Toros dağlarının eteğinde acımasız tabiat şartlarında bir lokma bir hırka kazanabilme savaşı veren Ali dayının evladı olan EŞE teyze geçmiş zamanın fakrı zaruret koşullarında, büyük bir yaşam savaşı vererek kendisini yetiştiren TÜRK KADINI EŞE TEYZE, gün geldi aynı acımasız coğrafyanın bir başka köyünde bir taliplisiyle yaptığı izdivaçla masum bir yuva kurdu.

Zaman içinde çoluk çocuğa karıştılar. Öncesinde olduğu gibi acımasız bir hayatın zorlukları içinde ekin ektiler, orak biçtiler, kimseciklere muhtaç olmadan çocuklarını yetiştirip onları da istikbal sahibi yaptırma kaygısıyla uzaklara gönderdiler.

Yokluk içindeki EŞE teyze ve eşiyle baş başa güzel bir yaşam düşlerken zuhur eden ekonomik krizler nedeniyle uzun zaman gayri sıhhi mekanlarda zoraki çileli bir hayatı göğüslemeye devam ettiler. Nihayet 50 yıl kadar önce köyünün sakin bir köşesinde, yeşil ormanların arasında o günlerin orman idaresinin de müsaadesiyle, konu komşunun beden gücü ve el yordamıyla başlarını sokacakları bir toprak dam inşa ettiler. İnşa ettikleri toprak damlı sığınakta muhterem, yaşlı ve hastalıklı eşiyle nefes ortağı, yaşam güvencesi, hayat arkadaşı ZEKİ AMCAYLA uzun bir hayat arkadaşlığına devam ederken birkaç yıl önce eşini kaybeden EŞE teyze yapa yalnız kalıverdi birden.

Haklı olarak EŞE teyze içinde bulunduğu sosyal konum nedeniyle emsalleri gibi devleti korumacı, himayeci yardım kurumlarına baş vurarak maddi manevi destek arayışına girdi. EŞE teyze de hastalıklı, yürüme mecali kalmamış, fiziki, ruhi, maddi ve manevi ilgiye ihtiyaç duyar hale gelince destek aradığı kurumlar; Eşe teyzenin adresini sorarlar. EŞE teyze de adresini verir. Fakat devletin kayıtlarında EŞE teyzenin evi ve adresi olmadığı sonucu ortaya çıkınca hiçbir yardım edilemeyeceği sonucuyla karşılaşılmış olmaktadır.

Vicdan ve merhamet sahibi olan herkes bilir ki, elli yaşını aşan yağmur sularıyla akan, küf mantarlarının etkisiyle adeta yaşanmaz hale gelen bir bakıma kurumların ilgisizliği ile hijyen sıfatını kaybetmiş, faydalı ömrünü bitirmiş bir taş yığınından ibaret olan emsalsiz yapının yarım korunaklı duvarları arasında EŞE teyze şimdi akıbetini bekler hale gelmiştir. Bunun adına da kader diyorlar.

Bu kaderi yerle bir edecek EŞE teyzenin makus talihini ters yüz edip onu güldürecek bir devlet gücümüz var şükürler olsun. O Devlet ki, 20 milyon Suriyelilere ve dünyanın her köşesinden yurdumuzda lüksler içinde yaşam sürdüren nice insanlara e veren ekmek veren maaşlar ödeyip çocuklarını okutan, hatta o yabancılara vatandaşlık vererek onları bağrına basan bir ülke olarak, öyle sanıyorum ki, EŞE teyzenin de içinde bulunduğu derin çaresizlik fark edilecek ve YÜCE DEVLET o öz vatandaşına da el uzatacaktır. İnanıyoruz...