Kimi çevrelerin hoşuna gitmese de CHP, 'Türkiye Cumhuriyeti'nin Kurucusu' olarak da biliniyor.
'Atatürkçü ve sosyal demokrat' siyasi görüşü benimsemiş olan Türkiye'nin ilk siyasi partisi olan CHP, çok partili düzene geçiş sürecinde tek parti iktidarını sürdürdü ve Türkiye'de en fazla iktidarda kalan parti olarak Türk siyasi tarihinde yerini almıştı.
Atatürk'ün önderliğinde, "Halk Fıkrası" adıyla kurulan partinin adının başına 1924'te 'Cumhuriyet' sözcüğü eklenmiş, 1935'deki 4. Büyük kurultayda 'Cumhuriyet Halk Partisi" adı benimsenmişti.
Cumhuriyet rejiminin kurucusu ve teminatı olan CHP, darbeci Kenan Evren ve arkadaşlarınca gerçekleştirilen 12 Eylül askeri müdahalesi ile kapatıldı.
CHP'nin kapatılma dönemindeki Genel Başkanı ise Türk halkının 'Karaoğlan' adını taktığı rahmetli Bülent Ecevit'ti..
Türk demokrasinin rafa kaldırıldığı, Türkiye'de sol anlayışın hedef olarak seçildiği 12 Eylül darbesiyle kapatılan CHP, kuruluşunun 69. yılında yine bir 9 Eylül'de, 1992'de yeniden açıldı.
CHP, kurucusu ve ilk Genel Başkanı olan Atatürk'ün vasiyeti ile tasarruf haklarını CHP'ye bıraktığı Türkiye İş Bankası'nın hisselerinin bir bölümüne sahip.
CHP'nin Türkiye İş Bankası'ndaki yüzde 28.1 oranındaki hisselerinin kazancı partinin sosyal demokrat anlayışını en net biçimde ortaya konulan bir anlayışla şimdilerde adı siyasi iktidar 'sakıncalı' kuruluşlar arasında gösterilme çabasından vazgeçilmeyen Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu'na aktarılıyor.
Türk siyasi hayatının vazgeçilmesi ve demokrasinin teminatı, Türkiye Cumhuriyeti'nin koruyucusu ve kollayıcısı olan CHP'nin seçim barajını aşamayarak kurucusu ve ilk Genel Başkanı Mustafa Kemal Atatürk'ün açtığı Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin dışında kaldığı zamanlar oldu.
O süreçlerde CHP'liler çok acılar çektiler ama partilerinin kıymetini taraflı tarafsız herkes gördü, CHP'siz bir Türkiye Cumhuriyeti olamayacağı toplumun her kesimi tarafından kabul edildi.
Türk siyasi hayatının en önemli ve tartışılmaz aktörü olan CHP, çok acıdır ki dün olduğu gibi bugün de Türkiye'yi ortaçağ karanlığına sürüklemek, dünyanın en iyi yönetim şekli olan Cumhuriyeti ortadan kaldırıp kutsal vatan toprakları üzerinde dini esaslara dayalı bir yönetim şeklini getirmek isteyenlerle, Türkiye üzerindeki kirli emellerinden asla vazgeçmeyen emperyalist güçlerin hedefi durumunda.
Atatürk'ün partisine gönül verenler, iç ve dış bu saldırılara dün olduğu gibi bugün de göğüs geriyor, korkmadan, ürkmeden, ümitsizliğe kapılmadan ülkenin yeniden aydınlık günlere kavuşacağı düşüncesi ve inancından asla dün vermiyor.
Elbette iktidar olamayışın acısını yüreklerinden atamıyor CHP'liler..
Kimi zaman partinin ülke sorunlarına yaklaşımından hoşnutsuzluğunu ortaya koyuyor.
Küsenler, darılanlar, hatta geçici bir süre de olsa yolunu ayıranlar bile oluyor, ama CHP'nin bu ülkenin gerçek teminatı olduğu anlayışı her koşulda ortaya çıkıyor.
CHP, bir kitle partisi olduğu için de tartışma kültürünü yaşayan bir parti.
Her fikre, her öneriye saygılı yaklaşan, siyasi yarışa, rekabete olanak tanıyan bir siyasi kültürü ülkeye getiren ve kazandıran bir parti aynı zamanda CHP..
Son dönemlerde Kemal Kılıçdaroğlu yönetimince ortaya atılan 'Yeni CHP' söylemi partiye gönülden bağlı, ata yadigarı gözüyle bakanları üzüyor, kızdırıyor olsa bile, hangi yönetim olursa olsun CHP'nin 'Atatürkçü ve sosyal demokrat' çizgisinden sapmayacağı bilinen bir gerçek..
Yerel seçim ufukta göründü, diğer partiler gibi CHP için de bu seçim çok büyük önem taşıyor.
Çünkü AKP iktidarının 'Hedef 2023' söyleminin Türkiye Cumhuriyeti'ni işaret ettiğinin bilince içerisinde CHP'liler ve elbette bu ülkenin ve bu kentin aydın insanları.
Türkiye için bir dönüm noktası, Türkiye Cumhuriyeti'nin tartışıldığı, hatta sanık sandalyesine konulmak istendiği bir süreçte CHP'nin 27 Ekim 2013'te yapılacak yerel seçimlerde alacağı sonuç hayati önem taşıyor.
CHP, toplumu rahatsız eden iç çekişmeyi, siyasi gelecek kaygısını rafa kaldırarak yerel seçimlere odaklanmalı, hakla bütünleşerek sandığa sahip çıkmalı.
CHP'nin 89. yıldönümü kutlu olsun..
