Kartalkaya’daki yangın felaketi ile ilgili olarak çeşitli değerlendirmeler yapılıyor. Sorumluların kim olduğu tartışılıyor. Bu konudaki tartışmalara ışık tutmak amacıyla Siyasal Bilgiler Fakültesinden arkadaşım emekli Kaymakam Sudi İmamoğlu’nun bir paylaşımını aşağıda sunuyorum:

GRAND KARTAL OTEL YANGINI İÇİN KISA GÖRÜŞLERİM

1.derece sorumlu Otelin sahibidir. Aşırı kar hırsı, her şeyin önüne geçiyor. Bir takım masraflarla alabileceği önlemleri ya erteliyor yada bize bir şey olmaz düşüncesi ile yapmıyor. Ayrıca personeline hiçbir eğitim yapmıyor. Aslında kendisi ve akrabaları da o yangında hayatlarını kaybedebilirlerdi.

2.derecede sorumlu Erdoğan ve AKP yönetimidir. Önce DPT’yi ve arkasından çok kurumdan müfettişlik sistemini kaldırmıştır. Denetim mekanizmalarını felç etmiştir. Bir çok denetim özel şirketlere devredilmiştir. Gerçek denetim mekanizmalarının olmadığı yerde buna benzer olaylar çok olur. Ayrıca atanan yeteneksiz bürokratların kendilerini hiçbir zaman sorumlu görmemeleri de ayrı bir sorundur. Mevzuatlarda yeterli düzenleme var ama bunların yetki dağılımı konusunda karmaşa var.

3. derece sorumlu Turizm Bakanıdır. Yetkilendirdiği otellerin denetimi gerekli şekilde yapılmamıştır. Tümüyle denetleme yetkisi Bakanlıktadır. Hatta bir kısmı uzun süre hiç denetlenememiştir. Bakanın Otel ve Tur şirketi sahibi olması, bu otelcilerle çıkar ilişkisi içerisinde olması denetleme sorunları yaratmaktadır. Ayrıca Bakanlığa bağlı olarak kurulan TÜRKİYE TURİZM VE GELİŞTİRME AJANSI nın başkanı Turizm Bakan yardımcısı NADİR ALPASLAN’dır. Kartalkaya Otel Sahibi HALİT ERGÜL de Yönetim Kurulu Üyesi ve Karadeniz Temsilcisidir. Kim kimi denetleyecek. Bu otele sorumluluklarını yerine getirmeden milyonlarca teşvik verilmiştir.

4.derece Valilik. İl sınırları içinde olduğu için inşaat ruhsatını veren İl Özel İdaresi ve Vali il hudutları dahilinde tüm kuruluşları denetleyebilir. Ama bakanın yakın arkadaşı iktidarın yandaşı bir iş adamının bugünkü koşullarda Vali nasıl denetleyecektir. Siz olsaydınız ne yapardınız, diyebilirsiniz. Kaymakamların ve Valilerin de İl İdaresi kanunundan doğan bir çok yetkileri vardır. Hiç kimsenin ne olduğuna bakmadan denetletir. Ve raporu yetkililere gönderirdim. Ayrıca yangın sırasında afet bölgesi ilan eder, kriz masası kurardım. Telesiyejlerin şartellerini indirir, Otelleri 3 gün kapatırdım. Çevre otellerin tüm imkanlarını yangın gereçleri de dahil bu otel için kullanırdım. Kaymakamlık kursunda ders veren bir ağabeyimiz şunları söylemişti. “Asla idarei maslahatçı olmayınız. İyi düşünün ani ve doğru karar alın. Yasadan doğan bir çok yetkiniz var”Bu olayda Bolu Valisini hiç gördünüz mü?. Kendisini gizliyor. “Aman bana bulaşmasın diye sütre gerisinde kalıyor.

Bugünün koşullarında bunları yapmak için yürek ister. Görevden alınmayı göze alacaksınız.

5.Büyükşehir Belediyesi, Büyükşehir hudutları içinde her yeri denetleyebilir. İl belediyeleri ise il hudutları ve mücavir sahadaki tüm kuruluşları denetleyebilir. Grand Kartal Oteli , Bolu Belediyesi ve mücavir alan dışında olup tek yetkili Turizm Bakanlığıdır. Ancak isteğe bağlı olarak Belediye İtfaiyesi yangına karşı güvenlik raporu verebilir. Nitekim Otel aralık ayında başvurmuş, yapılan incelemede 8 kusur bulunmuş. Bunun üzerine otel yazısını geri çekmiş. Özel bir şirketten muhtemelen kağıt üzerinde bir rapor almıştır. Daha sonra kiraya verdiği başka bir Firma önündeki 70 m2lik alan için Bolu itfaiyesine başvurmuş, İtfaiye buraya olumlu rapor vermiştir.

Mevzuata göre ayrı ayrı bağımsız bölümlere rapor verilebilmesine karşı, ben buraya vermezdim. Ana binanın bitişiğindeki bir kafeye ruhsat vermek için ana binanın raporunu getir derdim. Bu alan ana binadan uzağında bahçede bağımsız bir yer olsa oraya ver. Ayrıca sorumlu olmasam da Otel için olumsuz raporu hem Cumhurbaşkanına, hem de Turizm bakanına gönderirdim.

GENEL SORUN insanımızdır. Tek kelime ile. Yozlaşmadır. Umarım ve dilerim yeni bir felaketle karşılaşmayız. Ama her şeyden önce halkın kafasının değişmesi lazım.