‘Son yıllarda sayıları ve kazançları artan sosyal medya fenomenlerinin topluma ne katkısı var?’ sorusuna cevap arayalım.
Büyüyen ve her geçen gün gelişen ticari sektör haline geldiğini açıkça ifade edebiliriz. ‘Dijital içerik üreticiliği’ adı altında reklamlar, sponsorluklar ve işbirlikleri ile İnstagram ve Youtube üzerinden neredeyse orta düzey bir iş insanı kadar gelir elde ediyorlar. Bu geliri elde etmek içinde tek sermayeleri telefonları.
Toplumun bildiği, tanıdığı biri haline gelmek önceden çok zor bir olay iken şimdi gayet basit. Tek telefon yeterli. Kazanılan bu yüksek meblağlar sebebiyle, kendi filmlerini, şarkı kliplerini kolaylıkla çekebiliyorlar. Toplum bu klipleri veya filmleri görünce bu kişiler, tanıyorlar, biliyorlar ama sanatçı olarak sayıyorlar mı? Saymıyorlar.
Topluma katkı sağlayacak, onu ileri götürecek ve gelecek nesillere daha konforlu bir hayat sunacak herhangi bir üretim yapmıyorlar. Toplumdaki baazı kişiler sayesinde kazandıkları tutarların bir kısmını da ‘iyilik meleği’ gibi görünerek dağıtıyorlar. Bu sektörde reklamların ana gelir kaynağı olduğunu düşünürsek genellikle kadın dijital içerik üreticilerinin daha baskın olduğunu söyleyebiliriz.
Peki bu insanlar büyük meblağlar kazanırken topluma ne gibi bir katkı sunuyorlar? Sadece bir anlık eğlence ve sonra uçup gidiyor. Öyle yurtdışı kaynaklı merkezde gelen parayla ülkeye döviz sokma gibi bir olayda yok. Evet yurtdışından bir para geliyor ama bu gelen para yine Türk izleyicilerinin zamanlarından kazanılan ücretin küçük bir kısmı. Zaman paraya çevriliyor. Bu paranın da büyük kısmı yine yurtdışında kalırken daha küçük kısmı ise yurtdışından ülkeye döviz soktuğunu belirten kişilere aktarılıyor. Topluma herhangi bir katkısı olup olmadığına siz karar verin.
Bir de Gazetecilik ve içerik üreticiliğini birbirine bağlayan ya da iç içe geçmiş yakın sektörler olduğunu söyleyenler var. Sosyal medya sadece içerik üreticilerinin tekelinde olan, onların at koşturduğu meydan değil gazetecilerin de halkı bilgilendirme alanıdır. Bu konuyu içerik üreticileri halkın sorunlarına, Türkiye’de ki kriz iklimine, siyasi yanlışlıklara ses çıkarmaktan çekinirken basının kalemini satmadığını belirterek kanıtlayabilirim.
İçerik üreticilerinin sermayesi telefonları, Gazetecilerin sermayesi cesaretidir.
Arada fark var.