Bankacılık sektöründe, Merkez Bankası'nın faiz artışı politikaları ve kur korumalı mevduat çıkış stratejisi etkisiyle mevduat faizlerinde düşüş yaşanıyor. Bazı kamu ve özel bankalar, yüksek faizler nedeniyle daralan kredi talebi ve artan fonlama maliyetleriyle başa çıkmak adına mevduat faizlerini düşürmeye başladı. Bu durum, bankaların marjlarını zorluyor ve sektörde maliyet kontrolü önem kazanıyor.
Yıl sonundaki yüzde 52'yi aşan mevduat faizleri, yıl başından itibaren bazı bankalarda yüzde 44'lere kadar geriledi. Bankalar, spread'leri yönetmek ve maliyetleri kontrol etmek amacıyla faiz oranlarını aşağı çekiyor. Politika faizindeki artışlar ve kur korumalı mevduat stratejisiyle birlikte, kredi ve mevduat faizlerindeki yükseliş dikkat çekiyor.
Ancak sektör, alışılagelmişin dışındaki politikalar ve düzenlemelerin etkisiyle ikinci yarıda zarar yazmaya başladı. Net faiz gelirleri, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 4 düşüşle 632,6 milyar liraya geriledi. Bankalar, enflasyona endeksli tahvillerin eskisi kadar katkı sağlamayacağını düşünerek maliyetleri kontrol altında tutmaya çalışıyor.
TL kredi mevduat rasyosu, kredi talebinin geri çekilmesi ve yüksek faiz nedeniyle düşüş gösterdi. Bankaların kredi mevduat oranları, geçen sene ocaktaki yüzde 110 seviyesinden kasımda yüzde 95'lere indi. Bu durum, yüksek faizle daha fazla mevduat tutulmasına rağmen kredi talebindeki azalmadan kaynaklanan maliyet baskısını ortaya koyuyor.
Finans sektörü danışmanı Arda Tunca, ticari kredilere olan zayıf talep ve bankaların fazla mevduat tutmasının kredilere dönüştürme sürecini zorlaştırdığını belirtiyor. Kredi-mevduat oranlarındaki düşüş, bankaların ihtiyaçlarından fazla mevduat tuttuğunu gösteriyor.