Birinci Türk Dil Kurultayının açılış günü olan 26 Eylül tarihi Dil Bayramı olarak kabul edilip kutlanmaktadır.
Çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin en önemli kültür kurumlarından biri olan Türk Dil Kurumu 91 yıl önce, 12 Temmuz 1932’de kurulmuş.
Atatürk’ün en çok önem verdiği olgular, Türk tarihi ve Türk dilidir. 1931’de kurulan Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti ve sonrasında kurulan Türk Dili Tetkik Cemiyeti, Uluslaşmanın en önemli temellerinden olmuştur. Tarihin ve dilin öneminin bilincinde olan Atatürk, 11 Temmuz 1932 gecesi sofrasında bulunanlara “Dil işlerini düşünmek zamanı gelmiştir.” demiştir. Hazır bulunanların bu düşünceye katılması üzerine “Öyle ise Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti gibi bir de ona kardeş bir dil cemiyeti kuralım. Adı Türk Dili Tetkik Cemiyeti olsun.” diyerek Türk Dil Kurumunun temellerini atmıştır.
Cemiyetin kuruluşuyla birlikte başlayan çalışmalar sürerken, Türk Dil Kurultayının hazırlıkları da başlamıştır. Bu coşku ve heyecan içerisinde Türk Dil Kurultayı toplanır. Kurultaya çok sayıda bilim adamı, gazeteci, yazar, devlet adamı ve sanatçı katılır. Atatürk, Kurultayı baştan sona kadar izlemiştir. Türkçenin gelişmesi, özleşmesi, zenginleşmesi yolunda Türk Dil Kurultaylarının çok önemli yeri olmuştur.
Bir milletin varlığını sürdürebilmesi için, ekmek su gibi şart olan olgu konuştuğu dildir.
Uzmanlara göre, dünyanın yaygın 5. Dili olan Türkçemiz, birçok dili etkileyip sözcükler vermiş. 10 binin üzerinde sözcük dünya dillerinde kullanılmaktaymış.
Türkçede olan uyum sayesinde 2-3 yaşlarında çocuklarımız konuşmaya başlıyor, diğer milletlerin dillerinde bu yaş sınırı 6’lı yaşları bulabiliyor.
Türk Dil Kurumu eski başkanı Şükrü Haluk Akalın, ''Türkçe yaygınlık bakımından 220 milyona yaklaşan nüfusla dünyanın beşinci dili durumundadır'' demişti. Yazı dili olarak ise 115 bin sözcük olduğunu belirtmişti.
Varlığımızı sürdürebilmemiz için önem verdiğimiz dilimiz için ‘ses bayrağımız’ diyebiliriz.
Araştırmacılar, dünyamızda 6 binin üzerinde dil konuşulduğunu öne sürüyor. Bu kadar çok dil arasında Türkçenin 5. sırada olmasıyla ne kadar övünsek azdır.
Artık bizim yapacağımız tek şey, dilimizi yabancı kelimelerden koruyarak, daha da yaygınlaştırmaya çalışmak olmalı. Birde güzel Türkçe konuşmaya alışmalı.
Hoşça kalın, Türkçe kalın.