Konu şehrimiz kaldırımlarını, cadde ve sokaklarımızı, kaldırımlardaki görme engelli vatandaşlarımızın yürüme rehber bantlarını işgal eden skutur adı verilen garip makineler, ayrıca MARTI adı altındaki motorlu bisiklete benzeyen elektrikli motosikletlerin kentimiz boyutunda yarattıkları vahşetin özetlenmesinden ibarettir.

Uzunca zamandan bu yana kentimizde yaşayan yediden yetmişe bütün vatandaşlarımızın ileri derecede rahatsızlıkları nedeniyle yoğun şikayetlere sebep olan bu vakanın, halen sürdürülüyor olması düşündürücü ve elem verici hale gelmiştir. Bilinmektedir ki, yaya vatandaşlarımızın, görme engelli sağlık sorunu olan insanlarımızın kaldırımlarda güven içinde yürümeleri, bütün insanlarımızın ana yasal ve evrensel boyutta bir insanlık hakkıdır.

Aynı şekilde şehir trafiğinin bir düzen içinde ve arzu edilen bir rahatlıkla sürdürülebilmesi için motorlu araç kullanan insanlarımızın da güvenliği bakımından durumu önemsiyoruz. Söz konusu garip makinelerin zili yok kornası yok, plakası yok, ruhsatı yok, kullananın ehliyeti yok, elinde hiçbir yazılı belgesi, faturası vb. hiçbir resmi dayanağı yok, vatandaş takmış yakasına kabloyu, sokmuş kulağına cihazın dinleme cihazını kara yolunda kaldırımlarda slalom yaparak fütursuzca "yol kaldırım bana aittir" dercesine trafik mirafik kaza bela vız gelir, mantığı ile her taraf dop dolu, garip makinelerle işgal edilmiş durumdadır. Şehir turunu tamamlayan, makineyle işini bitiren vatandaş kaldırımlardaki, yol kenarlarındaki direkler ve ağaçlara, atını bağlar gibi bağlıyor makineleri geç geçebilirsen, yürü yürüyebilirsen.

Kentimizin ve ilimizin kıymetli üst düzey yöneticileri, konuyu yüksek vicdanınıza havale ediyoruz, Allah aşkına bir empati kurduğumuzda, yediden yetmişe şehir insanımızın karşı karşıya bulunduğu bu haksız, hukuksuz ve vahamete dönüşme noktasında bulunan bu elim hadisenin bertarafını kamuoyu sizlerden bekliyor. Diğer taraftan kentimizin geniş tabanlı kamuoyu soruyor ve diyor ki; "Benim zar zor kullandığım çürük motosikletin bile ruhsatı var, rutin teknik muayeneleri yapılıyor, trafik sigortası zorunlu olarak yaptırılıyor. Sahibi belli, ehliyet ve ruhsat zorunluluğumuz var. Adı belli şanı belli, her tarafı kanuna, hukuka, nizama uygun. Peki efendim, sözü edilen garip yapılanmanın, şehir boyutunda çok sayıda trafik kazasına sebep olan bu makine gruplarının sahibi yahut sahipleri kim? Muhtemel bir kaza anında benim muhatabım ki sınırsız soruların muhatabı kim? bu şehir bu denli sahipsiz mi? Anayasamızın ortaya koyduğu zorunluluk çerçevesinde ve güven içinde, kalite standartları dahilinde sürdürülebilir yaşamımızın tesisi bakımından, kamuoyunun yüksek perdeden seslendirdiği, adeta isyana dönüşen bu olayın engellenmesi için yetkililerimiz neden bir tedbir almıyor? soruları ortadayken temenni ederiz ki yetkililer bizi duyar ve gereğini yapar" denilmektedir.

SAYIN ANTLYA EMNİYEET MÜDÜRÜMÜZ VE BAĞLI BULUNDUKLARI YASALAR DÜZEYİNDE

KENTİ YÖNETMEKLE SORUMLU SAYIN BELEDİYE BAŞKANLARIMIZ, Sözler yukarıdadır. Artık sözün bittiği yerdeyiz. Benim işim, insanlığın ve bilumum kamu oyunun Sesi olmaktır. Konunun ilinti ve ilişkileri dikkate alındığında hem teknik, hem hukuk, hem de genel idari mevzuat bağlamında ciddi eksikliklerin olduğu açıkça görülmektedir.

Bilgi ve gereği önemle arz olunur.