"Sahilde midye kabukları toplamaya gittik. Bol bol sigara izmariti ve gazoz kapağı bulduk." Bu sözler kızıma ait. Hafta sonu güzel havadan istifade ile sahile gitmiştik. Mavi'nin yeşille kucaklaştığı güzeller güzeli sahilimize. Okul tatili vesilesi ile Ankara'dan gelen torunum, yazları yaptığı gibi, sahilde midye kabukları toplamak istemişti. Biz Belediye Cafe'de çaylarımızı yudumlarken ikisi halk plajında midye kabuğu bulmaya çalışmışlardı. Elleri boş döndüler. Torunum hayal kırıklığı içinde. Ben de torunumun arzusunu yerine getirememenin üzüntüsü içinde.
Ardından sosyal medyada bir dostumun şu paylaşımını okudum. " Çöpü nereye atacağını bilmeyen bir halktan, oyunu nereye atacağını bilmesini beklemek büyük bir iyimserliktir." Bu paylaşımın üstüne de bir fotoğraf koymuş dostum. Çöplüğe çevrilmiş bir piknik alanı. Güzeller güzeli çamlar göğe uzunmuş yakarır gibiler. "Tanrım bizleri insanlardan koru" yakarışı içindeler. Güzeller güzeli dünyamız, hiçbir şeyden çekmedi, insanlardan çektiği kadar. Kızımın söylediklerini, dostumun yazdıklarını düşündükçe Orhan Veli'nin ünlü "Kitabe-i Seng-i Mezar" şiirinin mısraları aklıma geliyor: " Hiçbir şeyden çekmedi dünyada/ Nasırından çektiği kadar./ Hatta çirkin olduğuna bile/ O kadar müteessir değildi./Kundurası vurmadığı zamanlarda/ Anmazdı ama Allah'ın adını,/Günahkâr da sayılmazdı/ Yazık oldu Süleyman Efendi'ye....
Türk şiirinin unutulmaz isimlerinden Orhan Veli bu şiirde , toplumun alt tabakalarında yaşayan yoksul halkı anlatır. Yoksulluk o yıllarda olduğu gibi günümüzde de gündemde. İnsanlarımız çetin bir hayat mücadelesi içinde. Ayakta kalma mücadelesinde. Dertli, Sıkıntılı. Sahilde, sigarasını tüttürürken, üfürdüğü sigarasının dumanı değil, dertleri, sıkıntıları. Yudumladığı bira değil, dertlerinin, sıkıntılarının devası. Yere fırlattığı izmarit, gazoz, bira kapağı değil, dertleri, sıkıntıları. Bu arada sahil kirlenmiş umurunda değil, farkında değil. Sahildeki güzel lokantalara gitmeye maddi güçleri yetmeyip, orman içinde piknik yapan, mangal yakan, dertlerini, sıkıntılarını paylaşan dar gelirli insanların, yiyip, içip geride bıraktıkları keza çöp değil sıkıntıları. dertleri. Çevreyi kirlettiklerinin farkında değiller, bilincinde değiller. Olan çevreye oluyor, dünyaya oluyor. İnsanların duyarsızlığının bedelini çevre çekiyor, dünya çekiyor. Nedenleri ne olursa olsun insan kaynaklı sorunların bedelini dünyanın ödememesi için çevre bilinci gerekli. Bireylerin veya toplumun çevre ile, dengeli bir ilişki sürdürmesi gerekli. Bireylerin veya toplumun, davranışlarına, tutum ve düşüncelerine çevre bilinci yön vermeli. Bunun temelinde insanların, çevreyi tahrip etmeden, kirletmeden ondan yararlanma ilkesi yatar. Çevreyi kirletici ve ona zarar verici faaliyetlerden uzak durmak gerek.
Çevre bilincine sahip kişiler dünyamızı daha güçlü bir şekilde sahiplenirler. Doğa ile daha yakından ilgilenirler. Sahildeki sigara izmaritleri, gazoz kapakları, piknik alanlarında geride bırakılan çöpler onları rahatsız eder. Ağaçların kıyımı, denizlerin kirlenmesi onları rahatsız eder. Öfkelendirir. iklim değişikliği sorunu ile de yakından ilgilenirler. Dünyanın geleceği açısından kaygı duyarlar. Doğal kaynakların korunması konusunda da duyarlıdırlar. Yörelerindeki doğal kaynakların korunması için mücadele veren köylülerin yanında yer alır, onlara destek olurlar. Çevre bilinci, atık yönetimi, enerji tasarrufu, su kullanımı, çevre kirliliğinin önlenmesi gibi daha birçok alanı kapsar. Unutmayalım, çevre kirliliği, doğayı yok eder, insan ve diğer canlıların sağlığını tehdit eder. Bu itibarla çevre eğitimi veya çevre için eğitim çok önemli. Bu eğitim çevrenin daha iyi tanıtılmasına, korunmasına ve daha sağlıklı yaşanması açısından önemli. Doğaya, çevreye ve dünyaya duyarlı olmak açısından önemli. Su da unutulmamalı: Çevrecilerin , sevenleri de çoktur, sevmeyenleri de. Her turlu kılığa girebilen sevmeyenlerin eline güç geçmeye görsün. Her türlü kötülüğü yapmaktan çekinmezler. Var güçleri ile çevrecilere saldırırlar, kinlerini kusarlar. Çevrecileri sevenler, çevre bilincine sahip olanlar, her koşulda çevrecilerin yanında yer almalı, onlara destek olmalı, çevrecileri her turlu kötülükten korumaya çalışmalı. Çevre adına, doğa adına, dünya adına. Can’ları ,cananları adına…