Bu kaçıncı göz yaşı seli, ülke kamuoyunun kaçıncı kez haykırışı, birileri ülkemizi kuraklığa, susuzluğa, erozyona, sonunda da yokluğa sürükleyecek gibi....
Dur otur yok; bir taraftan ormanlarımız ateşe veriliyor, diğer taraftan ülke ormanları mobil hızarların, kulakları sağır eden homurtularıyla yerle bir ediliyor.
CAHİLLERE BIR TEKNİK AÇIKLAMADIR:
Ormanlar akciğerimizdir. Oksijen fabrikamızdır. Doğal klimamızdır. Abu hayatın ter temiz kaynağıdır. Orman hayat, orman medeniyet, orman ekolojik bir varlık, ekosistemin akort düdüğüdür. Göz ve gönül sağlığımız için psikolojik bir doğal reçetedir. İklimlerin denge çubuğu ve nihayet ormanlarımız yağmur yüklü bulutların mıknatısı, oluşacak sellerin fren balatasıdır.
Yangınlarla, balta ve hızarlarla yok edilmesi sonucunda bilhassa yaz sıcaklarıyla ormansız alanların yok edildiği topraklar, güneşin etkisiyle hararetlenecek, toprağın bağıl su dokusu buharlaşıp uçacaktır. Derinlere doğru var olan zemin suyu aynı olumsuzlukla yok olacaktır. Ormanların tahribatı sonucu bölgesel manada atmosferin PH dengesi de etkilenecek, insan topluluklarının yaşam kalitesi (-) istikamette etkilenecek, tahribatın etkisiyle yo edilen bil umum floranın (her tülü bitkinin) iflasını müteakip, milyonlarca fauna, (kuş kurt, kemirici vektörler, uçan, yürüyen, sürünen, böcek, benzeri tüm canlılar) yok edilmiş olacaktır. Dahası var. Ormanlar sayesinde binlerce yılda oluşan ve doğamızın sürdürülebilirliği için, ekolojik zincirin çok değerli halkalarından birisi olan saprofit (faydalı) mikro organizmaların da yok edilmelerine sebep teşkil edilmiş olunacaktır.
Zaten anayasamızın beş paragraftan ibaret 169. Maddesi bunun için değil midir Maddemizin özeti: Ormanları yakmak, Her ne sebeple olursa olsun ormanların yok edilmesine yönelik fiil uygulamak, yahut ormanların yok edilmesine yardımcı olmak, ormanları korumamak anayasal suçtur. diyor anayasamızın 169. Maddesi. Yorum ve taktiri yüksek kamuoyuna bırakalım.
Dünya turizminin pencerelerinden birisi olan Bodrum'un su kaynakları, söz konusu Akbelen mevkiinde bulunduğu ifade olunmaktadır. Tüm kamuoyu efkarı umumiye Akbelen’i ve benzeri yerleri ve bu durumları dikkate alarak koruyuculukta ortak akılda buluşmalıdır.
Ülke coğrafyamızın geneline bakıldığında, insan eliyle doğamız şirketler tarafından delik deşik edilmekte, yaratılan ve telafisi asla mümkün olmayacak derecede ekolojik hasarlara düçar edilen coğrafyamız, bir başka yer yüzü suni depremi olarak karşımızda devleştirilmektedir. Bir takım grupların, kişi ve şirketlerin para kazanmaları için, esas olarak yüksek kamu yararının tamamen yok edildiği gerçeği alenen ortadadır. Göz yaşları içinde ağaçlara sarılan, ama biber gazıyla ötelenen 95 yaşındaki ninelerin durumu o tarihi bir ibret belgesi olarak kayıtlarda yerini almıştır. Çok üzgünüz, muhakkak söylenecek çok şey var. Bu konulara artık yeter diyelim.