Toplum olarak geçmişimizi unuttuk. Kim olduğumuzu unuttuk. Selçukluyu, Osmanlıyı unutsak bile kurtuluş savaşı ile tekrar devlet kurduğumuzu bari unutmayalım.

 

Galiba toplumumuzda bir nevi demans hastalığı tezahur etmeye başladı. Demans; hafızayı, düşünmeyi ve sosyal becerileri etkileyen bir hastalık. Bazı türlerine de bunama deniliyor ve tedavisi yok.

 

‘İnsanımızın birçoğu balık hafızalı’ diyenler olurdu. Meğer doğru derlermiş. Yörükler, ‘merkep yol güzergahında kazara bir çukura düşmüşse, bir daha o yoldan gitmez’ der. Ne yazık ki milletimiz defalarca aldanabiliyor. Tarihten ders alınmadığını iddia etsek, pek haksız olmayız. İnsanımızın tarih bilgisinin veya tarihe merakının yüzdesinin çok düşük olduğunu düşünenlerdenim.  

 

Bizim milletimiz neleri unuttu diye biraz kafa yordum, 1970 li yılları sol örgütler olarak adlandırılan yapılaşmaların ülkemizdeki sistemi değiştirmek için eylemler yaptığını, karşıt teşkilatlanma olarak başta Ülkücüler olmak üzere, Akıncılar adıyla ortaya çıkan teşkilatların çatışmalarını yaşadık. 5.000 genç insanın öldüğü kayıtlara geçti. O yıllar ideolojilerin gençleri teslim aldığı yıllardı. İdeolojileri ortaya atan ideologlar vardı. Üstelik bu fikirleri dünyaya benimseten ideologlar yerli değildi. Ve unutulmaya yüz tuttu. Sanki insan hafızası olumsuzlukları unutmak üzere programlanmış.

 

Unutulmayan, unutmamamız gereken olay ise, Kurtuluş savaşımız sonrası kurulan Türkiye Cumhuriyeti ve Mustafa Kemal Atatürk olmalı.  

 

Daha neleri unuttuğumuzu özetlersek, banka soygunlarını unuttuk. Sonrasında banka hortumlamalarını hayretle izledik. Sırasıyla İnterbank, Türk Ticaret Bankası, İmar, Adabank, Sümerbank, Egebank, Yurtbank, Yaşarbank, Bank Kapital, EGS Bank, Bank Ekspres, Eti Bank, Esbank, Pamukbank, Türk bank, İktisat Bankası, Toprak Bank, Kent bank, Tarişbank, Ada bank, Demir bank adında bankalar vardı, artık hatırlayan kalmamıştır.

 

Bu batan bankalar, neden battı dersek, işin içine siyasetçiler ile banka patronları ilişkileri de girer, kasayı boşaltıp yurt dışına kaçan hainler de girer. En önemlisi o yıllarda bankalar kurulurken, önleyici yasal tedbirleri almakta ihmali olan siyasilere kabahat yüklenebilir. Vurguncu, soyguncu, hortumcu, dolandırıcı sayısını ben de unuttum. Ama tarihin hafızası var. Aklımda kaldığı kadarıyla bankerler vardı. Para toplayıp faiz dağıtan şirketleri vardı. İnsanları mağdur ettiler. Paralarla İngiltere’ye kaçan şişli belediye başkanı kadın bile vardı unuttuk. Bankanın içini boşaltıp ABD ye kaçıp yerleşen bir aile vardı unuttuk.

 

Günümüzde olan biteni, taze olduğu için unutmuyoruz. Halk bankası davası ABD mahkemesinde bekletiliyor. FETO örgütlenmesini hala bitiremedik. Yandaşlara verilen ihaleleri, yüksek rakamlarla yapıldığı iddia edilen ne tür belediye faaliyeti varsa unutmayalım. Sayıştay raporlarını bir yerlerde saklayalım. Zenginleşen siyasetçileri not edelim.

Unutmamak için doğal gıdalar alıp zihnimizi diri tutalım.

 

Hoşça kalın, temiz kalarak çoluk çocuğunuza şerefli aile adı bırakın

 

.