İlgili kurum ve kuruluşlarımız birçok konuda olduğu gibi düğün salonlarıyla ilgili konuda da ilgisizliğini, bilgisizliğini, takipsizliğini devam ediyor.
SIRA DÜĞÜN SALONLARINDA;

30 Yıllık kamu hizmetlerindeki alışkanlığımın bir sonucu olacak ki, her gittiğim ortamda, o ortamın insan sağlığı ve çevre sağlığı ile ilgili durumu nedir diye gayri ihtiyarı o taraflara yönümü dönme ihtiyacı duyuyorum.

Bir gün aldığım davet üzerine bir düğün salonuna yolum düştü. Salondaki orkestranın çıkardığı saz-caz ve türkü şarkı sesleri öylesine yüksek ki, hemen yanınızdaki insanla iki kelimelik bir şey söylemekte büyük sıkıntı var. Çok önemli bir şey söylemek istediğinizde de dudaklarınızı yanınızdaki insanın kulağına dayayarak yüksek sesle söylemek zorunda kalıyorsunuz.

Gürültü kirliliği kulaklarınızı, işitme sisteminizi allak bullak ediyor. Diyebilirim ki gürültü seviyesi 80 desibelin çok üzerindedir.

1) Bu gürültü seviyesi ise 1590 sayılı UHK’nın ve 2872 sayılı yasa ile gürültü kontrol yönetmeliğine+ evrensel hukuka, taraf olduğumuz Avrupa insan hakları sözleşmesine aykırıdır."

2) Masalara getirilip ikram edilen pasta ve bardaklarla açıkta İkram edilen meşrubat ve limonataların nasıl ellerle hazırlandığı, bu pasta ve sıvı içeceklerin hijyen açısından nasıl gıdalar olduğu bilinmiyor. Ufak bir gözlemin sonucu yıkama işleminin olmadığı, aynı bardaklarla çok sayıda davetliye limonata ikram ediğine tanık olduğumu söyleyebilirim.

Bu nedenle düğün salonlarında da yeminli, sorumlu yöneticilerin bulundurulması, insan sağlığının korunması adına, değinmiş olduğum konular üzerinde temelden denetim mekanizmasının oluşturularak söz konusu mekanlarda gerekli disiplinin sağlanmasına acilen ihtiyaç olduğu çok açıktır.

3) Kırsalda mahalle mevlit programlarında da aynı disiplin olmalı görmekteyiz ki, genelde köylerimizde mahallelerde aileler Tarafından düzenlenen mevlit programlarında da benzeri tedbirlerin alınarak kaşık, çatal, bardak, tabak gibi levazımatın sağlıklı olarak yıkanması, dua için gelen halkın sağlığının korunması için kırsal halka konuya ilişkin eğitim hizmetlerinin verilmesi, devlet kademelerimizin asli görevlerinden olduğunun bilinci içinde gerekenler yapılmalıdır.

Bir milletin sürdürülebilir, kaliteli sağlık kazanması için tüm bu hizmetler esastır.