“RANTÇILAR PATARA KUMLARININ PEŞİNDE”
CHP Antalya Milletvekili Çetin Osman Budak, Patara Özel Çevre Koruma Bölgesi’nden çalındığı tespit edilen ve korumaya alınan kumların Kaş Orman İşletme Müdürlüğü tarafından daha önce kumları çaldığı için yargılanan çete üyelerinin akrabalarına satıldığı iddialarını TBMM gündemine taşıdı. Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci tarafından yanıtlanması talebiyle bir soru önergesi veren Budak, “Hırsızların elinden kurtardığınız Patara’nın son derece değerli kumlarını, hırsızlara geri mi sattınız?” diye sordu. Budak, “Rantçılar, Patara kumlarının peşini bırakmıyor. Devleti şirket gibi yöneteceğiz iddiasında bulunan tek adam rejiminin memurları ne kanun ne kültürel miras ne de doğal güzellik dinlemeden her şeyi paraya çevirmenin derdine düştü. Ülkemiz hukuk devleti ve bağımsız yargıdan uzaklaştıkça bu çeteler korkusuzca bütün değerlerimize saldırıyor. Hırsız evin içindeyse kapı kilit tutmazmış” dedi.
AĞACI, ARSASI BİTTİ, ŞİMDİ SIRA KUMDA MI?
Patara’da skandalların bir türlü bitmek bilmediğini söyleyen Budak, şöyle konuştu:
‘‘Daha önce hırsızlık olayına şahit olup engel olmak için tutanak tutan orman muhafaza memuru, parti-devlet-şirket üçgeninden oluşan çete tarafından tehdit edildi. ‘Cumhurbaşkanı da gelse tutanak tutacağım’ diyen memur Cumhurbaşkanı'na hakaretle suçlanarak görevden alındı. Hırsızlığa göz yummayan suçlu, hırsızlık yapanlar suçsuz. Beytülmale el uzatılmasın diye görevini yapan memurun başına gelmeyen kalmadı. Hırsızlık davası sürerken el konulan kumlar yasalara aykırı şekilde el altından satıldı. Bu kumların satışa konu edilmesi kesinlikle yasak. Gemiyi öylesine azıya almışlar ki değerli kumları humuslu toprak diyerek üç kuruşa suç ortağı arkadaşlarının akrabalarına satıyorlar. Memleketin ağacını, arsasını, fabrikalarını sattılar, en son sıra kumuna geldi.’’
İKTİDARIN YANLIŞ HESABI AYM’DEN DÖNDÜ
CHP Antalya Milletvekili ve Sanayi ve Ticaret Komisyonu Üyesi Çetin Osman Budak, aralarında Mersin, Tekirdağ, Antalya ve İskenderun gibi Türkiye’nin en önemli limanlarının da bulunduğu 21 limanın özelleştirme sürelerini ihalesiz olarak 49 yıla uzatılmasını öngören kanun maddesinin AYM tarafından oybirliği ile iptal edilmesini değerlendirdi. Budak, “AYM kanun maddesini iptal etmeseydi, Antalya Limanı 2047 yılına kadar Katarlı şirkete, İskenderun Limanı 2061 yılına kadar Limak’a ihalesiz verilecekti. Meclis görüşmeleri sırasında düzenlemenin Anayasamıza aykırı olduğunu defalarca dile getirdik, ancak iktidarın seçimlere bir yıl kala ihalesiz liman peşkeşi ısrarı devam etti. Şimdi bu düzenleme Cumhuriyet Halk Partisi’nin iptal istemiyle başvurduğu AYM tarafından oybirliği ile iptal edildi. İktidarın yanlış hesabı AYM’den döndü” dedi.
Pandemi sonrası dünyada liman savaşlarının başladığı bir dönemde limanların özelleştirme sürelerinin ihalesiz olarak uzatılmak istenmesinin fırsatçılık olduğunu dile getiren Budak, şöyle konuştu:
“YANDAŞLARIN SEVİNCİ KURSAĞINDA KALDI”
“AYM tarafından iptal edilen düzenlemenin öncelikli hedefi geçen sene Katarlılara devredilen Antalya Limanı’ydı. 1998 yılında işletme hakkı 30 yıllığına özelleştirilen limanın işletme süresi 2028 yılında sona erecekti. Bu teklif yasalaşınca Katarlı şirket 19 yıl daha, yani 2047 yılına kadar limanı işletme hakkına sahip olacaktı. Yandaş Limak, İskenderun Limanını 2061 yılına kadar işletebilecekti. AYM Kararı sonrası hem Katarlıların hem de yandaşların sevinçleri kursaklarında kaldı.
“YANGINDAN MAL MI KAÇIRIYORSUNUZ”
Bu limanlardan işletme süreleri en erken dolacak olanların sözleşmeleri hali hazırda 2027’ye kadar devam edecekti. Yangından mal kaçırır gibi bu sözleşmelerin uzatılmaya çalışması iktidarın, ülkenin geleceğinden ziyade, yandaşların geleceğini dikkate aldığını gösteriyordu. AYM kararı, AKP iktidarının ‘Bizden sonrası tufan’ anlayışıyla kamunun elinde ne varsa haraç mezat yandaşlara aktarmasına engel oldu. AKP’nin kendilerinden sonra gelecek iktidarın iradesine de ipotek koyma hedefi de boşa düşmüş oldu. Ankara’da hakimler varmış”
HABER MERKEZİ
