Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından 1989 yılında dünya nüfusunun 5 milyar insana ulaştığı tarih olan “11 Temmuz 1987” tarihi “ Dünya Nüfus Günü” olarak kabul edilmiştir. Dünya nüfusu hakkında farkındalık yaratmak için düşünülmüştür.
Çok ilginç nüfus verileri var. Mesela; Alman Dünya Nüfusu Vakfı her yıl güncel dünya nüfusu verilerini açıklıyor. Buna göre 2024 yılı güncel dünya nüfusu 8.093.241.000 ( 8 milyar 93 milyon 241 bin)
İşte, 2024 yılı verilerine göre dünyanın en kalabalık ülkeleri:
Hindistan (Nüfus: 1.412.604.534 )
Çin (Nüfus: 1.411.750.000)
Amerika Birleşik Devletleri (Nüfus: 334.233.854)
Endonezya (Nüfus: 275.773.800)
Pakistan (231.402.117)
Brezilya (Nüfus: 215.691.750)
Nijerya (Nüfus: 213.401.323)
Bangladeş (Nüfus: 165.158.616 )
Rusya (Nüfus: 145.478.097 )
Meksika (Nüfus: 127.996.051 )
Türkiye’ye gelince; İran’dan sonra (85.279.553)nüfusuyla 18. Sırada.
Dünyanın en yaşlı nüfusuna sahip ülke ise Japonya. Orada her on kişiden biri 80 yaşın üstünde. Birleşmiş Milletler verilerine göre, Japonya’da 65 yaş ve üstündekilerin oranı da 29.1’e ulaşarak yeni bir rekor kırmış!
Ülkemizde yıllık doğum sayısı, yıllar sonra ilk kez 1 milyonun altına indi. Doğurganlık hızı, nüfusun yenilenme düzeyinin altında kaldı. Türkiye’de anne olma yaşı 25 _ 29 yaş aralığına yükseldi. Bir Türk kadının doğurgan olduğu dönem boyunca, toplam doğurganlık hızı 1.51 çocuk olarak gerçekleşirken, ülkemizdeki sığınmacı Suriyeli kadın 15 yaşından itibaren doğurgan oluyor ve doğurganlık hızı 5.3 seviyesinde. Bu demografik yapıyı bozacak düzeyde bir fark yaratıyor.
Yani bir Türk kadını 1.5, çocuk yapma hızındayken, Suriyeli kadın 5 çocuk doğuruyor. İşin garibi Suriye’de yaşayan Suriyeli kadınların doğum hızı 2.7
Yani bizim ülkemizdeki Suriyeliler, kendi ülkelerindeki kadınlardan bile daha doğurgan olmuş!
Şehirlerde yabancıların ve göçmenlerin oluşturduğu gettolar var! Onların vergi ödemeyen esnafı, yerli esnafı ekonomik anlamda bitiriyor! Rekabet şartları kendi ülkesinde, esnafımızın aleyhine dönmüş durumda. Keza, yabancıların ucuz işçiliği de, bizim işçilerimizin emek gücünü ve hak ettiği ücreti almasına engel oluyor! Bu topluma entegre olmadan, kendi kültürlerini sürdüren göçmenlerin, ülkemiz insanlarıyla sorun yaşamaları da kaçınılmaz tabii.
Ülkemizdeki hayat pahalılığı insanları ezerken, nüfusun düşmesi, doğurganlığın azalması doğaldır. Üstelik, ülkeyi adeta istila eden yabancıların doğum oranının bu kadar yüksek olması, ilerde karşımıza bozulan demografik yapıyla birlikte, daha büyük sorunlarda çıkaracaktır!