyorum. Hem genel başkanlığı hem bakanlığı hem de milletvekilliği döneminde pekçok önemli işe imza atmış biri olmasına karşı kendi memleketinde linç edilmelere kadar saldırılara maruz kalmasına rağmen O, öyle bir siyasetçiydi ki CHP Genel Başkanlığı’ndan ayrıldıktan sonra kendisine teklif edilen kontenjana karşı sandığa giderek milletvekili oldu…
Henüz 20’li yaşlarda kendisini yakından tanıma fırsatım olduğum için çok şanslıydım. Onu başkalarından dinlemenin ötesinde kendim tanıdım. Genel Başkanken bile o kadar mütevaziydi ki bir telefon kadar yakındı. ‘Songülcüğüm’ diye başlayan telefon konuşmalarında aile fertlerine tek tek selam söylemeyi, hal hatır sormayı ihmal etmezdi. Narsist siyasilere karşın son derece mütevazi biriydi. Ama en önemlisi Cumhuriyet’e, Atatürk’e ve devrimlerine sonuna kadar bağlıydı…
“Çivi mi çaktı Antalya’ya” diyen AKP’lilerin propagandasını yapan CHP’liler bile okuyup araştırmasa da Antalya’ya sayısız katkısı olmuştu…
İşte üniversite alanının kamulaştırılması, falezlerin koruma altına alınması ve ilk planlı turizm hareketi gibi pekçok katkısını Antalya’nın halkçı Belediye Başkanı Selahattin Tonguç ile röportajımızda duyurmuş, sonrada Devlet Planlama Teşkilatı verileriyle yapılanları kitaplaştırmıştım…
Ama maalesef Baykal hep aynı şeyle suçlanmaya devam etti. Ve malum ‘’Recep Tayyip Erdoğan’ı başımıza bela ettiği’’ safsatası…
Neyse…
Zor yetişen bir devlet büyüğünü ama her şeyden önemlisi aile büyüğümü kaybetmiş olmanın üzüntüsünü taşıyor olmakla birlikte en büyük sevincim Deniz Baykal ile çalışmak, yakından tanımak…
Memleketinde 2. yılında Deniz Baykal anılıyor…
Muratpaşa Belediyesi’nin spor kompleksine adını verdiği Deniz Baykal, Kepez Belediyesi’nin katkılarıyla CHP Antalya İl Başkanlığı tarafından düzenlenen programla da anıldı…
Kızı Aslı Baykal, yakın arkadaşı Kadri Yakut ve sevenleri de programlara katıldı…
Partinin önce gelen isimleri de anmada yerini aldı…
Ne diyeyim keşke insanlara yaşarken değer verilse, saygı gösterilse…
Bakıyorum da düne kadar bizi saygımız ve sevgimiz dolayasıyla ‘Baykalcılıkla’ suçlayanlar sıkı Baykalcı olmuşlar. Aslında olması gereken bu. Kimse ocu, bucu olmaz, saygı gösterip değer verdiği için. O oculuk, buculuk başka şey…
Bizler sorgulayan beyinler olarak hiç kimseye beynimizi kiraya vermeyiz…
Evet yazacak çok şey var ama düğüm düğüm boğazım. Kalemim yazmak istiyor ama ‘Dur’ diyorum…
Güle güle dediğimizin yıldönümünde O’na olan saygı, sevgi ve özlemle bir kez daha ‘Işıklar içinde ol’ sevgili Genel Başkanım…
Başak’ın ve Toprak’ın 2. dedesi, aile büyüğümüz…
Mücadelen, azmin, bağımsız, laik Türkiye Cumhuriyeti aşkın her daim yolumuzu aydınlatacak…