Ekonomimize deva olacak ekonomik modeller denenirken, ahali de evde yerli ekonomi modellerini uyguluyor! En son Çin modelinde karar kılanlara rağmen, ahali yerli ekonomi modelleri geliştiriyor! Zaman; “mucit” olma zamanı! Artık beğenirsiniz, beğenmezsiniz, ben yazayım da bilginiz olsun dedim.
Aslında öğrenmem de ilginç ve tuhaf oldu. Bir rüya gördüm.
Anlatayım:
“Tam olarak neresiydi, çıkartamadım ama, rüyamda arkadaşıma
rastladım. Başını ellerinin arasına almış, kara kara düşünüyordu!
- Hayırdır yahu? Ne bu hal böyle? ‘arpacı kumrusu’ gibi
düşünüyorsun? dedim. Ama boş boş baktı bana. Belli ki beni tanımamıştı.
- Para yok, pul yok! Ne olacak halimiz? diye sordu, güya
beni tanımış gibi yaparak!
Ben de bozuntuya vermedim tabii.
- Hepimiz aynı durumdayız ama, bir ekonomi modelin olmalı! dedim.
- Senin var mı ki? dedi.
- Var tabii, ama öyle Avrupa modeli, Amerikan modeli, Çin
modeli filan değil! Bizim evin modeli, gayet yerli bir model! Bize özel! Biz
bulduk diyeceğim ama, bu yalan olur, çünkü o bizi buldu!
- Söylesene adı ne ekonomik modelinizin?
- “İpin ucu kaçtı, koyver gitsin” modeli!
- Eeee, ne olacak bu modelle yani?
- Ne mi olacak, “inceldiği yerden kopacak” kardeşim, ip bu!
- Neyse boş ver bizi, sizin çoluk çocuk kalabalık, nasıl
üstesinden geliyorsun? Onların üstü başı, okulu! Hiç kolay değil yani! Sizin
ekonomi modeliniz ne?
- Valla bugüne kadar hiç isim koymamıştım ama, sanırım şimdi
koyuyorum; “Saldım çayıra mevlam kayıra” modeli bizim ekonomi!
- Yok yahu, nasıl oluyor o? Yani sizin modelle nereye kadar?
- Valla orasını biz de bilmiyoruz! Ne diyelim, “mevlam
neylerse güzel eyler” deyip bekliyoruz!
- Biliyor musun başka yerli modeller de var! Komşunun ki; “Bindik
bir alamete, gidiyoruz kıyamete” ekonomi modeli!
- Yahu, hazır binmişler otobüse, niye kıyamete gidiyorlar,
selamete gitseler ya!
- Gidemezler! Arabada şoför yok!
- Durdursunlar o zaman!
- Fren tutmuyormuş kardeşim!
- Ee nereye kadar?
- Bir yere toslayıncaya kadar işte!
- Bir de bir arkadaşın “Tünel ekonomi” modeli var!
- O nasıl bir model?
- Onlar galiba trende ama, tren de tünelde!
- Ne zaman çıkacaklar tünelden?
- Sorun da bu zaten, çıkamıyorlar! Hiç ışık yok! Hep
tüneldeler yani!
- İçim karardı be! Ne biçim ekonomik model bunlar? Sen benle
dalga mı geçiyorsun? Gel buraya, göstereceğim sana gününü!”
Kaçayım derken, kan ter içinde uyandım! Ne yalan söyleyeyim,
çok korktum! Hiç böyle bir kâbus görmemiştim!