Yazıma başlarken Akdeniz Gerçek Gazetesi sahibi Ahmet Başkaya'ya ve Yazıişleri Müdürü Songül Başkaya'ya gazetelerinde yer ayırdıkları için teşekkür ederim.


Yazımın başlığından anlaşılacağı üzere, insanlık korkuyla sınanmıştır. Biz Türklerin Moğolların saldırıları ile başlayan korkuları, birçok sebeplerle günümüze kadar devam etmiş ve halen değişik sebeplerle korkular yaşamaktayız. Yakın tarihimize bakınca, Balkan savaşları sebebiyle yaşanan göçler ve Müslüman Türk halklarına yapılan saldırılar sebebiyle yaşanan korkuları da hatırlayalım. Sonrasında KKTC deki insanlık kıyımı ve EOKA'nın işlediği suçlar halan hafızalarda. Şimdi de Doğu Türkistan'daki Çin zulmüyle sarsılıyoruz. Uygur Türklerinin yaşadığı korkuyu medyadan izleyerek stres yaşıyoruz.


Savaşlarda yaşanan tedirginlikleri bir tarafa bırakırsak, insanlığın yaşadığı hastalık korkularına da değinmek isterim. Aylardır süren Pandemi sürecinde covid 19 kapma korkusu ve yaşanılan panik atmosferi dünya insanının psikolojisini bozmakta.Adeta yaşadığımız bir savaş dönemi olan.1970-1980 arası kurşun nereden gelecek, hangi yasa dışı örgüt yolumuzu kesecek diye korkulurdu. Şimdi ise virüs nereden gelecek diye korkar olduk.


KORKU SEBEBİYLE ZENGİNLİK


Her savaş döneminde olduğu gibi kriz dönemlerinin de zenginleri türer. Fırsatçılar piyasaya çıkar, stoklar yapılır ve fiyatlar suni olarak yükselir. Ticaret erbapları, Pandemi dönemini değerlendirip, maske, enjektör, solunum cihazı, ateş ölçer gibi birçok ürünü piyasaya sürerek cebimize anahtar uydurdu. Yetmedi milyonlar harcanan aşı çalışmaları yapıldı. Şimdi de devletimiz aşılara para ödemekle meşgul.


Temkinli ve israf yapmaktan kaçınan gelişmiş ülkeler, pandemi sürecini israftan geri durmamış bizim gibi ülkelere göre sıkıntı yaşamadan geçiriyor. Hazinemizin yeterli olmadığını, birikimlerin eritildiğini televizyon kanallarına çıkıp söyleyen çok. Bir de paramız kalmadı mı korkusu yaşamaya başladık.


İnsan beyni yaradılıştan korunmaya programlanmıştır. Bunun sebebi korunma içgüdüsünü harekete geçirmeyi sağlamaktır. Trafikten korkar önlem alırız, gaspçıdan hırsızdan korkarız, hastalanmaktan korkarız, sevdiklerimizi kaybetmekten korkarız. Velhasıl korkularımızı sıralasak bir cilt kitap olur. Gazeteci bakışıyla siyasileri gözlemlersek, onların da korkularını hissedebiliriz. Koltuğu ve oyları kaybetme korkusundan tutun, listelere girememe korkusuna kadar talaşlarını hep izleriz. Ben hiçbir şeyden korkmam diyen şövalye ruhlu insanlar var mıdır bilmem ama yukarıda sıraladıklarıma göre korku, en büyük düşmanımız.


Hoşça kalın, az korkmaya çalışın.