Son on güne yakın biz zaman boyutunda adım adım EGE bölgesinde birtakım araştırmalar yaparak tanık olduğumuz her hadiseyi köşemize taşımayı MUTAD görevlerimiz arasında mütalaa ettik.
Muğla- Milas-Güllük- Marmaris Bodrum- Didim- İzmir-Ortaklar- Selçuk-Ödemiş-Aydın- Köşk-Atça Nazilli-Denizli ve daha nice kasaba ve köyler.
Özellikle Ege'nin her yeri, dağlar taşlar ormanlar ve o güzel coğrafyamız yer gök zeytin, meyve bahçeleri...
Ama ne acıdır ki tüm güzellikleri göz ardı eden hızlı bir çarpık şehirleşme örneği sergileniyor o bölgelerimizde. Bağlar bahçeler yer yer sökülüyor, kesiliyor, biçiliyor ve peyder pey doğa yok ediliyor.
Esasen ülkemizin batı ve güney kıyıları hep aynı şekilde öyle değil mi?
Acaba bunun sebebi nedir diye hiç düşündüler mi, çok açık ve çok belli ki, ülkemizin bilhassa doğu ve güney doğusu her gün bir göç furyasına maruz kalmaktadır. O bölgelerimiz hızla yer değiştirerek batı ve güney Akdeniz bölgelerini yeni yaşam alanları olarak seçme yolunu tutturmaktadırlar.
Ayrıca, özellikle ve bilhassa, bilindiği gibi muhtemelen yirmi milyonlardan söz edilen yabancılar, göçmen ve sığınmacılar meselesi. Bu ağır gerçek te asla unutulmamalıdır. Sıkça basın yayın haberlerinden de bilindiği gibi özellikle Suriyelilerin iki üç kadınla evliliklerinden kaynaklanan ve hızla çok sayıda doğumla nüfusumuzun anormal derecede artıyor olması, işgali, hukuksuzlukları ve yokluğu tetikleyen meseleler arasında olduğunu yine basın haberlerinden izlemekteyiz.
Bu nedenlerden dolayı ülkemiz boyutunda hızlı bir nüfus envanteri yapılmalı, önümüzdeki 50-100 yıllık zaman projeksiyonu dikkate alınarak akıl mantık ve bilhassa bilimin ışığında kalınarak ülkemizin ve toplumumuzun geleceği hak ettiği şekilde yeniden planlanarak toplumsal yaşamın sürdürülebilirliği adına her alanda çalışmalar yapılmalı, hukuk düzeni çerçevesinde iç göçler engellenmeli, dış akınlar engellenmeli, mevcut yabancı nüfus konusunda hükümetimiz bazında parlamentoda kararlar alınmalı, ihtiyaca göre yeni yasal düzenlemelere de çığır açılarak çarpık kentleşmelere engel olunmalıdır.
Tarım orman- çevre- maden-enerji ve büyük şehirler kanunlarında hızlı bir revizyon çalışmaları yapılarak çağımızın icap ve ihtiyaçlarına göre eylemler ve uygulamalar sergilenerek "COĞRAFYAMIZ, TOPRAKLARIMIZ VE TOPLUMUMUZ NASIL KORUNUR" anlamında makro projeler hazırlanarak uygulamaya geçilmesi halinde verimli topraklarımızda üretime devam edilebilir, öyle anlaşılıyor ki her alanda ülkemizin kalkınmasında ve muasır medeniyetler seviyesine yükseltilmesinde, yukarıdaki görüş, düşünce ve önerilerin önemi büyüktür kanaatindeyim.
Son zamanlarda ekiplerimizle EGE bölgesinde yapmış olduğumuz teknik gezilerin sonucunda söylenebileceklerimizin özeti yukarıda olduğu gibidir. Ülkemiz ve toplumumuz için eksiklik ve aksaklıkların tamamlanarak ülkemizin refaha kavuşturulması bakımından açıklanan verilerden yararlanılması halisane temennimdir.