Antalya’yı isteyen İtalyan diktatör Benito Mussolini’ye Mustafa Kemal Atatürk’ün cevabı ne olmuştu?
1922-1943 yılları arasında İtalya’yı yöneten Benito Mussolini bulduğu hemen her fırsatta Antalya ve Akdeniz bölgesine İtalyan askerlerini çıkarma tehdidini tekrarlamıştı…Benito Mussolini Libya’ya, Habeşiştan’a (Etiyopya’ya), Balkan ülkelerine saldırmış ve İspanya İç Savaşı’na askerlerini yollamıştı…Kendisinin “İmparator” olacağı Büyük Roma İmparatorluğu’nu yeniden canlandırmak için yanıp tutuşan Benito Mussolini İtalyan ordusu Yunanistan işgali sırasında yenilince Almanya’yı, Hitler’i yardımına çağırmıştı…
Mustafa Kemal Atatürk Çankaya Köşkü’ne gelen ve İtalya’nın/ Benito Mussolini’nin Antalya ile Türkiye’nin Akdeniz bölgesi üzerindeki isteklerini tekrarlayan Mussolini’nin temsilcine cevap olarak birkaç dakika müsaade isteyerek odadan çıkmış ve üzerindeki giysileri Mareşal Üniformasıyla değiştirerek geri dönmüştü…Benito Mussolini’nin temsilcisi bunu görünce konuyu hemen kapatmıştı…Yıllar sonra Benito Mussolini Asya ve Afrika’da Büyük İskender, Cengiz Han, Topal Timur, Fatih Sultan Mehmet, Yavuz Sultan Selim, Kanuni Sultan Süleyman ve Napoleon’vari fetihler yapacaklarını, bunlara hazırlandıklarını ve artık İtalyan ordularının işgallere hazır olduğunu ilan etti…Mussolini’nin adamları tarafından organize edilen İtalyan öğrenciler Roma’daki Türkiye Büyükelçiliği önünde “Antalya İtalya’ya aittir, Antalya’yı istiyoruz,” diye bağırarak gösteriler yapıyordu…Mustafa Kemal Atatürk, Mussolini’nin temsilcisine bu kez şunları söyledi:
“Antalya İtalya’daki Büyükelçiliğimizin cebinde değil ki…Antalya buradadır…Ne diye gelip almıyorsunuz? Ekselans Mussolini’ye teklifim askerlerini Antalya’da karaya çıkarsın, savaşalım.Savaşı kim kazanırsa Antalya O’nun olsun!”
1934'te Benito Mussolini Asya ve Afrika’nın büyük bölümünü işgal ederek Roma İmparatorluğu’nu yeniden kurma planını ilan etmişti...
Mussolini, Hitler, Stalin gibi diktatörlerin emperyalist, istilacı politikaları 1920'lerden sonra Türkiye genelkurmayında "potansiyel işgalcilerin işini kolaylaştırmayalım düşüncesine sahip Mareşal Fevzi Çakmak gibi askeri liderleri
" Antalya gibi pek çok yerde asla demiryolu ve karayolu yapmayalım,"
kararlılığına, inatçılığına yöneltti...
Bulgaristan ve İtalya'nın o dönemde Türkiye'den toprak talepleri olmuştu...İnönü Atatürk'ü temsil ederek Stalin ve Mussolini ile bir araya geldi...
Andrew Mango ve Patrick Kinross Atatürk'ün General MacArthur'a "Çok yakında İkinci Dünya Savaşı çıkacak ve savaşın mutlak galibi, tek kazananı Rusya olacak" kehanetini söylediği yıl için iki farklı tarih vermiş Mango 1932, Kinross 1934 diyor.Andrew Mango ve Patrick Kinross Atatürk'ün General MacArthur'a söylediği "Çok yakında İkinci Dünya Savaşı patlayacak " kehanetinden kitaplarında bahsetmişti. Kinross Atatürk bu sözleri 1934'te söyledi, Mango 1932'de söyledi diyordu. Mango haklıymış Atatürk bunu 27 ya da 28 Eylül 1932'de (Salı ya da Çarşamba günü) söylemiş.
1918'de Almanya savaşta yenilmişti ve yenenlerin ağır şartlarını Almanya ancak 1938'de ortadan kaldırabildi. Hitler "Atatürk Osmanlıyı yenenlerin şartlarını 5 yılda ortadan kaldırabildi biz 20 yılda kaldırabildik," diyerek çok kızıyordu.
Atatürk & General MacArthur görüşmesinin tutanakları:
Eylül 1932 ABD Genelkurmay Başkanı General Douglas MacArthur (1880-1964) İstanbul'a geldi ve aynı günün akşamında Ankara'ya hareket etti.MacArthur Ankara'daki ziyaretlerini tamamladıktan sonra 27 Eylül Salı günü İstanbul'a döndü ve aynı gün Dolmabahçe Sarayı'nda Cumhurbaşkanımız Mustafa Kemal Atatürk tarafından kabul edildi...MacArthur 28 Eylül Çarşamba akşamı İstanbul'dan trenle Paris'e hareket etti... Atatürk Almanca ve Fransızca da bildiğinden Adolf Hitler'in "Kavgam" adlı kitabını (1925) okumuş ve Adolf Hitler'in ırkçı, faşist, nefret, kin, öfke ve tehdit dolu anlatımından çok ürkmüştü...Atatürk, "Kavgam" adlı kitabı okuduktan sonra Adolf Hitler'in dünyanın başına büyük belalar açacağını söylemişti...Atatürk ve MacArhur görüşmesine Atatürk'ün "Kavgam" adlı (1925) kitaptan edindiği izlenimler ve bu kitaptan yola çıkarak vardığı tahminler-kehanetler damgasını vurdu...Ağustos 1951'de The Caucasus-Kafkaslar adındaki ABD dergisi-magazini Atatürk MacArthur görüşmesinin zabıtlarını-tutanaklarını yayınladı...Atatürk MacArthur'la görüşmesinde Almanya'nın Avrupa'nın tümünü işgal edebilecek bir ordu oluşturabilme potansiyeline dikkat çekti...Sözlerini şöyle sürdürdü "İngiltere savaşma hevesini kaybetmiş Fransa'ya artık güvenemez; bu çıkacak yeni Avrupa savaşının galibi olacak Sovyetler Birliği bütün komşuları ve gezegendeki diğer ülkeler için tehdit kaynağı olacak"Atatürk MacArthur'a "İçinde bulunduğumuz dönem-devir-yıllar bir ateşkes-mütareke-geçiçi barış dönemidir. Versailles barış anlaşması savaşı kazanan devletlerin dayatmaları sonucunda Almanya gibi mağdur ülkeler yaratmıştır.Bu nedenle Versailles anlaşması kalıcı-sürekli bir barış sağlayamayacaktır...Çalışkan, disiplinli ve olağanüstü dinamizme sahip 70 milyon Alman mağduriyetlerini ortadan kaldırmak için harekete geçtiği anda bunu yapabilecek güce sahiptirler...Savaş 1940'ta başlayabilir.Fransa artık güçlü ordular kurma yeteneğini kaybetmiştir.İngilizler Fransız ordusuna artık güvenemez...Mussolini aşırı derecede hırslı ve açgözlü..Almanlar İngiltere ve Sovyetler Birliği hariç Avrupayı işgal edebilecek potansiyele sahipler...Yeni büyük savaşa Amerika dahil olduğunda savaşı Almanya kaybedecek ve büyük savaştan asıl kazançlı çıkan Sovyetler Birliği olacak...Çünkü Ruslar rakiplerinin en küçük yanlışlarından yararlanmasını bilen bir millet...Dünya yanarsa hiçbir millet kendini bu yangın bana sıçramaz diyebilme lüksüne sahip değil" dedi...
İSMET İNÖNÜ'NÜN EN BÜYÜK BAŞARISI TÜRKİYE'NİN BATISINDA, KUZEYİNDE,GÜNEYİNDE 27 MİLYON RUSUN, 9 MİLYON ALMANIN, 6 MİLYON POLONYALININ, 7 MİLYON YAHUDİNİN, SAYISI BİLİNMEYEN ÇİNGENENİN (ROMANIN), YAKLAŞIK 1 MİLYON YUNANLININ ÖLDÜRÜLDÜĞÜ BİR SAVAŞIN TÜRKİYEYE BULAŞMAMASI İÇİN GÖSTERDİĞİ MÜTHİŞ DEVLET ADAMLIĞIDIR!
19 Mart 1944'te İngiltere Başbakanı Churchill ABD Başkanı Franklin Delano Roosevelt'e Türkiye'yi ve Türkiye'nin lideri İsmet İnönü'yü şikayet etti...
"Türkiye ile Almanya arasındaki anlaşmalar elimizi kolumuzu bağlıyor...Türkiye'nin Almanya'ya krom tedarikini önleyemiyoruz...Türkler çok inatçı...İsmet İnönü'den Almanya'ya bundan sonra krom tedarik etmemesini istesek talebimizin tam tersi bir etki yaratabilir Türkiye'de...Öte yandan bu talebimizi bizim zayıflığımızın bir işareti olarak görebilir, Türkler..."
İNÖNÜ'NÜN BİR DİĞER BAŞARISI AİLESİNİN, YAKINLARININ BİR SİNEMA SALONUNDA ÇIKAN YANGINDA ÖLMESİNİN GETİRDİĞİ TRAVMALARA ACILARA RAĞMEN MİLLETİNİN ÇIKARLARINI KORUMAK İÇİN ÇALIŞMAKTAN HİÇ VAZGEÇMEMİŞ OLMASIDIR!
ÜSTELİK BÜTÜN BUNLARI YAPARKEN PADİŞAHLARIN BIRAKTIĞI OSMANLI BORÇLARINI KAPATABİLMEK İÇİN YURT DIŞINA BÜYÜK MİKTARLARDA PARALAR VE ALTINLAR ÖDEMEKTEYDİ...
"Kafasında her an en az yedi tilki dolaştırır; tilkilerin kuyrukları birbirine değmez" denilmişti İsmet İnönü için...
İsmet İnönü 1961'de “Büyük devletlerle ilişki kurmak, bir ayı ile aynı yatakta uyumaya çalışmaya benzer; uyurken gözlerinizi daima açık tutmak zorunda kalırsınız" demişti...
Ağır işittiğini iddia ederdi...Karşısındakinin söylediğini duysa bile o sözü tekrarlatır ve vereceği en uygun, en akıllıca cevap için zaman kazanmaya çalışırdı İsmet İnönü...
“Bir memlekette namuslular namussuzlar kadar cesur olmadıkça, o memlekette kurtuluş yoktur”
İsmet İnönü
İzmir'deki ahşap sinema yangınında İsmet İnönü'nün 5 yakını birden hayatını kaybetmişti...Bu kişiler: İsmet İnönü'nün doktor ağabeyi Ahmet Bey'in eşi Yaşar Hanım, onun büyük oğlu ve yine İsmet İnönü'nün akrabası olan Kazım Paşanın Hanımı,Kazım Paşanın kızı ve oğlu...(Kaynak kitap: Mevhibe; Yazan: Gülsün Bilgehan Sayfa: 175-176)
HAZİNE GİBİ BİR ANI KİTABI: GÖRDÜKLERİM, YAŞADIKLARIM Yazan: Jak Kamhi : İsmet İnönü'nün genç mühendis Jak Kamhi'ye "Aman çok yol yapma evladım, yaparsan bütün Anadolu akın akın buraya gelir" dediğini biliyor muydunuz? (Sayfa: 35)
"1-) Bir röportaj sırasında Demirel'e gazeteci soruyor :- İsmet İnönü ile aranızda bir sıkıntı mı var? Demirel'in cevabı:- O arkasına koskoca Kurtuluş Savaşını almış bir kahraman. Ben kimim ki onunla bir sıkıntım olabilsin?
2-) Demirel'in ilk başbakanlık dönemi, Anıtkabir ziyaret ediliyor. Demirel protokol gereği önde yürüyor. Bu durumdan rahatsız adımlarını yavaşlatarak İsmet Paşa’nın gelmesini bekliyor. Bunu fark eden Paşa hızlıca Demirel'e yanaşıyor ve,
- Yürü, yürü rahat ol, sen başbakansın. Protokol kimsenin değerini düşürmez, diyor.