Gencecik bir avukat, Ebru Timtik
adalet isteyerek, adil yargılanma isteyerek ölüm orucunda kendisini feda etti.
Bu kaçıncı ölüm, adalet isteyerek?
Daha önce de Grup Yorum ‘un iki
üyesi, biri şarkıcı iki müzisyen yine adalet ve adil yargılanma isteyerek ölüm
orucunda yaşamlarını feda ettiler.
Kasım 2016’da Grup Yorum üyeleri gözaltına
alınmıştı; Ali Aracı, İnan Altın, Selma Altın, Sultan Gökçek, Fırat Kıl, Dilan
Poyraz, Helin Bölek, Abdullah Özgün
çıkarıldıkları mahkemece “polise mukavemet ve hakaret etme, terör örgütü
üyesi olma gerekçeleriyle tutuklanmıştı.
Grup Yorum üyelerinden ölüm orucuna başlayan 28
yaşındaki Mustafa Koçak da 24 Nisan 2020 tarihinde eyleminin 217. gününde
yaşamını yitirmişti. Helin Bölek ve İbrahim Gökçek de aynı şekilde öldüler.
Yaşamının baharında bunca insanın
ölmesi toplum vicdanını sızlatmıştır. Bir avukatın ölümü nedeniyle İstanbul
Barosu önünde yapılan törene de “terör” eylemi damgasını vuranlar; her zamanki
gibi, bir “iktidarı sorumluluktan kurtaracak” algı yaratmaya çalışıyorlar.
Ölümlerden sızlayan vicdanlara İstanbul Barosu’nu suçlayarak yanıt veriyorlar.
Çünkü en iyi savunma hücumdur…
Bu nedenle, İstanbul Barosu yaptığı açıklamada;
“Av. Ebru Timtik için mahkemece
verilen karar, kesinleşmemiştir. Bir hukuk kurumu olarak konumumuzu belirleyen
en temel ilke, evrensel hukukun genel kabule ulaşmış kurallarının başında gelen
‘masumiyet Karinesi’dir. Kaldı ki, anlatmaya çalışılan da o yargılamadaki
ihlaller ve kararın yanlışlığıdır. Bu çerçevede bir terör üyesinden veya terör
savunuculuğundan söz edilmesi, düzenlenen algı operasyonunun bir parçasıdır”
demektedir.
Yargı
organının siyasal iktidarın emriyle hareket ettiği yerde adalet olmaz. Bu
gerçeği yaşıyoruz. Toplum adalet açlığı çekmektedir. Bunu en iyi Bertolt Brecht anlatmıştır şiirinde:
Bilin: Halkın ekmeğidir adalet/bakarsınız
bol olur bu ekmek/bakarsınız kıt,/bakarsınız doyum olmaz tadına,/bakarsınız
berbat./Azaldı mı ekmek, başlar açlık,/bozuldu mu tadı, başlar hoşnutsuzluk boy
atmaya./Bozuk adalet yeter artık! /Acemi ellerle yoğurulan, iyi pişirilmemiş
adalet yeter! /Yeter katıksız, kara kabuklu adalet! /Dura dura bayatlayan
adalet yeter! /Bolsa insanın önünde ekmek, lezzetliyse,/gözler öbür yiyeceklere
yumulsa da olur./Ama her şey bollaşmaz ki birdenbire.../Bilirsiniz, nasıl
bolluk doğurur ekmek:/Adaletin ekmeğiyle beslene beslene./Ekmek her gün nasıl
gerekliyse nasıl,/adalet de gerekli her gün,/hem o, günde birçok kez gerekli./Sabahtan
akşama dek, iş yerinde, eğlencede,/hele çalışırken canla başla, /kederliyken,
sevinçliyken,
halkın ihtiyacı var pişkin, bol ekmeğe,/günlük, has ekmeğine adaletin./madem
adaletin ekmeği bu kadar önemli,/onu kim pişirmeli, dostlar, söyleyin? /Öteki
ekmeği kim pişiren? /Adaletin ekmeğini de/kendisi pişirmeli halkın/gündelik
ekmek gibi./Bol, pişkin, verimli.