'Çarşamba'yı sel aldı/Bir yar sevdim el aldı/Keşke sevmez olaydım/ Elim koynumda kaldı'... Çarşamba'yı sel aldı türküsünü bilmeyen yoktur. Türkü hüzünlü bir aşk hikayesinden esinlenmiş. Yağan yoğun yağmurla sular altında kalan Çarşamba Ovası’nda boğulan Melek ve Ahmet'in hüzünlü aşk öyküsü. Antalya'yı sel aldığı günler de anlamlı bir tarihe denk geldi. Sevgililer Günü’ne. Kim bilir ne planlar, programlar yapmışlardı Antalyalı sevgililer. Programlarını, planlarını uygulayabildiler mi bilinmez. Dileyelim uygulamış olsunlar. Hüzünlü öyküler yaşanmamış olsun maddi hasarın dışında. Binlerce insanımızın selin verdiği zararla elleri böğründe kaldı.
Yoğun yağmurdan zarar gören binlerce Antalyalı oldu. Felaketi yaşadılar adeta. Sağanak yağışın ardından selin izlerini silmek işi yerel yönetimlere düştü. Selden zarar gören vatandaşlara su, gıda, giysi, yakacak, sıcak yemek yardımı yapıldı. Su tahliyesi yapıldı. Selin vurduğu kentte hayatı normale döndürmek için yoğun gayret sarf edildi. Selden etkilenen mahallelerde evlerin temizlenmesine yardımcı olundu. Antalya neredeyse her yıl benzer felaketleri yaşıyor. Palyatif çalışmalarla yapısal sorunlar çözümlenmeye çalışılıyor. Yaşanılan bu sel felaketinden dersler çıkarılması gerekiyor. Felaketin nedenlerinin araştırılması gerekiyor. Olası felaketlerin önüne geçilebilmesi için yapılması gerekenlerin belirlenmesi gerekiyor. Bu çerçevede Antalya'daki bütün derelerin, ırmakların, regülatörlerin incelenmesi, yıllık kontrollerinin, temizliklerinin ve ıslahının yapılması önemli. Öte yandan uzmanlar, Konyaaltı plajı tarafı gibi rakımı düşük ve denize yakın yerlerin risk taşıdıklarına işaret ediyorlar. Yerleşim yeri seçilirken zemini düz, denize yakın, rakımı düşük yerlerden uzak durulması, yüksek yerlerin tercih edilmesi gerektiğini belirtiyorlar. Şehrin genelinde çok yanlış yerlerde yerleşim kurulduğuna dikkat çekiyorlar. Düz alanların acilen terk edilmesi gerektiği hususunda uyarılarda bulunuyorlar.
Afet ve Acil Durum Yönetim Başkanlığı (AFAD), sellere karşı alınması gereken önlemleri ayrıntılı olarak sıralamış. Bu önlemler içinde yerel yönetimleri ilgilendiren çeşitli önlemlerde yer almakta. Örneğin,
- Yerel yönetimler dere yataklarına yerleşim yapılmaması konusunda titizlik göstermeli, buralara yerleşimi önlemeli,
-Yerleşim yerleri içinden geçen dere yatakları ve drenaj kanallarında, ayrıca dere ve nehirlerin denizle birleştiği noktalardaki kanallarda zamanla oluşabilecek tıkanmalara düzenli olarak temizlenmeli, sürekli olarak açık olmaları sağlanmalı,
- Çevredeki yeşil alan korunarak ve artırılarak erozyon ve sel önlenmeli,
- Sel tehlikesi bulunan eğilimli yamaçlarda teraslama ve ağaçlandırma yapılmalı,
-Çukur alanlarda, binaların bodrum katlarına su basma tehlikesi yüksek olduğundan, bu türlü yerlerde bodrum yapılmamalı, su basman katı yüksek tutulmalı.
AFAD, sel sırasında yapılması gerekenler ile sel sonrasında yapılması gerekenlere de www.afad.gov.tr sayfasında ayrıntılı yer vermiş. İlgili kurumlarımızın yanı sıra vatandaşlarımız da bu sayfaya zaman zaman göz atmalı.
Son yıllarda ülkemizde çevreyle ilgili pek çok sorun yaşanmakta. Doğal yaşama zarar veren olaylar maalesef gerçekleşmekte. İliç maden faciası ve Antalya'daki sel felaketi sadece geçen hafta yaşadıklarımız. Çevre sorunlarıyla mücadele etmek ve doğal yaşamı korumak gerek. Bunun için çevre politikası güçlendirilmeli, sürdürülebilir kalkınma hedeflerine odaklanılmalı ve çevre bilinci artırılmalı. Doğaya, çevreye duyarlı olunmalı. Çevrecilere kulak verilmeli. Siyasi iktidarlar vahşi kapitalizmin etkisinde kalmamalı. Yerel yönetimler, rant peşinde koşanların etkisinde kalmamalı. Ülkemiz ve canlarımız çevresel risklerden, tehditlerden uzak tutulmalı. Kifayetsiz çevre politikalarının faturasını, canlarımız ve memleketimiz ödememeli.
Gözde şehirlerimizden Antalya’yı çevreyi umursamayan rantseverlerin insafına terk etmeyelim.