Son iki güne girdik.

Pazar günü sandık başına gideceğiz..

Temel yurttaşlık görevimizi yaparak Antalya’yı bizim adımıza yönetecek olanları seçeceğiz..

31 Mart yerel seçimlerini bir ölüm kalım mücadelesine çevirmeye çalışmanın bir anlamı yok..

Belediye başkanlarını, belediye meclisi üyelerini ve muhtarları seçeceğiz..

Bir iktidar, bir rejim değişimi söz konusu değil..

1 Nisan’da Antalya’da birlikte yaşayacağız..

Aynı geminin insanlarıyız..

Oy uğruna, kazanma uğruna huzuru bozmanın,toplumu germenin anlamı yok..

Hepimizin beklentisi aynı..

Huzurlu bir kentte yaşamak..

Yaşam kalitesinin yüksek olduğu bir Antalya’da hayatımızı sürdürmek..

Pahalılığın, işsizliğin olmadığı, refah seviyesinin arttığı bir Antalya’da yarınlara güvenli bakabilmek.

Gelecek kuşaklara yaşanabilir bir Antalya bırakmak..

Seçimi kazanmak elbette önemli..

Antalya’yı yönetmek onurlu bir görev..

Kaybetmek  yolun sonu değil..

Son günlerde yaşananlar seçim günü için kaygı verici..

AKP’li Belediye Başkanı Mehmet Özeren’in Gündoğmuş’ta Millet İttifakı’nın İYİ Parti’li adayı Sultan Çetin’in ailesine yönelik silahlı saldırısı asla kabul edilecek bir şey değil..

AKP’li Başkan’ın kaybetme korkusuyla silaha sarılması dehşet verici..

Kızılarık’ta CHP’li gruba yönelik taşlı saldırı da Antalya’nın huzurunu bozmayı hedefleyen çirkin bir eylem..

Antalya, Türkiye’nin vizyonu..

Antalya, çok özel bir kent..

Türkiye’nin haritadaki yerini bulamayan yabancılar, Antalya’yı yakından biliyorlar..

Antalya’daki bir olumsuzluk dünyanın her yerinden duyuluyor..

Bunun için de hepimizin çok dikkatli olması gerekli..

Antalya’nın imajını zedeleyecek tutum ve davranışlardan kaçınmak şart.

Bunun için de 31 Mart Pazar günü yapılacak yerel seçimleri Antalya’ya yakışan bir ağırbaşlılık ile karşılamak hepimizin sorumluluğu..

Antalyalılar kadar Antalya’yı yönetmeye talip olanların da sorumluluğu var..

Gerek siyasi partiler, gerekse belediye başkan adayları son düzlüğe girdiğimiz bu günlerde her sözlerinin,hem adımlarının, her eylemlerinin sandığa yansıyacağını bir an olsun akıllarından çıkarmamalı..

Seçimlerin huzurlu geçmesi için herkesi üzerine düşeni yapmak zorunda..

Pekala Antalya’yı yönetmeye talip olanlardan Antalyalılar ne bekliyor ?

Antalya’da kent içi ticaretin geliştirilmesi isteniyor..

Tarımsal ticaretin canlanması talep ediliyor.

Tarım topraklarının betona yenilmesini önüne mutlaka geçilmesi isteniyor..

AVM’lerin mutlaka kent dışına çıkarılması isteniyor.

Tabela ve hava kirliliğinin ortadan kaldırılması bekleniyor..

Antalya’da giderek kilitlenen trafiğe akılcı ve kalıcı çözümler üretilmesi bekleniyor…

Antalya’da çevre sorunlarının kökünden çözüme talep ediyor..

Çok değil birkaç yıl öncesine kadar Türkiye’nin gelir düzeyi iyi kentleri arasında bulunan Antalya’da pahalılık ve işsizlik sorunlarına mutlaka çözüm getirilmesi isteniyor.

Antalya’nın halkın refahı ve huzurunun en üst düzeyde bir kent haline gelmesi için olağanüstü çaba içine girilmesi isteniyor ve bekleniyor..

Antalya’nın beton kent değil, sokaklarında portakal çiçeği kokuları olan örnek bir Akdeniz-dünya kenti olması için her türlü çabayı göstermeleri bekleniyor..

Antalyalılar olarak böyle bir kentte yaşamak en doğal hakkımız..

Başka söze gerek var mı ?